ABD Uyanıyor mu? - Emre Kongar

Başbakan’ın Mısır, Tunus ve Libya ziyaretlerinde dile getirdiği “Laik Anayasa” önerisi çok ses getirdi…
Ama yeterince tartışılmadı….
Özellikle AKP’ye ve Erdoğan’a koşulsuz destek verenlerin, zaman zaman onların adına konuşanların ve yorum yapanların çekingenliğini yansıtan bir sessizlik egemen medyaya.
Sanıyorum bunun en önemli nedeni Başbakan Erdoğan’ın bu çıkışının devam edip etmeyeceğine ilişkin belirsizlik.
Çünkü bu beklenmedik çıkış, bundan önceki olaylarda olduğu gibi Başbakan’ın yüz seksen derece bir dönüşü ile de bitebilir!
Bütün kamuoyu, özellikle de Erdoğan’a ve AKP’ye yakın çevreler bunu çok yaşadılar…
Ve utanılacak bir biçimde boşluğa düştüler!
Dün “Şengen’e karşı Şamgen” manşetleri ortalıkta dolaşırken, olay birdenbire “Şamgen oldu yengen” manşetlerine dönüşüverdi.
Dün “NATO’nun Libya’da ne işi var” sorusu alkışlanırken, çok kısa bir süre sonra Libya’yı bombalayan NATO güçlerine deniz gücü ile katılmamız övüldü…
Üstelik de aynı yayın organlarında, hemen hemen aynı kalemler ve yorumcular tarafından!
Dolayısıyla bu çevrelerin Başbakan’ın son “Arap Âlemine Laik Anayasa” çıkışı karşısında itidalli davranmaları, sessiz kalarak bir süre gelişmeleri izlemeleri oldukça anlaşılabilir bir durum…
Çünkü bu çıkış da Başbakan’ın bundan önce tanık olduğumuz birçok çıkışı gibi beklenmedik bir çıkıştı…
Ve bundan öncekilerde yaşanan deneyimler sonunda sonunun nasıl geleceği kestirilemiyor!
Bu nedenle de yorumcular, şakşakçılar, dalkavuklar bir süre beklemeyi tercih ediyor.
***
Bu kestirilemezliğin en önemli nedeni dış politika konularında Başbakan Erdoğan’ın ve AKP’nin tutumunun çok hızlı ve beklenmedik virajlar alması.
Ama çok önemli bir nedeni daha var:
O da Erdoğan’ın ve AKP’nin dış politikasının İran ve İsrail konularında zaman zaman sapmalar göstermekle birlikte, genel olarak ABD çizgisine göre uyarlanması.
Suriye ve Libya olaylarındaki keskin dönüşler ABD çizgisindeki bu uyarlanmanın görülen sonuçları.
Bu çerçevede düşünüldüğünde, Erdoğan’ın “Arap Baharı” denilen trajik olayları yaşayan ülkelerdeki politikasının doğrudan ABD’den etkilendiğini herkes görüyor.
Her ne kadar İsrail’e karşı geliştirilen söylemler ve Filistin Devleti’nin tanınması olayındaki davranışlarda ABD’nin politikasından sapmalar varsa da, İran’a karşı olduğu artık sağır sultan tarafından bile duyulan “Füze Kalkanı” projesinin onaylanması, bu konudaki dengeyi sağlıyor.
Öte yandan özellikle İsrail karşıtı söylemlerin cilaladığı Erdoğan’ın Arap ülkelerindeki imajı, Mısır, Tunus ve Libya’da ABD politikalarına koşut bir çizgi için kullanılıyor…
Hatta ABD politikalarına uyarlanmak için, Erdoğan kısa bir süre önce söylediği sözlerden dönmekte bir sakınca bile görmüyor.
Bu bağlamda ele alındığında, Başbakan’ın Türkiye’de olduğu kadar İslam âlemi içinde de beklenmedik ve önemli sonuçlar doğuran “Laik Anayasa” önerisi, ABD’nin telkiniyle dile getirilmiş bir söylem olarak ortaya çıkıyor.
O zaman da bu yazının başlığındaki soru gündeme geliyor:
ABD uyanıyor mu?
Nihayet, İslam âleminin, laikleşmeden demokratikleşemeyeceğini anlamaya başladı mı?
İran, Hamas ve Afganistan’daki geçici Taliban yönetimlerinden yeterince ders aldı mı?
Pragmatik kaygılarla öne sürülen “Ilımlı İslam” ideolojisinin otokratik İslam ülkeleri yerine Türkiye’ye dayatılmasındaki yanlışlar fark edildi mi?
Böyle bir uyanış varsa, AKP ve Erdoğan da bundan etkilenir mi?
Biliyorum bunlar biraz aykırı ve hatta fazla iyimser sorular ama yine de herkes susarken hiç olmazsa ben sorayım dedim!

Emre Kongar/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget