CHP ve MHP’nin Yeni Anayasa için AKP ile mutabakata varması, ne anlama geliyor?
Ne anlama geldiğini Tayyip Erdoğan açıkladı..
BDP’nin Meclis’e gelme kararını almasından sonra Tayyip Erdoğan Yeni Anayasa çalışmalarında BDP’nin de yer alıp almayacağına ilişkin bir soru üzerine “Bu konuyla ilgili tabii biz ilk etapta Meclis’te grubu olanlarla adımı attık. Fakat ABD seyahati dönüşünde de bir şeyi söyledik. ’Terörle mücadele, siyasi kurumlarla da müzakere’ dedim. Çünkü neyin olacağını zaten biz biliyoruz, kestiriyoruz. Nitekim şu anda böyle bir durum oldu. Yemin ettikten sonra gruplarını oluşturmaları halinde, biz kurum veya kuruluşlar arasındaki ilişkileri ilkelere dayalı olarak yürütürüz. Meclis’in açılmasıyla birlikte de yoğun bir şekilde buna odaklanacağız. Süratle de yine temenni ediyorum ki 2012’nin ilk yarısı içerisinde biz bu işi bitirelim istiyoruz” dedi.
Yani, Yeni Anayasa görüşmelerinde BDP üzerinden PKK’nın özerklik ve ana dilde eğitim talepleri görüşülecektir. CHP ve MHP’nin katılacağı komisyonun görevi budur!
***
Bir hafta önce durumu “Yeni Anayasa talebi, Türkiye’nin ’özerklik’temelinde bir federasyona dönüştürülmesi için doğrudan PKK’dan gelmektedir. Halk bunu bildiği için ’Yeni Anayasa’taleplerinin PKK üzerinden dışarıdan dayatıldığının bilincindedir. Türkiye’yi PKK ile masaya oturtan, koordinatör ülkedir ve bu ülkenin temsilcisi, ’Parlamento, yasa çıkaracağı zaman Abdullah Öcalan’ın isteklerini dikkate alacaktır’diye talimat vermektedir! Abdullah Öcalan’ın istekleri nelerdir? Anayasa’nın demokratik özerklik temelinde oluşturulmasını istemiyor mu? Bu durumda Yeni Anayasa kimin beklentisi oluyor?” diye özetlemiştim.
Bülent Esinoğlu da, “Türkiye’yi bölme Anayasasına, CHP ve MHP’yi de katarak, yaptıkları işi meşrulaştırmaya, CHP ve MHP’yi de kendi suçlarına ortak etmeye çalışıyorlar.
Anayasanın bu yönde değiştirilmesini AKP, MHP ve CHP’den Amerika istiyor. Halkımızın anayasa değişsin diye bir talebi yok. Halkın iktidardan istediği tek şey, iş ve huzurdur.
‘Anlaştığın yere kadar MHP ve CHP ile git. Geri kalanını BDP ile yaparsın’ stratejisi televizyonlarda dillendirilmeye başladı bile. BDP’nin Meclis’e gelmesi ısrarları da bundandır” diyor.
Bu itibarla, CHP ve MHP’nin AKP’nin peşine takılmaları manidardır..
Türkiye’nin bölünmesini meşrulaştırmak için başlatılan bu girişim, ellerine, ayaklarına dolanacaktır.
Milletin gözünü bir süre boyayabilirler!
Banu Avar diyor ki, “Arap ülkelerinden sonra Rusya, İran, Orta Asya ve Çin hedef tahtasındadır. Harekatın merkezinde ülkemiz bulunmaktadır! Türkiye Avrasya’nın kapısıdır.
Demokrasi kılıfına sarılı füzeler Kuzey Afrika ve Orta Doğu’yu döverken, kendi de ‘hedef’ olan Türkiye, celladına yaver seçilmiştir.
Türkiye Cumhuriyetinin Dişişleri Bakanı, ‘Karadeniz’den Sudan’a ulaşacak bir demokrasi ekseni’nden söz etmektedir.
Mazlum milletlerin kurtuluş mücadelesinde örnek aldığı Atatürk Türkiyesi, küresel çakalların çıkarlarının jandarması olarak boy göstermektedir. ’Demokratik’ bombalar Müslüman halkların üzerine düşerken, Türkiye, emperyalizmin beslediği ‘muhaliflerin’ koruması haline gelmiş, haçlı üslerini, füzelerini topraklarına davet etmiştir..
Türkiye doğudan, batıdan, kuzeyden güneyden kuşatıldı. Tam ortasına füze kalkanı bahanesiyle kuşatma orduları sokulmasına az kaldı!
Kifayetsiz ama muhteris liderler, milletlerini sonu olmayan serüvenlere sürükleyebilir.. Bir süre milletin gözünü de boyayabilirler.. Ama bu tarihin sonsuz akışında bir dakika kadar kısa bir süredir.
Çözüm bir yüzyıl önce yine bu coğrafyada gerçekleşmiştir.. Tarihten ders almayı becerebilirse, kördüğüme dönmüş sorunlara kılıç atmak yine bu millete nasip olacaktır.
Çözüm, komşu ülkelerle sırt sırta emperyalizme karşı direnmek ve bunun için en zeki yolu hep birlikte bulmaktan geçmektedir.”
Arslan BULUT/YENİÇAĞ
30 Eylül 2011
Yorum Gönder