Çelişkiler ülkesi! - Mustafa Mutlu

Zülfü Livaneli’nin birçok şarkısı 12 Eylül yönetiminin iş başında olduğu günlerde yasaklandı.
Hatta bazı gençler, sırf evlerinde Livaneli kasetleri olduğu için gözaltına alınıp, işkenceden geçirildi…
Ama o şarkılar, sıkıyönetim mahkemelerinin içeriye tıktığı on binlerce kişinin sessiz çığlığı olarak, zindanlarda yıllarca yankılandı!
Kaderin cilvesine bakın ki; o karanlık günlerde cezaevlerinden yükselen “Ey Özgürlük’ haykırışlarını duymayan o günün teğmenleri, yüzbaşıları; bugün general, amiral oldu… Benzer haksızlıklara kendileri uğradı!
Ve şimdi onlar Hasdal Askeri Cezaevi’nin koğuşlarını “Ey Özgürlük” şarkısıyla çınlatıyor…
***
Dün bir korgeneral daha tutuklandı…
“Kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet siteleri” davası kapsamında hakkında yakalama emri çıkartılan Korgeneral Mehmet Eröz teslim oldu…
Böylece içerideki generallerin sayısı, dışarıdakilerin sayısını zorlar hale geldi…
Oysa… Son bir yılda PKK’nın üst düzey yöneticilerinden tek bir katil bile adalete teslim edilmedi!
Adamlar azıp; önce demokratik özerklik ilan ettiler, sonra Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerine alternatif olarak mahkeme kurdular…
Cumhuriyeti kollamak ve korumakla görevli cumhuriyet savcıları ise onları görmezden gelip, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 100′den fazla komutanını terörist ilan etti!
***
Çukurova Üniversitesi’nde okuyan bir “öğrenci arkadaş”ım var; Çağdaş Bayraktar…
Kendisi aynı zamanda okurlarımın Facebook’ta kurduğu “Mustafa Mutlu okurları” isimli grubun (http://www.facebook.com/mustafamutlu34) moderatörü…
Önceki akşam bana PKK’lıların çekip yaydıkları bir videonun linkini gönderdi. Eli kanlı katiller askeri konvoyumuzu pusuya düşürüp, bir bir öldürüyordu…
Kanım dondu…
Çağdaş, Adana’da…
Ben İstanbul’da gecenin bir vakti ağlaşıp durduk!
Ve eminim ki bizim gibi milyonlarca yürek isyan içinde…
Ama mevcut duruma bakıyorsunuz; o kalleşlerle mücadele edenler, bu uğurda hayatlarını ortaya koyanlar cezaevinde yıllar önce duymazlıktan geldikleri “Ey Özgürlük” şarkısını söylüyor…
O eli kanlı katiller ise teröristlikten, “halkı için savaşan kahramanlar”a dönüştürülüyor…
***
“Bu ülkede hiçbir şey olması gerektiği gibi olmuyor” diyeceğim ama…
Zaten ne zaman oldu ki?
*****
GÜNÜN SORUSU
Birer danışman ve sekreter çalıştırma hakları bulunan milletvekillerine en az 2 bin 200 lira maaşla birer de şoför çalıştırma hakkı verilmiş… Gerekçe olarak da bazı vekillerin, çok çalışıp yorgunluktan kaza yapmaları gösterilmiş!
Bu seçkin sınıfa; hâlâ birer aşçı, bahçıvan, hizmetçi, masör ve dadı kadrosu açılmaması büyük haksızlık değil mi?
*****
Harçlara zam yok dediler, öğrencileri kandırdılar!
Hükümet bir ay kadar önce bir açıklama yaptı ve devlet üniversitelerinde okuyan öğrencilere müjde verdi:
“Bu yıl harçlara zam yapılmayacak!”
Sonra 26 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de üniversite harçları konusunda bir Bakanlar Kurulu kararnamesi yayımlandı.
Bu kararnameye ilk baktığınızda gerçekten de üniversite harçlarına her yıl olduğu gibi yüzde bilmem kaç zam yapılmadığını görüyorsunuz…
Ama işin aslı kararnamenin detaylarını okuyunca ortaya çıkıyor!
Çünkü kararname özetle diyor ki, “Öğrenci harçlarına zam yok… Ama sene uzatan ya da alt sınıftan dersi olan öğrenciler, o dersleri yeniden alabilmek için normalin çok üzerinde ücret ödemek zorunda…”
Örneğin Marmara Üniversitesi İletişim’e giden bir okurumun alt sınıflardan 5 dersi var…
O yüzden normalde yaklaşık 200 lira dönem harcı yatırması gerekirken kayıt yenileyebilmesi için kendisinden 800 liraya yakın bir para istenmiş!
***
Bu düzenleme, üniversiteye giden gençlerin en az yüzde 80′ini ilgilendiriyor…
Çünkü ülke genelinde öğrencilerin yüzde 80′inin alt sınıftan dersleri bulunuyor…
Hükümet de “Harçlara zam yok” güzelliği altında, bu durumu fırsat bilerek milyonlarca öğrenciye tarihi “hayat dersi” veriyor:
“İş paraya gelince babana bile güvenme!”
Bu durumda ne olur biliyor musunuz?
Önümüzdeki günlerde tek tek açılmaya başlayacak üniversitelerde büyük olaylar çıkar…
Sonra da on binlerce, belki de yüz binlerce öğrenci; 200 lira olan yıllık harç bedelinin dörde beşe katlanmasının altından kalkamayacağı için okulu bırakır!
***
Biliyorum; üniversitede çocuğu olmayanların tuzu kuru… O yüzden böyle bir yazıyla zamanlarını aldığım için aralarında bana kızacaklar bile olabilir…
Ama sorun sadece harç değil…
Aynı zamanda “etik” sorunu…
Eğitimden sorumlu devlet adamlarının “Harçlara zam yok” dediklerini duyduktan sonra, kazığın en büyüğünü yiyen öğrencilere… Kim, nasıl dürüstlük dersi verecek?

Mustafa Mutlu/VATAN
       10 Eylül 2011

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget