Gündem değiştirmekte başarılı bir siyaset adamı olan
Erdoğan, hafta sonu
Kütahya’da yaptığı bir konuşmada,
kamuoyunun dikkatini hızla yükselen et fiyatlarından, tırmanmakta
olan enflasyondan, akaryakıt zamnından alıp, bir televizyon
dizisine kilitlemeyi başardı!
Dünürün gazetesi bile, dün “emeklilerin
mecburen vejetaryen olduğu”ndan söz ederken,
Başbakanımızın güney sınırımızda huzur bırakmayan
Suriyeli başkaldırıcılar yüzünden
Akçakale’de okulların bu ders yılında bir
gün açık, üç gün kapalı olmasına kalıcı çözüm aramak yerine, Doğuş
Grubu’nun sahibi olduğu bir televizyon
kanalında 70’inci haftadır ekranda bulunan bir kurmaca
dizi ile kavga etmesi, düşündürücüdür.
Gündemini işgal eden konulardan CHP, MHP ve
BDP ile uğraşmanın kendisine fazla reyting getirmediği
mi uzmanlarca söylendi?
Yoksa muhalefet partileri için sakız haline getirdiği malum
eleştirileri tekrarlamaktan kendisi de usandı mı ki, önceki günkü nutkunun büyük
bir bölümünü “Osmanlı”
döneminin 10’uncu Padişahı
ile ilgili bir kurmacaya ayırmak gereğini duydu?
Sayın Başbakan, sanki tarihimiz ile ilgili bir belgeselden söz
ediliyormuş da; o belgesel hakkında kendi görüşünü açıklamak gereği duymuş
birisi gibi sağ kolunu kaldırmış ve Muhteşem Süleyman
adlı dizide değerli sanatçı Halit
Ergenç’in başarı ile üstlendiği
Kanuni’nin bizim
Süleyman’ımız olmadığını söylemekle
yetinmiyor.
Ömrünün 30 yılı at sırtında geçmiş olan padişahın harem yaşamının
abartılı oluşunu ekrana getirdiklerini ileri sürerek Timur
Savcı’yı, senaristler Yağmur-Durul
Taylan’ları da azarlıyor ve o arada; henüz
‘Tek Adam’ elbisesini
giymediğini de gözardı ediyor. Ve bir kez daha yargıya açıktan emir vermeye
kalkışıyor!
Meğer yürütmenin başı olarak “İlgililere
uyarı yapmış ve yargıdan bu diziyi ekrana getiren sorumlular için gerekli kararı
vermesini” bekliyormuş!
Eklenen o gerekli karar ne ola ki? 1500’lü
yıllarda uygulandığı gibi “Falaka
Cezası” mı
Sayın Başbakan?
İnsaf edin. Söz konusu bir kurmaca dizi olmasına karşın; toz kondurmak
istemediğiniz dönemde taht kavgaları, o kavgaları tetikleyen entrikalar yok
mudur?
Kanuni’nin Mahidevran
Sultan’dan doğan oğlu Şehzade
Mustafa’nın, Manisa Beylerbeyi iken sağır ve dilsiz
cellatlara öldürtülmesi o kavganın sonucu değil midir?
Tereddi dönemine kadar Osmanlı padişahlarının imparatorluğa olan
hizmetleri elbette inkâr edilmemelidir.
Ancak Muhteşem
Süleyman’ın da yaşamını at üzerinde cihan
fethi ile geçirdiğini inatla savunan kişiye “Bu
dediğinizde hak payı elbette çoktur. Ancak lütfedip kerem buyurursanız, Sultan
Süleyman Hazretlerinin dört sultan ve çeşitli
cariyelerinden olan 13 şehzadenin mader rahmine düşmesi
için zaman bulduğu da bir gerçek değil midir?”
dersek herhalde Silivri’de
soluk almayız.
Yoksa o şehzadeleri leyleklerin mi getirdiğine inanıyor!
Yorum Gönder