Zafer haftasında, Cumhuriyet’in düzenli ordusunun nasıl kurulduğunu yakından inceleyelim. O Kuruluş, hangi koşullar altında gerçekleşti? İhanetler, İstanbul’da kurulan karşı kuruluşlar nasıl alt edildi?
Geçmiş 87 yıl içinde bunlar ders kitaplarında özetle yer alırdı. Mandacılar kimlerdi, Atatürk Erzurum ve Sivas kongrelerinde nasıl vaziyet almıştı? Çerkez Ethem çetesi nasıl kapı dışarı edildi? Türkiye kaç cephede savaşıyor ve bu güç işi nasıl sadece Kuvvayi Milliye adı verilen milislerle nasıl dünyaya meydan okuyordu. Çaresizlik içinde nasıl çare üretildi ve neden Başkomutanlık Meydan Muharebesi İsmet Paşa’nın Atatürk tarafından görevlendirilerek, disiplinli ordu nasıl Büyük taarruzu yapabildi? Gazi Mustafa Kemal’in emri ve yönlendirilmesiyle bir ulusun makus tarihi nasıl yenildi?
Bunları tarihi kaynaklara İsmet Paşa’nın anlattıklarına ve Atatürk’ün anılarına dayanarak anlatmaya çalışmamız
artık şart halini aldı. TSK neden hırpalanıyor, emperyalizmin yeni tuzaklarına neden düştük ve kendi ordusuyla düşman bir devlet yaratabildik?
Geçmişe dönelim. İlk söz Albay İsmet Bey'in:
“- Şimdi asıl meseleye dönüyorum. Mustafa Kemal Paşa'yla görüşüyoruz. İşgal var. Biz Kuvvayı Milliye cepheleri teşekkül etmiş vasıtalarla mücadeleyi idare ediyoruz.
Mitinglerle nümayişlerle mağlubiyetten gelen tehlikeleri bertaraf edilmesi, siyasi yani kurtuluşun sağlanması nasıl mümkün olacak?Beni tereddüte sevk eden nokta budur.Mustafa Kemal Paşayla bunu halletmeye çalıştık.
Meselenin ehemmiyeti ve hal tarzı şu teşhistedir: İstanbul’da yapılan hükümet değişiklikleri, bir hükümetin gitmesi diğer hükümetin gelmesiyle, işgal kuvvetlerine şirin görünme gayretleri ile itilaf devletlerinin bizim hakkımızdaki mukarreratının- kararlılığının- iptal edebilebileceğini düşünmek mümkün değildir. Atatürk’e; "Bir noktada mutabık olalım diyorum." Nümayişlerle, telgraflarla ve nihayet gerilla ile bir netice alabilir miyiz? Benim hesabıma ve kanaatime göre Türkiye, içinde bulunduğumuz şartlarda Yunan ordusunu yenebilir. Bunu yapabiliriz. Ama ordumuz yok. Bir ordu kadrosu var. Bu kadro, bu güçle bir şey yapamayız. Çıkar yol, orduyu kurmak ve büyük silahlı çatışmaya hazırlanmaktır. Bu ne vakit olacak ve Yunan taarruzlarını ileride nasıl karşılayacağız?’
Atatürk ile mutabıktık. O İstanbul’da kaldığı 6 aylık zaman içinde gelecek için hazırlıklı iyi bir hükümet kurma hususunda nasıl çırpınmışsa, şimdi de Yunanlılarla bir harp ihtimalini kabul ederek müsait şartlarla muharebeye girmek için hazırlıklar yapılması lüzumuna inanıyor ve bunun için çırpınıyordu. ( İ.İ. anıları s-174-177”)
Tarih: 19 Mayıs’tan tam 6 ay öncesidir. İlk Düzenli Ordu kararı ikisi arasında verilir. Sonra ne olmuş:
Bunları zaferin nasıl kazanıldığını bilenlere anımsatmak, bugün zanlı durumunda bulunan TSK’nin genç subayları ve özellikle emperyalizme karşı çıkmak için şart olan “Atatürkçü düşünceye bağlılıklarını durmadan söyleyen komutanlar için anlatıyorum.
Evet sonra ne oldu?
İstanbul’dan Samsun'a doğru
Arkadaşım Dr. Alev Coşkun Atatürk’ün o altı ayını” önem ve özenle kitabında yazdı. Ben sadece bir anımsatmayla İsmet Paşa'nın Gazi Erzurum’da ve Sonra Sivas’ta yaptığı kongrelerde ve Amasya bildirgesindeki kayda aldırdığı notlardan söz edeceğim.
Erzurum Kongresinde karşısında iki grubu bulmuştu. "Ya İngiliz himayesine girmek ya da ABD ‘nin mandası olmak!”
Gazi Mandacılılığı asla kabul etmiyordu. Erzurum’da bunu söylemedi ama, sadece şunu ifade etti: "Bu ülkeyi asla şeyhler, dervişler, tarikatlar ülkesi yaptırmayacağız”
Bunu şunun için söylemişti: Erzurum Kongresi'ne bir bakmış ve kongreye gelen hoca ve mürtecilerden çoğu, hem ciddi değillerdi, hem de Atatürk’ün onlardan alacağı bir düşünce birlikteliğini de bulamamıştı. O 28 Temmuz 1919'u 20 Temmuz'a bağlayan gece yarısı Mazhar Müfit Kansu'nun küçük defterine şunları yazdırmıştı:
1-Cumhuriyeti ilan edeceğiz.
2- Tesettür kaldıracağız, kadınlarımız hak ettikleri hakları vereceğiz.
3- Kılık kıyafet devrimi yapacağız
4- Hilafeti kaldıracağız!”
Sonra altında bulunan külüstür ve lastikleri ha patladı ha patlayacak otomobile binmiş ve yollara düşmüştü. Beş parasız üniformasız ve boynunda Dürrizadenin idam fermanı olarak.
Kurtul Altuğ/AYDINLIK
Yorum Gönder