RedHack tutuklusu Duygu'dan mektup
8,5 aydır demir parmaklıkların ardında "tutuklu" olan üniversite öğrencisi Duygu Kerimoğlu, gönderdiği mektup ile yaşadığı duruma isyan etti.
“Hiçbir suç işlemeden 9 aydır tutuklu olmak çok ağır bir durum. Tek suçum, hackle ilgili haberleri okumak ve sol görüşlü, duyarlı bir vatantaş olmaktır” diyen Kerimoğlu, Yılmaz Güney’in ve Deniz Gezmiş’in fotoğrafları ile Facebook’ta bir kişinin yapmış olduğu yoruma verdiği cevabın da “kasıtlı olarak çarpıtıldığını” ve delil haline getirildiği kaydetti. Kerimoğlu, “Bir avuç toprağa bile muhtaç şekilde boşu boşuna buralarda olmak, insanın bedenine ve psikolojisine verilen en büyük cezadır” dedi.
Mersin Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri ve Programlama Bölümü öğrencisi Duygu Kerimoğlu’nun 8,5 aydır tutuklu bulunmasının nedeni Facebook’ta “Asi Deniz” ismiyle kullandığı sayfasında RedHack üyelerini ve gerçekleştirdiği eylemlerini övmek ve RedHack Sempatizanları isimli grubun yaptığı yoruma, “Üstlendiğiniz görevi mükemmel yerine getiriyorsunuz. Bizler sizleri seviyoruz” diye yanıt vermek. Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’nde tutulan Duygu Kerimoğlu, avukatı Yusuf Gözel aracılığıyla gönderdiği mektupta yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlattı.
“Yaklaşık 40 saat sonra duruşmaya çıkacağım. Özgür kalacağımı tahmin ediyorum. Hiçbir suç işlemeden 9 aydır tutuklu olmak çok ağır bir durum” diyen Duygu Kerimoğlu, mektubunda şunları kaydetti:
“Dosyamda Yılmaz Güney’in ve Deniz Gezmiş’in fotoğrafları delil olarak sayılmaktadır. Facebook’ta bir kişinin yapmış olduğu yoruma vermiş olduğum cevap kasıtlı olarak çarpıtılmış ve yine delil haline getirilmiştir. Dosyada benim hack yaptığıma dair hiçbir delil yoktur. Tek suçum; hackle ilgili haberleri okumak ve sol görüşlü, duyarlı bir vatandaş olmaktır. 14 Kasım benim yaşgünümdü. 21 yaşında girdiğim bu dört duvar arasında 22 yaşıma girdiğim bu ilk zamanlarda çıkmayı umut ediyorum. Ben ve bütün ailem CHP’liyiz. Siyasi görüşümden ve duyarlılığımdan dolayı, cezaevinde bu kadar süre yattığımı düşünüyorum. Dünyanın yaşanabilecek en güzel ülkesi olan bu ülke böylesine siyasi davaları hak etmiyor. 9 aylık bu süreçte, hapishanenin insan doğasına ve yaratılışına karşı olan birçok yönüyle acı da olsa tanıştım. Bir avuç toprağa bile muhtaç şekilde boşu boşuna buralarda olmak; insanın bedenine ve psikolojisine verilen en büyük cezadır. İnsanların bedenlerini gözlerimin önünde ölümeyatırması veyahut bir badem şekerini 20 yıl sonra ilk kez görüp onunsevincinden ağlaması... Buraların insanı nasıl bir hale soktuğunun enönemli göstergesidir.”
Yorum Gönder