Tüm gelişmeler gösteriyor ki, Abdullah Öcalan’ın hazırladığı ve
üzerinde anlaşılan “ikişer sayfalık üç protokol” artık hayata
geçiriliyor.
Bu protokollerde yer alan en önemli dört şart şu: 1. Kürt kimliğinin
anayasal güvenceye alınması. 2. Anadilde eğitim. 3. Kürtlerin özyönetimi. 4.
Öcalan’ın tutukluluk şartları.
Bu şartlar, aynı zamanda PKK’nin AKP’ye sunduğu kırmızı çizgilerdir.
ERDOĞAN İLE ÖCALAN YÜZDE 95 ANLAŞTI
2006’dan beri süren AKP-PKK görüşmelerinde parça parça ele alınan bu şartlar
üzerinde bir anlaşma olduğunu biliyoruz. Zira Başbakan Erdoğan’ın özel
temsilcisi olarak Oslo’da hükümeti temsil eden Hakan Fidan, muhatapları
olan Mustafa Karasu, Sabri Ok ve Zübeyr Aydar’a “Erdoğan
ile Öcalan’ın yüzde 95 anlaştığını” söylüyordu!
Ancak tıpkı Başbakan Erdoğan’ın geçen yıl New York’ta buluştuğu
Celal Talabani’ye “kamuoyu hazır değil” dediği türden zorluklar
yaşanıyordu. Adım adım gidilmeliydi. Başbakan Erdoğan, nasıl bir yöntem
izleyeceğini 2009 yılında ABD Princeton Üniversitesi’nde verdiği bir konferansa
açıklıyordu: “Hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz
lazım.”
ÖCALAN’IN PROTOKOLLERİ UYGULANIYOR
Gelin bugün PKK’nin “Öcalan protokollerinde” yer alan 4 kırmızı
çizgisinde nasıl ilerlendiğini inceleyelim. AKP’nin ve hatta CHP ile MHP’nin bu
kırmızı çizgilerin gerçekleşmesine ne tür katkılar yaptıklarına bakalım:
1. Kürt kimliğinin anayasal güvenceye alınması.
Protokoldeki bu şart, pratikte “Anayasa’dan Türk kimliğinin
çıkarılması” şeklinde uygulanıyor.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda yer alan parti taslaklarına bakılırsa, bu
konuda AKP, CHP ve BDP arasında bir ölçüde uzlaşma sağlanmış görünüyor.
2. Anadilde eğitim.
Kürtçe yayın yapan devlet televizyonundan sonra, Kürtçe seçmeli ders olarak
Milli Eğitim müfredatına girdi.
Kürtçe savunma yapma hakkı da elde edildi. Aynı zamanda “açlık grevlerini”
bitirme şartı olan bu konunun AKP kurmaylarınca “biz açlık grevleri öncesinde bu
hazırlığa başlamıştık” diyerek savunulması, aslında Öcalan
protokollerinin kabul edildiğinin çarpıcı bir itirafıdır.
Son olarak Kürtçenin resmi dairelerde kullanılması için hazırlıklara
başlandı!
3. Kürtlerin özyönetimi.
Protokolde “Kürtlerin özyönetimi” denilen şart, BDP’nin 19-20 Haziran 2010’da
Diyarbakır’da tartıştığı yerel yönetim modeli toplantısında “demokratik
özerklik” olarak bildiride yer aldı ve partinin önüne görev olarak kondu.
Ardından Demokratik Toplum Kongresi DTK, 14 Temmuz 2011’de Diyarbakır merkezli
demokratik özerklik ilan etti!
Sırada AKP’nin katkıları vardı: Bütünşehir yasası ile “Kürt özerk
bölgesinin” temelleri atıldı. Son tuğlayı da “valileri halk seçmeli” diyen
Başbakan Erdoğan yerleştirdi!
OPERASYONA MGK’DE KARAR VERİLDİ
4. Öcalan’ın tutukluluk şartları.
“Açlık grevlerini bitiren adam” ilan edilen Öcalan’ın, “bir sözüyle
savaşa da son verebileceğinin” topluma enjekte edilmesi, özel bir operasyondur.
Operasyona “Öcalan’ın tecrit edildiği 1,5 yıldaki terör olayları ile
Öcalan’la diyalogun olduğu sürecin masaya yatırıldığı” son MGK toplantısında
karar verildi.
Erdoğan ile Öcalan’ın Türk siyasi hayatının en önemli iki
aktörü olduğu şeklindeki yazılar, Öcalan’ı İmralı’dan çıkarma operasyonu
hazırlığıdır.
Yorum Gönder