PKK ‘sivillere yönelik’ eylemlere geçti! - Ruhat Mengi

Bravo bu “özel tim”e.. Adana’da kafelerin yoğun olduğu bir otobüs durağında, sivilleri hedef alan 5 kiloluk bombalı saldırısını

Bravo bu “özel tim”e.. Adana’da kafelerin yoğun olduğu bir otobüs durağında, sivilleri hedef alan 5 kiloluk bombalı saldırısını “eylem gerçekleşmeden önce” önleyen kahraman tim alkışlanmayı hak ediyor. Ama görülüyor ki artık PKK “sivillere yönelik katliamlar” planlamaktadır ve acaba özel timler her eylemi Adana’da olduğu gibi tam zamanında fark edip önleyebilecekler mi ?

Aslına bakarsanız iktidar partili yöneticilerin, dış politika ve dahi “savaş ihtimalleri altında dış politika” söz konusu olduğunda bile muhalefet partilerine “mezhep, Baas benzerliği vs” diye anlamsız sataşmalardan vazgeçip ortak çalışmalar ve görüş alışverişleri içinde “sivil vatandaşları ile asker ve polisinin hayatlarını koruma” ya yoğunlaşması gereken bir dönem bu. Şakası yok, zaman kaybı gibi bir lüks yok, bir eylemde yüzlerce kişiyi öldürebilirler.

İSRAİL VE SURİYE’DEN PKK’YA DESTEK TEHDİDİ

Ve bu arada İsrail Dışişleri Bakanı’nın “Ermenistan’la işbirliği yaparak PKK’ya destek verme” planı duyuluyor ki bunun yanında “Ermeni soykırım iddiası”na da ABD’deki lobileriyle destek vermeleri” hiç kalır. İsrail suç işlemiştir ama ya daha çok insanımızın ölmesine de katkıda bulunursa? Karşılıklı tehditler, adımlar, diplomasiyi bir yana bırakarak bedel ödetmeler başlayınca bunlar hep olacak şeyler.. Diğer tarafta; Evet insanın içi kıyılıyor yapılanlara bakınca ama Suriye ’de “Esad’ın kendi vatandaşlarını katletmesine müdahale etme” niyetinde olmamız da aynı sonucu doğurabilir. Zaten Esad “Siz benim içişlerime karışırsanız ben de sizinkine karışırım” dedi bile..

Bu tabloya dikkatle baktığınızda Ana Muhalefet Partisi CHP’nin “İsrail ve Suriye ile ilişkiler, verilen kararlar”la ilgili eleştirileri, tribünlere oynayarak “din-mezhep eksenine çekme” gibi tepkilerle geçiştirilemeyecek kadar önemlidir.

Sonuçta onlarda “sorumlu oldukları ülkenin geleceğini düşünerek” konuşuyorlar. Hiç kulak verilmeyecek ve her açıklamaları ayrı bir hakaretle karşılanacaksa, nerede kaldı seçimlerde dilden düşürülmeyen “çoğulcu demokrasi”, nerede kaldı “çok seslilik”? Tek bir parti isterse 74 milyonluk ülkeyi savaşa sokar, isterse füze kalkanı koyar, isterse barışır, yuvarlanır gideriz!



*****


Cüppeli bütün kanallara çıkmalı!

İnternette haberin altında “1810 kez izlendi” diyor, az bence.. Bir kanala çıkıp konuşuyor, o da az, hepsine çıkmalı.. “İnsanın fikri neyse zikri odur” derler, aklından çıkmıyor olmalı ki son TV konuşmasında “Siz de öbür dünyada çok huri isteyenlerden misiniz” dedikten sonra eklemiş “Bunu kadınlar duymasın ama sizin işinize yarar. En çok Salavat getiren en çok huriyi alır. Yatana saman yok (ayıptır vurgulaması; erkekleri hayvan, hurileri saman yaptı, RM). Salavata devam. Zaten öbür dünyada kadınların sinirleri alınacak. Yoksa cennette de başımıza bela olurlar”.

Böylece öncelikle “başta kendisi olmak üzere bütün erkeklerin” cennete gideceğini garantilemiş. Bunun mesajını nereden aldığı bilinmiyor. Ne günahlar işledikleri hiç önemli değil (!) sabahtan akşama Salavat getiren erkeklerin, zaten her halükarda cennetteler ya “en çok huriyi alacağını” garantilemiş. Bunun mesajını nereden aldığı da belli değil, belki bir kez gidip gelmiştir.

‘HURİLERİN YANINA GÖÇSELER’

Vee geliyoruz “öbür dünyada kadınların sinirlerinin alınması, yoksa başa bela olmaları” konusuna.
Cüppeli, “bir veya birkaç kadına fena halde bozuk” anlaşılıyor da.. Bu nasıl din bilgisidir, hocalıktır (nasıl hoca olmuştur) o anlaşılmıyor. Hepsi Allah’ın kulu olan kadın ve erkekleri bu şekilde ayırmasının Yaradan’ı kızdıracağını, yukarıdakine benzer konuşmaları yapmasının, Allah yerine karar vermesinin, dinle dalga geçer gibi konuşmasının en büyük günah olduğunu bir hoca bilmez mi?

Yoksa bunları söyleyerek O’nu da aldatabileceklerini, sırf erkek doğmuş olmaları nedeniyle kolayca bağışlanacaklarını filan mı düşünüyor?

Haberi yanında okuduğum bir kadın arkadaşım bu saçma sözlere duyduğu öfkeyle; “Zaten erkekler hurilerin yanına göç etse bu dünyada da kadınlarda sinir kalmazdı” deyince gülmeye başladım. O devam etti; “Onlar Salavat getirirken biz de ‘Lahavle’ çekmekten, ‘ya sabır’ çekmekten helak olduk. Hiç değilse bu tür erkekler bir an önce hurilerine kavuşsalar da dünya rahatlasa”..

Dedim ya, bence bir kanal yetmez, tüm kanallar bu üstün din bilgilerini millete duyurmalı. Haydi şimdi erkekler hep beraber yüz kez tekrarlayın; “Allahümme salli ala...”



*****


‘Issız adam’a haksızlık!

Yalnız “Issız Adam” filmindeki müthiş performansı ile değil, rol aldığı diğer dizi ve filmlerde de oyun gücünü takdir ettiğim bir sanatçıdır Cemal Hünal. Dün Hürriyet’te gördüğüm “onunla ve nişanlısıyla ilgili” haber dikkatimi çekti; Nişantaşı’ndaki Yargıcı mağazasında alışveriş yaparken nişanlısının çantası çalınmış. Polis çağrılmış, güvenlik kamerası görüntülerini incelemek istemişler, mağaza müdürü izin vermemiş. Çift çantadan vazgeçerek oradan ayrılmış.

Olacak şey mi bu? Mağaza böyle bir durumda da kamera kayıtlarını göstermeyecekse o kayıtlar niçin tutuluyor? Sadece “mağaza çıkarlarına zarar gelirse bakmak için” mi? Örneğin Marks & Spencer mağazası bir şikayet halinde hemen kayıtları göstermeyi teklif ediyor, Yargıcı’nın reddetme nedeni ne? Bence Hünal ve nişanlısı Lale Cangal ciddi bir haksızlıkla karşı karşıya, mağaza bunu telafi etmeli, hırsızın bulunmasına yardımcı olmalıdır!
Ruhat Mengi/VATAN

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget