Onların öyküsünü anlatacağım, benim için yazması zor olsa da... Onların çiçeklerle örtülü sabahlarını, gecelerini...
Yıldızların altında nöbet tutuşlarını...
Düşlerini, özlemlerini, beklentilerini...
Pervari’de PKK’li teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Belenoluk Karakolu’nun komutanı Astsubay Başçavuş Erdal Canbulat’ın eşiyle, kardeşleriyle yaptığı telefon görüşmesi her şeyi anlatıyor aslında:
“Dağlar bana bakıyor, ben dağlara bakıyorum... Dağları çok seviyorum...”
Bu ülkenin dağları, ovaları, denizleri, ırmakları sevilmez mi hiç?
Dolunaylı gecelerde Sümbül Dağları’na, Munzur’a bakmak, Kaçkarlar’a, Toroslar’a bakmaya benzemez...
Dağlara bakmak!
Elinde silah, gözlerinde gece dürbünü...
Parmaklar tetikte!
Her an bir terörist saldırısı olabilir.
Oldu da!
Çok şeyi anlatıyor o telefon konuşmaları...
Özlemi...
Hüznü...
Acıyı...
Yalnızlığı...
***
O hain saldırıda şehit düşmeseydi “dağları çok seven” Jandarma Astsubay Başçavuş Erdal Canbulat, 2 yıl sonra, 43 yaşında emekli olacaktı...
Çok sevdiği karısı Özlem ve iki çocuğuyla Bayındır’ın Zeytinova kasabasında belki de tarımla uğraşacaktı...
Kaç lira emekli maaşı alacaktı bilmiyorum.
Yaşam savaşı verecekti mutlaka....
Dağları, ovaları, denizleri, ırmakları sevmek...
Dicle, Fırat kıyısında dolaşmak, umuda yolculuk yapmak.
Bir başka öykü...
Yine dağları çok seven, Pervari’de şehit düşen er Recep Gök...
O da dağları çok seviyordu...
Pervari’deki çatışmada şehit düştü.
Beytüşşebap’ın Akçayol köyünden...
Peki Beytüşşebap hangi ilimize bağlı bir ilçe?
Şırnak’a...
Recep Gök Kürt, Astsubay Başçavuş Erdal Canbulat, yine şehit düşen er Önder Turgay Türk...
Şırnak neresi, İzmir neresi...
***
Bilmem bu anlattıklarım bir şey ifade ediyor mu?
Yüreğiniz sızlıyor mu?
Oturup düşünmenin zamanıdır şimdi...
Kürt Recep Gök’ün köyü Akçayol bugüne dek 10 şehit vermiş kara toprağa...
Recep’in babası Hüseyin Gök şu anda korucu olarak görev yapıyor... Şehit düşen Recep’in altı kardeşi var...
21 yaşındaki er Ömer Dursun...
O da dağları çok seviyordu... Çiçeklenmiş sabahları... Gece nöbetinde yıldızları seyretmeyi...
Yaşamı...
Özlemi...
Hep ama hep içinde taşıyordu.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde şehit düşen polis memuru Erman Tosun...
Eşinin tabutuna sarılırken hıçkıra hıçkıra ağlayan beyaz yaşmaklı Emine Tosun...
Batman’dan gelen şehit haberleri, eli kanlı PKK...
Niye bu suskunluk?
***
Neden lanetlenmiyor bu terör?
Ankara’nın, Batman’ın, Diyarbakır’ın göbeğinde askerlere, polislere, sivillere “Türk - Kürt” demeden kanlı pusu kuran azgın PKK değil mi?
Elazığ’da önceki gün kaçırılan erkek öğretmenler... Öncesinde, dağa kaçırılan bir kaymakam adayı, sağlık memuru, er...
Adım gibi biliyorum, son çırpınışlarıdır bu PKK’nin...
Artık silahlı terör örgütlerinin tüm dünyada sonu gelmiştir.
Bir BDP’li milletvekilinin “sivilleri öldürmeyin, hedefinizi doğru seçin” demesinin demokrasiyle, özgürlüklerle ne ilgisi vardır?
Bu ülkenin aklı başındaki aydınları, bilim insanları, sendikaları, demokratik kitle örgütleri, siyasetçileri, herkes ama herkes teröre karşı bütünlük içinde olmalı...
Türk’üyle, Kürt’üyle, tüm etnik, dinsel, mezhepsel kimlikleriyle...
Tarihsel görevini yerine getirmelidir.
***
Hepimiz sevmeliyiz dağları...
Sevmek için yaşamak gerek...
Yaşamak!
İnsanca ve kardeşçe!
Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet
Yorum Gönder