Biz vergi veriyoruz.
Ordumuza silah alınıyor.
Askere gidiyoruz.
Çocuklarımızı da gönderiyoruz.
Ordumuz da bizim için bir şey yapsın. Genel Kurmay Başkanı, anlayabileceğimiz şekilde bu yeni gelişmeyi izah etsin.
Biz tetikçi mi oluyoruz?
Başbakan açıkladı:
“Tetik Ankara’nın emrinde olacak” dedi. Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik de “Tetik Türkiye’nin elinde olacak” diye güvence verdi. Bu iki devlet büyüğünün açıklamalarından; “silah NATO’nun (tarih bize öğretti ki, NATO ABD demektir) mülkiyetinde olacak fakat tetik bizim elimizde bulunacak” sonucu çıkıyor.
Xxx
Zaten haberler de öyle…
Türk halkına patriyot sevdiriliyor. Yeni stratejik derinliğimiz patriyotlar oldu.
40 kişilik uzman ekip gelecek.
Bunlar ABD’li…
Almanyalı Hollandalı…
Subay düzeyinde askerler.
Eğitim almışlar. Bilgililer. “Patriyot” adı verilen
bataryaları kurduktan sonra geri ülkelerine dönmeyecekler. Hep
Türkiye’de kalacaklar. Bilmeden yazıyorum; kumanda odası, radar odasında
onlar oturacaklar.
Kimin vurulacağına…
Ne zaman vurulacağına…
Onlar karar verecekler.
Ve kararı verdikten sonra bizim ordumuzdan tetiği elinde tutan askerimize “çek oğlum tetiği” diyecekler.
Xxx
Genel Kurmay Başkanımız.
Siz bize net bilgi verin.
Biz bilmek istiyoruz.
Biz böylesine tetikçi olunca; düşmanlarımızın karadan karaya ya da
havadan karaya atılacak kimyasal ve biyolojik başlıklı füzelerini ve
yine düşmanlarımızın sınırımızı ihlal edecek uçaklarını “havadayken keklik avlar gibi” düşürüp ülkemizi korumuş mu olacağız? Yoksa “tetikçi yapıldığımız için” durduk yerde düşman mı (örneğin Rusya) kazanacağız?
Xxx
Genel Kurmay Başkanımız!
En iyi siz bilirsiniz.
Ve söyleminize siyaset karıştırmadan, kimseyi korumdan çok net ve
tarafsız olarak ancak siz bu millete gerçeği söyleyebilirsiniz: Bizim
ülkemizin sınırlarına patriyot füzesi kondurmaya niçin ihtiyacı var?
Bize saldırı olabilir mi?
Niçin olabilir?
Neden olabilir?
Kimden olabilir?
Ne zaman olabilir?
Hangi muhtemel gelişmeler ortaya çıkar ve bir anda yakın uzak
komşularımız; Irak, İran, Suriye, Lübnan, Katar, Suudi Arabistan,
İsrail, Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Ermenistan “Türkiye’ye kimyasal ve biyolojik başlıklı füze sallayayım da gününü görsün” diyebilir?
Xxx
Başbakan ile yardımcısı; “Suriye’nin başındaki Esad bir
delirmiş katildir. 40 bin kişiyi öldürdü. İyice delirebilir, Türkiye’ye
biyolojik ve kimyasal başlıklı füzeler sallayabilir” diyorlar.
Bu varsayım doğru olabilir mi?
Doğru olsa bile “bir delirmiş ya da delirtilmiş komşunun” sallayacağı füzeyi bizim ordumuz kendi gücüyle neden avlayamıyor da “tetikçi duruma” düşürülerek patriyota mahkum ediliyor?
Kurmay Başkanımız!
Rica ediyoruz. Açıklayın.
Çünkü böyle uydurma hayali tehditlerle biz 1950’de Kore’ye 4 bin 500
asker gönderdik. Yarısı şehit oldu, kalanların çoğu gazi(yaralı) döndü.
(uyan borusu)
Kayıp- Kaçak
Hatırlayacaksınız bu köşede Elektrik Mühendisleri Odası’nın da bilgi desteğiyle “kayıp-kaçak” hedeflerinin yükseltilerek vatandaşa fatura edildiğini yazmıştım.
İşin özü şudur: Devletin tekelinde olan elektrik dağıtımını özel
sektörün tekeline devretmenin altında; kayıp kaçağı azaltma değil halka
atılan kazığın boyunu büyütme yatıyor. Dün haber vardı; Milli Savunma
Bakanlığı ile Aile Bakanlığı da “kayıp kaçağın faturalara yansıtılmasının iptali için Danıştay’da dava” açmışlar. Enerji Bakanı da kabine arkadaşlarını ikna edip davadan vazgeçirmeye çalışıyor.
Yorum Gönder