Mesajlı Yemin Notları - Ahmet Tan

Zafer Bayramı ile Ramazan Bayramı bu yıl aynı güne rastladı.
Bu fırsatı kaçırmayan sayın iktidar, kendi meşrebine göre kutlamalara renk ve ahenk katmaya yöneldi.
Devlet, hükümet, belediyeler (ve hatta medya) katındaki iktidar sahiplerinden türlü çeşitli ve hepsi de alengirli mesajlar dinledik
Bu mesajların özü iktidarın “kendi 10. Yıl Marşı”nı hazırlama sürecinde, Şeker Bayramı’nın adı ve tadını değiştirdiği gibi Zafer Bayramı’nın da niteliğini dönüştürmeye dönüktü.
Tatilin 9 güne çıkarılmasının tatlı telaşı içinde işin bu yönü dikkatlerden kaçtı.
Profesör Özer Ozankaya yedi göbek Diyarbakırlı bir toplumbilim profesörü.
O da bu çifte bayram vesilesiyle dostlarına bir kutlama mesajı göndermiş:
“30 Ağustos Zaferi olmasaydı,Türkiye diye bir devlet ve ülkenin olamayacağını, bu haritadan Müslümanlığın silineceğini, dolayısıyla bu dinsel bayramın da bu topraklarda kutlanamayacağını her yurttaşın bilinç düzeyinde tazelemek, yeni kuşakların ve bu gerçeği, henüz öğren(e)memiş olanların bilgisine ulaştırmak gerekir.”
Keşke, bu mesajı da hiç değilse sayın muhalefet çevreleri de çocuklarımıza, gençlerimize ulaştırmayı iş edinse.
***
Bu bayram, yemin etmelerine izin verilmeyen milletvekillerinin hapiste geçirdikleri adı ve tadı kaçırılmış ilk bayramdı.
Yüksek yargının (YSK’nin) kararı ve izniyle seçimlere katılıp milletvekili seçilen, mazbatalarını TBMM’ye teslim eden ve anayasaya göre milletvekili sıfatını kazanmış oldukları Resmi Gazete’de ilan edilen milletvekillerinin “tutuklu” olması / kalması demek, bir daha yazalım ki millet iradesinin tutuklanmış olması demektir.
***
Önceki Anayasa Mahkemesi Başkanvekillerinden Güven Dinçer “Anayasa açık” diyor ve ekliyor:
“Milletvekili sıfatı kazanmış hiç kimse hakkında TBMM’nin izni olmadan hiçbir yargısal işlem yapılamaz! Değil tutukluluğa devam kararı almak mahkemeye bile çıkartılamaz!”
***
Ama hukuku ne dinleyen var ne de ipleyen.
Çünkü yargının kendisi tutuklu hale gelmiş/ getirilmiştir.
İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın anayasanın 81. maddesindeki milletvekili yemini etmelerine izin verilmiyor.
Bunun için de bu iki CHP’li milletvekilliği yetki ve sorumluğunu yerine getiremiyor.
Ceza yasamızda çok klasik bir suç var;
“Memura aktif mukavemet!” (Görevden alıkoymak!)
Hukukumuz, memurun görev yapmasına engel olmayı suç sayıyor.
Ama nedense aynı hukuk, milletvekillerinin görev yapmasına mani olmaya ses çıkarmıyor.
Hatta araç kılınıyor!
***
Milletvekili yemini anayasanın 81. maddesinde düzenleniyor ve yeminin TBMM’de veya kürsüde edilmesi diye bir şart ileri sürmüyor.
Yeminin kamusal bir alanda örneğin mahkeme salonunda gerçekleşmesi bunun da radyo veya tele-konferans yolu ile TBMM Genel Kurulu’na yansıtılması madde hükmünün yerine gelmesi için yeterli olacaktır.
Zaten iktidar ile muhalefetin birlikte imzaladıkları TBMM Protokolü de bu olanak tanıyor.
Zafer Bayramı’nı bile yeniden yapılandıran iktidar, isterse tek maddelik yasa ile milletvekili andı düğümünü çözecektir.

Ahmet Tan/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget