Bağımsızlığın, egemenliğin bedeli yoktur! Ne darası, ne de kantarı
vardır! Bunu çok iyi bilen bilen birileri, bu nedenle, “Ya istiklâl, ya
ölüm!” demiştir ki, bu haykırıştaki “ölüm” bir bireyin değil, bir
halkın, bir ulusun ölümüdür, yeryüzünden kazınmasıdır.
Sonra söyleyeceğimi şimdi söyleyeceğim: PKK’nın bunca yıldır
sürdürdüğü isyan sadece bağımsızlık için, bağımsız ve egemen bir devlet
kurmak için yapılır. Daha aşağısı idare etmez. İsyanın arkasında eğer
topyekûn halk (ulus) yoksa, silahlı çatışmaya kesinlikle “Bağımsızlık
Savaşı” denemez. Bu, sadece bir çetenin başkaldırısıdır.
Yukarıdaki satırlar PKK’nın bugünkü durumunu özetliyor.
PKK’nın silahlı adamları, hapisanelerde açlık grevcileri yapanlar,
bağımsız ve egemen bir devlet kurmak için değil, kendi ifadelerine göre
“Öcalan’ın tutukluluk koşullarının iyileştirilmesi, mahkemede anadilde
savunma hakkı ve anadilde öğrenim (öğretim) hakkı için mücadele ediyor.
Bu üç amaç için 30 binden fazla kurban veril(e)mez, yüz milyarlarca
liralık maddi yıkıma razı olunamaz. PKK’nın yaptığı işe “Pire için
yorgan yakmak!” denir.
Yazımın iyi anlaşılması için, internetten (wikipedi) herkesin erişebileceği sıradan bir alıntı yapacağım:
PKK’nın biyografisi
["Kürdistan İşçi Partisi (Kürtçe: Partiya Karkeren Kurdistan) veya (Kürtçe isminin kısaltmasıyla PKK)
Türkiye'nin güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve
İran'ın kuzeybatısını kapsayan bölgede bir devlet kurmayı amaçlayan ve
bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye sınırları dahilinde kalan
kısmına sahip olabilmek için güvenlik kuvvetleri, geçici köy korucuları
ve sivillere karşı silahlı eylem yapan yasadışı silahlı örgüt.
KADEK (Kürtçe: Kongreya Azadi ü Demokrasiya Kurdistane, Türkçe: Kürdistan Özgürlük ve Demokasi Kongresi) ve Kongra-Gel (Halk Kongresi) isimlerini de kullanmıştır.
PKK, 7.Parti Kongresi'nde bağımsız bir Kürdistan fikrinden vazgeçtiğini açıklamıştır.
PKK; Avrupa Birliği, ABD, Birleşmiş Milletler ve NATO gibi birçok
ülke ve uluslararası kuruluş tarafından terör örgütü olarak kabul
edilmiş, ayrıca ABD'nin uyuşturucu kaçakçıları listesinde bulunan etnik
ayrılıkçı bir örgüttür.
1974 yılında Abdullah Öcalan tarafından kurulan PKK'nın başlangıçtaki
amacı; Kürtlerin de yaşadığı, Türkiye'nin güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi,
Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısındaki bölgede, bağımsız
sosyalist bir Kürt devleti kurmaktı..."]
Terk edilen amaç
Yukarıdaki alıntının dünya kamuoyu için en önemli cümlesi “PKK, 7.Parti Kongresi’nde bağımsız bir Kürdistan fikrinden vazgeçtiğini açıklamıştır.” olması gerekir. PKK bağımsızlık ülküsünden vazgeçmiş ama hala bağımsızlık istermiş gibi kan döküyor.
PKK ya bağımsızlık düşünesinden vazgeçmedi ya da yöneticilerin kendi özel amaç ve hesapları var!
Ben,bir PKK uzmanı değilim, bunları bilemem! Yeryüzündeki herhangi
bir halka karşı olumsuz duygu ve düşüncelerim olmadığı gibi Kürtlere
karşı son derece nesnel bir duruş ve bakışım var. “Sezar’ın hakkı
Sezar’a” Kürt düşmanlığı yapmadığım gibi Kürt şakşakçılığı da yapmam. Bu
nedenle harbi yazıyorum: Kürt halkı, 7.Kongresi’nde bağımsızlık
savaşından vazgeçen PKK’nın, hala kan döküyor olmasını mutlaka
değerlendirmeli, yargılamalı ve mahkum etmelidir. Bunu yapmak
zorundadır.
Celal Talabani’nin dedikleri
16 Kasım 2012 tarihli Milliyet Gazetesi’nde, Hasan Cemal’in Irak
Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile yaptığı söyleşi yayınlandı. Celal
Talabani, Başbakan Erdoğan’a da söylediklerini Hasan Cemal’e
tekrarlıyor:
“PKK bana geldi. Silah bırakmaya hazır olduğunu söyledi.
Bunun için iki koşulu vardı. Biri genel af, öteki anayasadaki
vatandaşlık tarifinin yeniden yapılması ve Türk sözcüğünün
çıkartılması.”
Erdoğan cevap olarak, “Genel af kolay değil!” demiş ama ikinci koşulu
yerine getiriyor ve kendi işine de geldiği için anayasadan Türk
sözcüğünü çıkartıyor.
Anayasadan Türk sözcüğünü çıkarttırmak, yeni bir vatandaşlık tanımı
elde etmek için silahlı mücadele yapılmaz; 30 bin insanın ölümünün
sorumluluğu altına girilmez. Şımarıklıktır, kapristir, çocukçadır.
Başbakan doğruyu söylemiyor; PKK silah bıracaksa her şeye karşın genel af çıkartılabilir.
Celal Talabani, PKK’nın dağdan inmesi için bir yol haritası çiziyor.
Önce yol haritasındaki menzilleri yazıp sonra kendi görüşümü yazacağım:
1. Öcalan’ın hapishane koşullarının iyileştirilmesi… (Bu konuda birinci aşamada iyileştirme, ikincide de ev hapsi, üçüncü de af diyor ve bu aşamaların yol haritası sürecinde zaman içinde geçileceğini söylüyor.
-Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti resmi bir belge (sözlü ya da yazılı)
verirse, PKK silah bıraktıktan sonra bu madde gerçekleşebilir.
2. Gerçek bir ateşkes…
-Atesşkes değil ama PKK’nın silah bırakması.
3. PKK militanlarının Türkiye sınırları dışına çıkmaları…
-Zaten öyle olması gerek.
4. Yeni vatandaşlık tanımı…
-Kapris ve saçmalık! Ama yapılabilir.
5. Genel af…
-Gerekli ve zorunlu!
Ne pire ne yorgan
Talabani’nin ileri sürdüğü koşullar için de silahlı mücadele yapılmaz. 30 bin PKK militanı genç ölüme gönderilmez.
Benim “saçmalık ve kapris” dediğime de bakmayın. PKK’yı tatmin edecek
bir vatandaşlık formulü bulmak mümkün. Ama gene de çocukça!
Kimsenin gizli niyetini bilemeyiz! Ancak, PKK’nın, BDP’nin dayattığı
koşullar ve Talabani gibi Kürt büyüklerinin tavsiyelerinin
gerçekleşmesi için 30 bin can feda edilemez, bunları kanı sermaye
yapılamaz. Can pazarında çekilen restin karşılığı ancak bağımsızlık
olabilir ve iki taviz (ödün) ütmek için rest çekenlere akılsız denir!
Yorum Gönder