Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç‘ı hepimiz olur olmaz zamanlarda, en çok da
Başbakan‘ın şiir okuduğu anlarda akıttığı gözyaşlarıyla tanırız ama dün yeni bir
yönünü keşfettik:
Meğer aynı zamanda çok da
şakacıymış!
Marmaris‘teki bir seminerin sonunda, katılımcılara mesir
macunu dağıtmış...
Protokol sıralarında oturan TRT Genel Müdürü İbrahim
Şahin’e mesir macunu atarken, “İbrahim Bey sana bunlardan” diye
seslenmiş...
İbrahim Şahin de gülümsemekle yetinmiş!
***
Sorum, TRT Genel Müdürü‘ne:
Bu sözleri
söyleyen, yani sizin mesir macununa ihtiyacınız olduğunu ima eden ve bunu
yüzlerce insanın ortasında yapan kişi Başbakan Yardımcısı Bülent Bey değil de
diyelim ki CHP Genel Başkanı olsaydı, yine gülümsemekle mi
yetinirdiniz?
En azından çıkıp, “Nereden biliyorsunuz, benim böyle bir
ihtiyacım olduğunu” diye sormaz mıydınız?
Dava açmaz mıydınız?
***
İster siyasetçi olun, ister bürokrat, ister
gazeteci, isterseniz de sıradan bir vatandaş...
Her şeyden önce dik
olacaksınız!
Makamı, konumu ne olursa olsun kimsenin onurunuzla
oynamasına izin vermeyeceksiniz...
Hele hele üç kuruşluk dünya çıkarı
için bunu asla yapmayacaksınız!
Yeri geldiğinde, her şeyi yakmak
pahasına, “Höt” demeyi bileceksiniz!
Yaparsanız ne mi
olur?
Birileri sizin mizacınızın yumuşaklığından yararlanarak mahreminize
girmeye, böylesine ilginç “yardımlarda” bulunmaya ve dalga geçmeye
kalkabilir!
***
Bir çift söz de Bülent Bey‘e:
Daha bir
hafta önce CHP‘li Muharrem İnce’nin “mahrem”ine saldırdınız...
Onu,
hakkında verilmiş ve ne olduğu bile belli olmayan bir “fezleke” yüzünden cinsel
tacizci ve sapık ilan ettiniz...
Hem de bunu bir zamanlar başkanı
olduğunuz ve her fırsatta “saygınlığına gölge düşürmemek için nutuklar
attığınız” Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nin çatısı altında
yaptınız...
Şimdi makam olarak kendinize bağlı bulunan bir bürokratla
uğraşıyorsunuz...
Bu mu saygınlık?
Bu mu insanların özel
hayatlarına saygılı siyaset?
*****
16/9 ve 169!
MASAK, 12 Eylül
darbecilerine ve yakınlarına ait malvarlığını incelemiş... Önceki günkü
gazeteler Konsey üyelerinden Sedat Celasun‘un gelininin 240 dairesi, Nurettin
Ersin‘in kızının da Bodrum‘da 169 yazlığı olduğu haberleriyle
doluydu.
Dün olayın gerçeğini öğrendik:
Meğer o 240 daire
Çankaya‘daki jandarma lojmanlarıymış ve Füsun Celasun‘la hiçbir ilişkisi
yokmuş!..
Nurettin Ersin‘in kızının Bodrum‘da 16/9 No‘lu yazlığı da
“sehven” 169 yazlık olarak yazılmış!
Böyle aptallıkları yazınca bizi,
“soruşturmaları sulandırmakla” suçluyorlar ya... Sözüm onlara:
Ne
yapacaktık yani?
Bu aptallığı yapanlara bir de madalya mı
takacaktık?
*****
GÜNÜN SORUSU
Vallahi de
billahi de gerçek olaydır: Sivas Belediyesi, eski sanayi bölgesindeki umumi
tuvaleti yıktırmış... Soru esnaftan Belediye Başkanı Doğan Ürgüp‘e... Hem de
pankarta yazılmış halde:
Nereye sı..acağız?
*****
CHP’li Aykut Erdoğdu Kemal Bey’in
yolunda...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar iki ay kadar
önce bir açıklama yapmış ve “TOKİ’de tek yolsuzluk soruşturması açıldığını
kanıtlasınlar, istifa ederim” demişti.
Bunun üzerine CHP İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdu, TOKİ’de yapılan yolsuzlukları gündeme getirdi.
İddiasını da Başbakanlık Teftiş Kurulu, Bayındırlık Bakanlığı Teftiş Kurulu ve
SPK’nın hazırladığı raporlara dayandırdı. TOKİ’nin yedi farklı projede toplam
773 milyon lira zarara uğratıldığını ve yolsuzluk yapıldığını iddia etti.
Özellikle KC Grup adlı inşaat firmasını gündeme getirerek 106 milyon liralık
yolsuzluğa işaret etti.
Erdoğdu’nun iddialarını kapsayan dönemde TOKİ
Başkanı olan Erdoğan Bayraktar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu‘nda yaptığı
konuşmada itirafta bulundu ve “Burada dolandırıcılık, hırsızlık var. Bu benim
zaafımdır. Kim suçluysa cezasını çeksin, ben de dâhil” dedi.
Ama... Söz
verdiği gibi istifa etmedi!
CHP‘li Aykut Erdoğdu yeni belgelere ulaşmış;
dün istifa etmesi için Erdoğan Bayraktar‘a bir hafta süre verdi ve “İstifa
etmediği takdirde perşembe günü yeni bir yolsuzluk dosyası daha açıklayacağız”
dedi.
***
Tamam; madem Bayraktar, “Bir dosya bulsunlar
istifa ederim” demişti, o zaman dediğini yapmalı!
Ama Aykut Erdoğan‘ın,
elindeki yeni dosyaları tehdit malzemesi olarak kullanması kesinlikle doğru
değil...
Ne yani, Bayraktar istifa ederse, biz o dosyaları öğrenemeyecek
miyiz?
Erdoğdu, bu anlamsız tehdit hariç, kendi partisine de “Muhalefet
nasıl yapılır” dersi veriyor.
Hatırlarsınız; Kemal Kılıçdaroğlu da
hazırladığı ve açıkladığı dosyalarla yükselmişti.
Bu konu medyamız
tarafından şimdilik görmezden gelinse de önümüzdeki bir haftalık süre, oldukça
ilginç gelişmelere gebe...
Bekleyip göreceğiz.
Yorum Gönder