Muhteşem Erdoğan - Mehmet Ali Güller

Meclis Darbe Komisyonu, bir daha darbe olmaması için 20 öneri yapmış. Raporda yer alan öneriler arasında “okul, hastane, sosyal tesislerden darbecilerin isimlerinin kaldırılması” bile var ama NATO’dan çıkmak yok!
İçinde “NATO’dan çıkalım” önerisi olmayan bir rapor, darbeyle değil TSK’yle hesaplaşıyordur. Nitekim raporda yer alan “AB reformları devam etmeli” önerisi, hedefin TSK olduğunu ortaya koymaktadır.
ERGENEKON İLE GLADYO’NUN NATO FARKI
NATO meselesi turnusol kâğıdı gibidir. “Türk Ordusu NATO’dan çıkmalı mı” sorusuna verilen yanıta göre, bir insanın TSK’ye bakışı da, emperyalizme bakışı da net olarak anlaşılır.
Yani “NATO’ya hayır” demek, gerçekten “one minute” demektir!
Çünkü NATO, ABD’nin üye ülkeleri denetleme aracıdır, o ülkeleri sinir merkezinden teslim alma organıdır, üye ülkelerin en kritik kurumlarını ele geçirme aracıdır… NATO, başkentleri Washington’a bağlama operasyonunun adıdır.
ABD bu operasyonu Gladyo ile gerçekleştirir, yani SüperNATO’yla… Bu nedenle Gladyo’nun üyeleri, Washington’da “bizim oğlanlar” diye bilinir.
Gladyo üyeleri pratikte en Amerikancı isimlerdir aynı zamanda… Onları Türk-Amerikan ilişkilerinde nasıl konumlandıklarına bakarak da tanıyabilirsiniz. En Türkiyeci görünene, en milli laflar edene şu soruyu sormanız yeterli: “Türkiye NATO’dan çıkmalı mı?”
NATO meselesi, Ergenekon ile Gladyo’nun farkını da ortaya koyar. ABD’ye en mesafeli isimler Ergenekoncu ilan edilerek tutuklanırken, Gladyo’nun en has memurları dışarıdadır ve Ergenekoncu avındadır!
NATO ÇARPMASI
Bakın bu NATO meselesi o kadar kritiktir ki, ecdadının gittiği yerlere göz diken ve at sırtında oralara gitmek isteyen Muhteşem Erdoğan’ın karizmasını, onu sırtından atan Cihangir isimli attan beter çizer!
Anımsayın: NATO’nun bir Haçlı Koalisyonu olarak Libya’ya çullanması gündeme geldiğinde Muhteşem Erdoğan kükremiş ve “NATO’nun ne işi var Libya’da” diyerek tepki göstermişti. Sonra bağıtlar anımsatılmış olmalı ki, Muhteşem Erdoğan şöyle demişti: “NATO, Libya’nın Libyalılara ait olduğunu tescil etmek için Libya’ya girmelidir.”
Bu tescil işi sıradan bir laf değildir. Doğrudur, NATO bir tescil makamıdır. Girdiği yere el kor!
Nitekim Muhteşem Erdoğan bu NATO çarpmasından sonra her yere NATO’yu çağırmaya başladı. Kuzey Irak’a çağırdı, Kandil’e çağırdı, Suriye’ye çağırdı… Olmayınca Türk topraklarına çağırdı ve tescil durumunu da daha NATO gelmeden kendi ilan etti: “Burası NATO toprağıdır.
E, madem buralar artık NATO toprağıydı, o zaman NATO, karargâhını da buralara taşımalıydı! Öyle de oldu. Yarın yapılacak törenle, İzmir’deki Müttefik Hava Komutanlığı, yerini NATO Kara Komutanlığı’na bırakacak. Yani artık karadan girecek NATO askerleri!
PARGALI ABDULLAH
Bakın bu NATO çarpması sıradan bir olay değildir. Kimi zaman Muhteşem Erdoğan’ın Pargalı Abdullah tarafından hizaya sokulmasını sağlar.
Anımsayın: Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği gündeme gelmiş ancak Müslümanlara hakaret eden karikatürleri ifade özgürlüğü sayan Rasmussen’in adaylığına Muhteşem Erdoğan karşı çıkmıştı. Öylesine karşıydı ki, tüm dünyaya “hayır” diyeceklerini ilan etmişti!
Sonra NATO çarptı ve Pargalı Abdullah, Rasmussen’in genel sekreterliğine Türkiye adına “evet” dedi.
HÜSEYİN TETİK
NATO’nun Patriot’larını, Kilis çevresindeki NATO toprağına getirten Muhteşem Erdoğan’ın yardımcısı Hüseyin Çelik, biliyorsunuz, “ama tetik bizde olacak” demişti.
Sonra onu da NATO çarptı. NATO Genel Sekreteri Rasmussen, “komuta NATO’da” dedi.
NATO çarpınca, Hüseyin Çelik, Hüseyin Tetik’e döndü ama “Hüseyin Ç. Bir Ankara Faciası” dizisinin senaryosu da tamamlanmış oldu!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget