Obama’ya, Erdoğan “İsterseniz, gelip seçim mitinglerinizden birinde konuşayım!” dediğinde; tercümanın cebinde filan olmayı doğrusu çok isterdim.
Obama gülsün mü, ağlasın mı şaşırmış.
“Sabah”tan Erdal Şafak anlatıyor: New York’ta Obama-Erdoğan görüşmesinin sonu.
Erdoğan ayrılırken, “Bundan böyle seçim çalışmalarına ağırlık verirsiniz. Şurada 13-14 ayınız kaldı” diyor…
“Obama sıkıntılı, ‘Siz seçim sınavını bir kez daha başarıyla atlattınız. Ne mutlu. Benim işim sizin kadar kolay değil’” diye iç çekiyor..
Erdoğan da buna işte yazının girişindeki sözlerle yanıt veriyor.
Obama ne diyeceğini bilemiyor ve afallıyor.
Şafak, olayı kendisine nakleden “danışmana”; “Obama ‘Gel’ dese, Erdoğan gelir mi?” sorusunu yönelttiğinde şu karşılığı alıyor:
“Vallahi de gelir, billahi de gelir ve Obama’ya destek için çatır çatır miting yapar.”
“Erdoğan ve Topal Ördekler” başlıklı yazısını Sabah yazarı “Obama, Merkel, Sarkozy, Zapatero, hepsi topal ördek… Erdoğan, Batı dünyasının en güçlü liderlerinden biri” diyerek bitirmiş. (Sabah, 25 Eylül 2011)
İleri demokrasiden nasip almayınca…
Erdoğan, Ortadoğu’nun da en güçlü lideri değil miydi?
Yukardaki tanım bence eksik kalmış.
“Ortadoğu ve Batı’nın en güçlü lideri” betimlemesi kullanılmalıydı… Ama her neyse!
Yazıda ben, gerçekte adı geçen öbür liderler için kullanılan “topal ördek” ifadesine takıldım.
Sözü edilen isimlerin hepsi de hakikaten icabında gidici…
Sıkıntısız üst üste iktidarlar ancak ve ancak neylersiniz, “ileri demokrasilerde” mümkün olabiliyor.
Bildiğiniz düzayak demokrasilerde; seçmenler görev başına getirecekleri liderlere sandık başında, incir çekirdeğini doldurmayan; olduk olmadık nedenlerden ter döktürüyorlar.
Başka sıfatlar almayan, sıradan demokrasilerin tarifi de bir bakıma zaten bu: “iktidarın zırt pırt, kolaylıkla el değiştirebilmesi”, “sistemin ne şartlar altında olursa olsun, kendi içinden iktidar alternatifleri üretebilmesi”… oluyor yalınkat demokrasi.
Obama sakın ola; “Benim işim sizin kadar kolay değil!” derken… bunu düşünmüş olmasın?
Erdoğan’a bakarken ABD Başkanı içinden “Aaah ah! Benim ki de seninki gibi bir ‘ileri demokrasi modeli’ olacaktı da; sen beni görecektin. Beni de senin gibi kimseler durduramazdı” diye hesap yapmış olamaz mı?
“Topal ördeklerin” bir an önce yapması gereken şey aslında, “alelade, basit demokrasi”den, seri biçimde “ileri demokasi”ye geçmek olmalı….
Obama, Merkel, Sarkozy, Zapatero… başları kel mi?
Onlar da “ileri demokrasi” yöntemleriyle, bulundukları konuma kendilerini tekrar tekrar seçtiremezler mi?
Neden olmasın? İş ki bunu böyle yapmayı istesinler!
Çarlar ve sultanların dansı…
“İleri demokrasi”yi gözleri kesmiyorsa; Rusya’da kullanılan “yönetilebilir demokrasi”yi hedefleyebilirler…
“Yönetilebilir demokrasi” de biliyorsunuz “demokrasi uygarlığına” Putin’in yapmış olduğu bir katkı…
Bizdeki gibi tıpkı… Rusya da öyle sıradan, kıytırık bir demokrasi ile idare edilmiyor.
İktidarın el değiştirmesinin neredeyse imkânsız olduğu Rus demokrasisine de ileri derecede gelişmiş bu “istikrar”(!) yönü münasebetiyle “yönetilebilir demokrasi” diyorlar.
“Yönetilebilir demokraside”, aynı bizim “ileri demokrasi” modelimizde olduğu gibi “topal ördek” olmak şeklinde bir seçenek bulunmuyor.
Bir kez lider oldununuz mu; Allah uzun ömürler versin… ölene dek… “emanetçiydi”, “kardeşimdi”… şuydu buydu… derken ilelebet lider kalıyorsunuz.
Bakın Putin’e…
2024’e dek -Allah yazdıysa bozsun!- sürpriz yok. Planlar hazır, masada.
Putin; 2000-2008 yılları arasında Rusya’nın zaten başında devlet başkanı olarak bulunmuş…
İkiden fazla üst üste seçilmesine olanak vermeyen Rus Anayasası’nı -hukuka büyük saygısından!- zorlamamak adına; üçüncü turu “emanetçi” Medvedev’e bırakarak ardından “başbakanlık koltuğuna” çekilmiş. O arada nasıl olduysa, anayasa değişmiş. Dörder yıldan maksimum 8 yıl olan devlet başkanlığı süresi altışardan -üst üste 2 defa!- toplam 12 yıla çıkarılmış.
Putin şimdi Kremlin’e geri dönüyor. Rusya Federasyonu Başkanlığı’na tekrar aday oluyor. 2012’deki seçimleri alması halinde -ki eli mahkûm alacak!- 2024’e dek başkanlık koltuğunda.. toplam 24 yıl oturmuş olacak.
1928-53 yılları arasında, çeyrek asır boyunca Sovyet Rusya’nın kaderine hâkim olan Stalin gibi tıpkı…
2024’te Putin artık 72 yaşında olacak.
Hayatta kalırsa, ardından Medvedev, “emaneti” bir 12 yıl daha devralıp büyük liderin misyonunu 2036’ya dek sürdürecek.
“Yönetilebilir demokrasi”nin bu acayip pürüzssüz görev bölüşümü; “Çarların dansı” olarak adlandırılıyor.
“Yönetilebilir demokrasi”nin düşman çatlatan iktidar valsini; bizler “Sultanların dansı” şeklinde uyarlamak şansına sahibiz….
Batı’nın “topal ördek” liderlerine kapak olsun!
Nilgün Cerrahoğlu/Cumhuriyet
Yorum Gönder