Halkımız der, yaptıklarımız halkın desteği ve güvencesi altındadır der,
başka bir şey demez.
Halk ne emrederse boynu kıldan ince. Halksız adım atmaz, atamaz
sanırsınız.
Oysa, milli iradeye de halka ve eğilimlerine saygısı da bir baştan
öteki başa palavra!
Bu gerçeği kanıtlayan anketler ortada.
Aman efendimiz rahatsız olmasın, alınmasın diye çoğu gazetenin es
geçtiği, es geçmeyenlerin de yorumlamaya cesaret edemeden yayımladıkları
anketler var ya...
…işte o anketler kendini milli iradenin, halkın baş
savunucusu sanan RTE’nin halkı da milli
iradeyi de umursamadığını kanıtlıyor...
Son anketlerin ortaya çıkardığı gerçeğe göre, halk,
RTE’nin kişisel ihtiraslarını yaşama geçirme olanağı
sağlayan bir araç sanki!
***
İşte bu gerçeğin kanıtları:
RTE’nin örtünmeyi ve türbanı kıyafet
özgürlüğü sağlıyoruz palavrasına sığınarak gerçekleştirdiği, medyamızın reform
diye alkışladığı, kimilerinin adet yerine bulsun diye kimi eleştirileri yayına
koydukları kıyafet yönetmeliği ile ilgili açıklamalar sürüp
giderken…
….örneğin çoğu zaman Müslümanlığı ağır basan yazılarıyla
tanınan Ahmet Hakan’ın
CNNTürk’te önceki gece canlı yayımlanan programında
ilan edilen anket sonuçları:.
“Kıyafet reformunu destekliyor musunuz?”
sorusunu “katılanların yüzde
80’i hayır, yüzde 20’si
evet” diye yanıtladı. Bu, bir.
İki: “Yeni anayasada Türk sözcüğünün
kalmasını istiyor musunuz?”
Katılanların yüzde 80’inin yanıtı
evet!
Üç: “Anadilinde eğitimin Türkçe olmasını
istiyor musunuz?”
Yüzde 80’ine yakın evet!
Dört: “Ülkenin resmi dili ne
olmalıdır?”
Katılanların yüzde 73’ünün
yanıtı; “yalnız Türkçe
olmalıdır.”
***
Bu anketlerin ortaya koyduğu gerçek nedir:
On yıldır -halka karşı halkçı geçinen bir Başbakan- bu ülkeyi
yönetiyor!
Halk; RTE’nin kıyafet reformunu, Türk
sözcüğünü yeni anayasaya koymaya karşı çıkan çabasını, anadilinde Türkçe eğitimi
ve ülkenin resmi dilinin Türkçe olmasını yadsıyan girişimini
reddediyor.
RTE, dilinden düşürmediği halka bu temel konularda ters düşüyor.
Halk dalkavukluğu ile halkçı olabildiğini sanıyor.
***
Atatürk diyemeyen, Türk olduğunu söyleyemeyen, Türk
vatandaşı yerine Türkiye vatandaşlığı gibi ne dile ne de ülkenin nüfus gerçeğine
uymayan yaptırımlar peşinde koşan bu adam…
….devlet yönetiminin bütün olanaklarını elinde toplayarak,
bir de ve maazallah başkan sıfatı ile Çankaya’da
oturacak ha?
İşte o zaman Orhan Veli’nin, bir
şiirinde, “Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda /
dokunabilir misiniz göz yaşlarıma ellerinizle” dediği
gibi...
…. ne yazılsa, ne söylense, ne kadar
ağlansa…
…çağdaşlığı, aydınlığı bu ülkeye çok gören, her gün iki-üç
kez ekranlardan takkesi eksik malum suratını göre göre
usandığımız…
… bu kafa ile nafile!
Yorum Gönder