Uzlaş-ma Komisyonu - Melih Aşık

OdaTV iddianamesinde özel hayatın gizliliğine özen gösterilmesini övmüştük... Ancak geçen hafta dağıtılan 71 adet dava klasörü incelenince aynı özenin dava dosyasında gösterilmediği ortaya çıktı...
Avukat Serkan Günel, davayla ilgisiz telefon konuşmaları yanında kişilerin açık adları, cep telefonları ve adres bilgilerinin de dava dosyasında yer aldığını kaydediyor...
“Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal, Gürsel Tekin, Uğur Dündar, Mehmet Ali Birand, Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan Coşkun, Fazıl Say, Candan Erçetin” bu şekilde özel bilgileri teşhir edilen isimlar arasında...
Avukat Günel diyor ki:
- İlginç olan şu ki, “özel hayatın gizliliğini ihlal etmek” ile suçlanan kişilerin davasında bizzat dava ile ilgisi olmayan kişilerin özel hayatları ihlal edilmektedir.

Tunalı Hilmi
Elena Chuprova, aslen Rus vatandaşı olup geçenlerde Ankara’yı gezmiş, kenti beğenmiş, ancak Tunalı Hilmi Caddesi kaldırımlarının haraplığı ve pejmürdeliğinden yakınıyor... Bizim de her Ankara gezimizde o kaldırımların pejmürdeliği dikkatimizi çeker. Son yenilik! Kaldırımların dibine oluklar yapılmış. Her gün çok sayıda vatandaş oluklara basıp ayak bileklerini incitiyormuş. Tunalı Hilmi Ankara’nın vitrinidir. Çankaya Belediyesi Tunalı Hilmi’nin kendi denetimlerine verilmesini istemiş. Anakent Belediyesi kabul etmemiş. Melih Gökçek Çankaya ve sakinlerini bu şekilde cezalandırıyor anlaşılan. Yazık...

PKK
PKK teröründe 2000’li yılların öncesine dönüldü. Yol kesmeler, aramalar, tanker ateşe vermeler, çocuk öldürmeler, öğretmen kaçırmalar.
Bu noktaya bizce göz göre göre gelindi?
Ankara içeriği belirsiz bir “açılım” yaparken aynı sıralarda İmralı “Demokratik Özerklik” projesini açıklamıştı. Pakette ayrı meclis, ayrı bayrak, öz savunma gücü, ana dilde eğitim gibi Ankara’nın kabul etmesi pek de mümkün olmayan koşullar yer alıyordu. Anasaya değişmeli, Türk sözcüğü çıkarılmalı, seçim barajı düşürülmeliydi.
Ankara ne yaptı? Yukardaki “Demokratik Özerklik” projesine, karşı tarafı idare etmek için, ne evet, ne hayır dedi...
Hatta öyle anlaşılıyor ki seçim öncesi terörün hortlamaması için İmralı ile protokol da yapıldı. Şartlar kabul edilecek izlenimi verildi. Ancak hazırlanan protokole Ankara tarafından imza atılmayınca karşı taraf terörü tekrar tırmandırdı. Durumun bir izahı budur. Sonuçta siyasi kurnazlıkların bedeli PKK kurşunuyla can veren günahsız yurttaşlara ödetiliyor.

Komutanların yattığı Hasdal cezaevi dolup taşınca yeni cezaevi arayışı başlamış.
Avrupa’nın en büyük adalet sarayını yapacağımıza en büyük cezaevini yapmalıydık...
Haldun Ertem


Dans
Mimar Sinan Üniversitesi’nin Bomonti yerleşkesini öğrenciler bizlere dans ziyafetleri sunarak açtılar. MSÜ Fen - Edebiyat Fakültesi ile Modern Dans bölümü uygunsuz bir binadaydı. Şimdi eski Bomonti Bira Fabrikası’nın karşısında büyük ve modern bir binadalar. Rektörlük ile Güzel Sanatlar ve Mimarlık bölümleri ise Fındıklı’da kalmış...
Önceki gün yapılan mütevazi açılışta modern dans bölümünün öğretim üyesi ve öğrencileri 5 performans sergilediler. Hepsi birbirinden güzeldi. Ülkede kan gövdeyi götürür, türlü magandalıklar hayata hâkim olurken gençler aynı toplumda sanatı filizlendirme görevini usanmadan sürdürüyor. Hepsini kutluyoruz...

Tayyip Erdoğan, Kürt kökenli yurttaşları PKK’ya karşı direnmeye çağırmış.
İyi valla. Sen müzakere et, onlar dirensin!
Fahrettin Fidan

* “Aç insanların karnını doyurduğum zaman bana kahraman diyorlar.
Bunların neden aç olduğunu sorduğum zaman ise; bana komünist diyorlar.”
Dün yayınladığımız ve Che Guevara’ya ait olduğu sanılan bu sözün Kardinal Helder Pessoa Câmara‘ya ait olduğunu okurumuz Emre Ayhan bildirdi. Teşekkürle...

Melih Aşık/Milliyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget