Dolmabahçe Buluşması! - Özgen Acar

Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı’na yeniden seçilmesinden sonra Vladimir Putin pazartesi günü Ankara’ya değil, İstanbul’a geliyor.
Ankara’da Türk ve yabancı diplomatik çevrelerde bu konu şöyle değerlendiriliyor: “Türkiye Cumhurbaşkanı ya da Başbakanı’nın Moskova’da Kremlin’e değil de Rus Çarlığı’nın başkenti St. Petersburg Sarayı’na gitmesi gibi bir durum var. Tayyip, TC’nin başkenti Ankara yerine, muhteşemliğini Putin’e Osmanlı’nın Dolmabahçe Sarayı’nda gösterecek!”
Anımsanacağı üzere Putin 14 Ekim’de günübirliğine Ankara’ya gelecekti. Ancak Suriye’ye giden Rus uçağında silah aranması olayından sonra ziyareti 3 Aralık’a ertelenmişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarı üzerine Putin günübirliği yerine, geceleme de yapmak üzere İstanbul’a gelecek.
Kuşkusuz kısa süreli ziyaretin, yoğun programının siyasal gündeminin başında “Suriye-uçağın aranması-füze ihalesi” geliyor. Kısa bir süre önce Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’nın Suriye siyasasını şöyle açıklamıştı:
“Suriye’ye gönderdiğimiz silahlar, bu ülkedeki hiçbir silahlı gücü desteklemeye yönelik değildir. Bölgedeki siyasal istikrarı ve Suriye’nin güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Suriye’nin Tartus’taki Rus lojistik üssü işlevini sürdürecektir.”
Bir süre önce Erdoğan-Putin telefon görüşmesinde Türk Başbakanı 100 bin sığınmacıdan yakınmış, Rus Devlet Başkanı da başkalarının Suriye’nin içişlerine burunlarını sokmaması gerektiğini söylemişti.
Moskova, Türkiye’nin Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (KAAÖ) “Patriot (vatansever)” füzelerini Suriye’ye yönelik yerleştirmesinin bölgede istikrarı bozacağını öne sürüyor.
Bu konuda ilginç bir durum var. Türkiye “Yüksek İrtifa Hava Savunma Sistemi” için açtığı ihaleye ABD “Patriot” sistemi ile Çin ve Fransa-İtalya kendi füzeleri ile katılırken Rusya S-300’lerini öneriyor. Ankara, Rusların daha geliştirilmiş S-400’lerinin ihaleye katılması eğiliminde…
İstanbul görüşmelerinde siyasal olaylardan daha çok, ekonomik ilişkiler ağırlığını hissettirecek. İlk kez 2010’da toplanan “Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Kurulu (ÜDİK)” toplantısı ekonomik ilişkileri yönlendirecek.
Bu yılın ilk dokuz ayında Türkiye, Rusya’ya 5 milyar dolarlık dışsatım yaparken 20 milyar dolarlık alımda bulundu. Toplam ticaretin yıl sonunda 35 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Türkiye aleyhine doğan büyük fark enerji alımından kaynaklanıyor. BOTAŞ’ın yanı sıra 4 Türk özel şirketine de Rusya’dan doğalgaz alım ruhsatı verilmesinden sonra bu alanda önemli yapısal değişimler bekleniyor.
Türk şirketlerinin Rusya’daki yatırımı 8 milyarı, Rusların Türkiye’deki yatırımları ise 9 milyar doları buluyor. Rus Sberbank’ın bir kalemde Denizbank’ı 3.5 milyar dolara satın aldığını da anımsayalım.
Şimdi Rusların petro-kimya alanında yeni yatırımlara başlayacağı bildiriliyor. Kuşkusuz Rusya’nın ülke dışında en büyük yatırımı 20 milyar dolarla Mersin Akkuyu nükleer santralına olacak.
Tam 50 yıl önce Ruslar Aliağa petrol rafinerisi, Seydişehir alüminyum fabrikası, İskenderun demir çelik tesislerini yaparken; Türkiye bunların bedelini Karadeniz’den gemilerle gönderdiği narenciye gibi tarım ürünleri ile ödeyerek soğuk savaşın gerginliğini “takas” yöntemi ile ortadan kaldırmışlardı.
Türkiye’nin dış ticaretteki açığını bir ölçüde Rusya’dan gelen 4 milyon turist azaltıyor.

Zeugmaya ödül

Bu satırlar yazılırken Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Zeugma Antik Kenti ve Müzesi”ne bu yılın “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”nü veriyordu.
Salı günü bu köşede yazım şöyle başlıyordu. “UNESCO’nun Venedik Bölümü’nün; tarih yağması konusunda Güneydoğu Avrupa ülkeleri yetkilileri için Gaziantep’te düzenlediği üç günlük çalıştayda yeni Zeugma Müzesi yabancı konukları büyüledi.”
Gerçekten görkemli bir müze olmuş, dünyanın en önemli mozaik müzesinin bulunduğu Tunus’taki Bardo’nun çok önüne geçerek ilk sıraya oturmuştu. Şu anda Hatay’daki mozaik müzesi çalışmasının da Bardo’ya fark atmasını dileriz.
Yazımız üzerine değerli bir okurumdan şu iletiyi aldım:
“Bugünkü yazınızda adı geçen Zeugma Müzesi, dediğiniz gibi yerli yabancı herkesi büyülüyor amma Gaziantep Valisi ile Büyükşehir ve Şehitkâmil belediye başkanlarını hiç büyülemiyor. Niye mi? Girin veb sayfalarına, Zeugma Müzesi diye en ufak bir bilgi kırıntısı yok. Onlar halen eski Arkeoloji Müzesi’nde takılı kalmışlar. Ben vali ya da belediye başkanı olsaydım bu Müze’nin Türkçe, İngilizce, Rusça, Japonca, Çince pek çok dilde veb sayfasını yaptırırdım.”
Okurumun dediğini yaptım. Yeni müze hiçbirinde yoktu! Büyükşehir sitesinde Zeugma’dan söz ediliyordu, ama eski müze tanıtılıyordu. Bu kadar ilgisizlik bağışlanamazdı…
***
Görkemli müzede savaş tanrısı Mars-Ares’in tunç heykeli karanlık içinde kaybolmuştu.
Zeugma’dan kaçırılıp İngiltere-İsviçre bağlantısı ile 2002’de Türkiye’ye dönen şarap tanrısı Dionysos-Baküs’ün tunç heykeli Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.
27 Ocak’ta Cumhuriyet Bilim Teknoloji’de iki heykelin ortak özelliklerini saptayan yazımda Dionysos’un da Zeugma Müzesi’ne gönderilmesini önermiştim. Bugüne değin gerçekleşmedi. Şimdi yapılacak iş, her iki heykeli de ortak ancak daha iyi bir ortamda sergilenmesinin sağlanmasıdır.
***
Birkaç yıl önce Nizip’te yıkılmış, İ.S. 4. yy’daki bir kilisenin büyük boyda taban mozaiği bulundu. Gaziantep Müzesi arkeologları mozaiği kazıp çıkardılar. 337 metrekare olan mozaik parçalar halinde Zeugma Müzesi’ne taşındı.
“Nizip Mozaiği” birleştirildikten sonra yer bulunabilmesi durumunda “Zeugma Müzesi’nde” sergilenebilecek. Keşke Nizipliler bu mozaiğe yerinde sahip çıkabilselerdi…

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget