Aldatmak!
Gündemler aldatma, uyutma ile akıp gidiyor. Bugün Muhteşem Yüzyıl
dizisi… Dün Kadın’da kürtaj cinayettir… THY’de grev ihanettir…
Söylemleri gündem oluyordu.
Bir de büyük projeler!
Başbakan müjdeliyordu.
İstanbul’un 7 tepesinden ve 777 çukurundan bakılınca görülebilecek
çok görkemli bir cami projesi yapılacak. İstanbul’un Çamlıca tepesi,
250-300 metre yükseklikte göçmen kuşların gelip konakladığı ve 5 bin
çeşit bitkinin, ağacın, çiçeğin yetiştiği bir tepe… Buraya kondurulacak
bir camiye 800 metre uzunlukta bir minare, bugünkü inşaat tekniğiyle
çok rahat kondurulur. Böylece Çamlıca Camii, İslam’ın kutsal kenti
Mekke’den ve Hıristiyan Papa’nın şehri Roma’dan bile çıplak gözle
bakılınca görülebilir(!)
Tamam da…
Adına “çılgın” dedikleri bir “Kanal İstanbul Projesi” vardı, ne oldu?
Nerde onun hazırlığı?
Kazma ne zaman vurulacak?
Kanal kalın geldi.
Cami ile uyutuyor.
Xxx
Belki de birileri bilimsel bilgiyi önüne koydular. Buranın altı su…
İkinci İstanbul Boğaz’ını açamayız mı dediler? İstanbul’a ikinci boğaz
açma söylevi; hayalleri bir araya getirmişti.
Yürekleri de ateşlemiş.
Zihinleri uyandırmış.
Bu projeyi duyanlara daha zengin bir İstanbul hayali kurma kapısı
açmıştı. Nasıl ki, boğazın iki yakasına gökdelenler dikildi, yüksek
rantlar yaratıldı, bu rantlar sermayeye dönüştü “Çılgın Kanal İstanbul”
un da iki yakasına 50- 60 katlı gökdelenler, rezidanslı iş merkezleri
dikilebilirdi.
Elde TOKİ’de var.
Yeni rantlar doğabilirdi.
TOKİ’den sorumlu Çevre ve Şehircilik Bakanı da “Çılgın Kanal
İstanbul Projesini” unutmuş görünüyor. Kentsel Dönüşüm Projesi”ni
anlatıyor. Kentsel dönüşümle site yapımına ağırlık verileceğini, bol
yeşil alanlar, parklar yaratılacağını, siteler için gerekli olan
elektrik enerjisini rüzgardan, su ihtiyacını da yağan yağmurun suyunu
biriktirerek karşılanacağını anlatıyor.
Xxx
Bakan yeşili öne çıkarıyor.
Bitkisini, çiçeği kuruyacak.
Bitkiyi, çiceği, doğayı gözeten bir anlayış iktidardaysa; cemaati
bile olmayan Çamlıca’ya cami dikerek doğayı betonlaştırmanın ne anlamı
var. Geçen gün mimar Niyazi Duranay, bir yazı yazdı.
Yazıda bir hatırlatma vardı.
Şöyle diyordu:
“Çamlıca İstanbul’un gözbebeği, biri büyük biri küçük “doğa harikası” iki yeşil tepe… Ellili yıllarda, Demokrat Parti’nin son döneminde, İtalyan şehirci Prof. Luigi Piccinato
Elmedağ’daki İstanbul Planlama Bürosu’ndaki danışmanlığı sırasında, o
yıllarda yakın çevresi herüz yağmalanmamış ve yapılarla kaplanmamış
olan Çamlıca’nın “milli park statüsüne” alınmasını önermişti.
O zamanki, yetkili kişiler bu güzel öneriyi kulak ardı ettiler…Hiçbir girişimde bulunmadılar…”
Xxx
Beklerdik ki, Şehircilik Bakanı, mimar Niyazi Duranay’ın bu
hatırlatmasına odaklansın ve “Çamlıca Tepesi’ni milli park yapalım”
önerisiyle başbakanı ikna etsin. Bu tepeye cami yapılıp yapılmayacağı
kararını her halde Başbakan değil, bu kentin bilimsel planlamasından
sorulumu İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi
(İMP)”de görev almış yüzlerce şehir planlamacısı bilim adamı vermeliydi.
Gündemler aldatma üzerine. Cahil yığınların duygularını büyük cami
yapma projeleriyle karıştırıyorlar.
Yorum Gönder