Uğur Mumcu’dan Hrant Dink’e - Hikmet Çetinkaya

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, hazırladığı iki ciltlik raporu TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e sundu.
Komisyon Başkanı Nimet Baş, darbe sürecinde yaşanan acıların, hüzünlerin, mağduriyetlerin ortadan kaldırılması için devletin karanlık odalarında gizlenen belgelerin ortaya çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
Doğru!
O karanlık odalarda gizlenenler, devlet içindeki silahlı güçler, adlar, tetikçiler, belgeler ortaya çıkarılmaz hiçbir dönem...
Çıkarılsa, Uğur Mumcu’dan Musa Anter’e, Ahmet Taner Kışlalı’dan Savaş Buldan’a, Cem Ersever’den Medet Serhat’a, Necip Hablemitoğlu’ndan Hrant Dink’e dek tüm faili meçhullerin faili belli ama gizlenen patronları birer birer yakalanır.
Ben dün bunları düşünürken, önce 1994 yılında TBMM’nin Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı rapor aklıma geldi.
Ve ardından Susurluk Komisyonu raporu... Güldal Mumcu’nun yakın tarihimize ışık tutacak olan “İçimden Geçen Zaman” kitabı...
Ve sonra Hrant Dink’in bir yazısını “Türklüğe hakaret gerekçesiyle” TCK’nin o görkemli 301. maddesinden mahkûm eden Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu kararı.
***
Bu kararın altında imzası bulunan kişi yargıç Nihat Ömeroğlu’ydu.
Ömeroğlu, TBMM tarafından “kamu başdenetçisi” seçildi.
Avrupa Birliği’ne uyum kapsamında gerçekleştirilen bu seçimde, haksızlığa uğrayan, adalette eşitlik ilkesinin çiğnendiğini öne tarafsız birim olan “ombudsmanlığa” seçilen Ömeroğlu’nan başvuracaklar.
Hrant’ı “Türklüğe hakaret ettiği için” mahkûm eden bir düşünce, bir Ermeni yurttaşımızın katledilmesine neden olan bir sürecin yolunu, verdiği o kararla açmıştı.
İşte o derin yapı Trabzon’da örgütlenmiş, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde planlanarak tetikçilere sipariş edilmişti.
Bunun gizlisi saklısı yoktu...
Tıpkı Uğur Mumcu ve öteki cinayetlerde olduğu gibi.
Uğur Mumcu cinayetinin aydınlanmaması için her şey yapıldı.
Güldal Mumcu, suikastın derin güçler, devlet içindeki karanlık odaklar tarafından düzenlenip tetikçilere yaptırıldığını öne sürerken haklı.
O derin odaklar yasadışı dinci, solcu ve faşist örgütleri hep kullandı.
Türkiye’de ve dünyada örnekleri vardır...
***
Bir cinayetin üzerinin nasıl örtüldüğü, PKK’ye karşı Hizbullah’ın nasıl kurulduğu, JİTEM tarafından Batman yakınlarında nerede eğitildikleri TBMM’nin 1994 yılında hazırladığı raporda yazılıdır.
Komisyon başkanı, dönemin Kırıkkale Milletvekili Sadık Avundukluoğlu’dur.
Yazdıklarım zaten raporun özetidir... O rapor TBMM Başkanı’na verilmiş ancak Meclis Genel Kurulu’na getirilmemiştir.
Bu arada TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu üyesi Fethullah Erbaş’ı dinlerseniz, kanıtların toplanması ve soruşturma aşamasında “kasıt” derecesinde özensiz davranıldığını öğrenirsiniz.
***
Bugün Darbe Komisyonu raporu Cemil Çiçek’in elinde...
Raporda neler yazıldığını bilmiyorum ama CHP’li üyelerin savları önemli.
CHP’li üyeler şöyle diyor:
“AKP kendi tarihini yazdı. 28 Şubat’a odaklandı. 12 Eylül darbesinin MTTB, Komünizmle Mücadele Dernekleri, komando kamplarıyla bağlarının üstü örtüldü...”
O zaman?
Demek ki, o karanlık odaklar gizlendi, üstü örtüldü...
Başka söze gerek kalmadı!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget