Nasreddin Hoca bir akşam eve elinde bir saz ile gelmiş. Yemekten sonra sazı kucağına, mızrabı eline alıp başlamış sazın tellerine vurmaya. Dangır-dungur, dangır-dungur saatlerce gürültü çıkarmış.
Hanımı dayanamayıp sormuş; “Hoca ne yapıyorsun?”
Nasreddin Hoca; “Görmüyor musun, saz çalıyorum işte” diye cevap vermiş.
Hanımı tekrar sormuş; “İyi ama insanlar saz çalarlarken sazın sopası üzerinde sol elleri ile ileri geri gidip geliyorlar, hâlbuki sen sadece sağ elinle tellere vurup duruyorsun, bu nasıl saz çalmak”
Hoca Nasreddin cevap vermiş; “Hanım hanım, onlar hala arıyorlar, bu yüzden elleri bir ileri bir geri gidip geliyor. Onların aradığını, ben buldum anlasana”
İster inanın, ister inanmayın ben de Nasreddin Hoca gibi aradığımı, yani dünyayı kurtaracak adamı buldum. Birleşmiş Milletler, NATO, Pentagon, CIA, Mossad, KGB gibi kuruluşların hepsi derhal iptal edilmelidir. Bunlar fuzulî işler ve boşuna masraf kapılarıdır.
“Dünya Başkanlar Başkanı” diye bir makam kurulmalı ve başına hem İslam âlemini, hem Hıristiyan âlemini, Budistleri, Yahudileri, Ateistleri temsil edecek biri getirilmelidir.
Benim bulduğum kişi yani, adayım; Recep Tayyip Erdoğan’dır.
*Kendisi İslam âleminin şimdiki önderidir. Gerçi İran-Irak-Suriye ve Arap Devletleri yan çiziyor ama gerek İmam-Hatip kökenli olması, gerekse bağırarak konuşmasını bildiği için, Uzakdoğu’daki Müslümanların oyunu anında alır.
Yeter ki seçim “Seçsis” denen bilgisayar programıyla yapılsın.
*Hıristiyan âlemi de elleri mahkûm bizim adayımıza oy vereceklerdir. Türklük ve İslam düşmanı Papa’nın heykeli önünde diz çöküp imza atan bir adama Katolik Hıristiyanlar oy vermeyecekler de, bana mı oy verecekler?
Ortodoks Hıristiyanların oyunu almak ise daha kolay, veririz ekümenikliği alırız oyları yani işlem tamam.
*Yahudilerin “Dünya Cesaret Ödülü” verdikleri kim? Niçin sadece bizim adayımıza verdiler? Adamlar uyanık da ondan. Bizim şimdi gördüğümüzü onlar yıllar öncesinden görmüşler. Onların oyları da cepte gibi görünüyor.
*Budistler ve Ateistler zorunlu olarak bize oy verecekler. Başka kim;
“Severim yaratılanı, yaratandan ötürü” diye veciz bir söz söyler ve Amerika’nın Irak’ta 1,5 milyon insanı öldürmesine ses çıkarmaz?
*Geriye Afrika’nın el değmemiş ormanlarında yaşayan kabileler ve çölde yaşayan bedeviler kaldı. Onları da cemaat toparlar getirir. Nasılsa oralarda da “Okul” açmışlardır.
Erdoğan “Başkanlar Başkanı” koltuğuna oturdu mu, dünya anında süt-liman olur. Öyle savaşa, kavgaya hiç geçit vermez. Erdoğan, çatışan iki ülkenin Başkanlarını çağırır ve birine kafa, diğerine tekme attı mı ne savaş kalır, ne de kan.
Adayım Erdoğan o kadar fedakârdır ki, bu özelliği ona çuvalla artı oy getirecektir.
*Gazze’yi-Gazze’lileri koruduğunu söyler, İsrail’e en ağır postayı atar fakat asla harekete geçmez, 9 vatandaşını göz göre-göre öldürürler, onun tepkisi sadece söylem olarak kalır.
*Suriye’ye demokrasi getirmek, Esad’ı yıkmak için elinden geleni yaptığını söyler, fakat Suriye’nin kuzeyinde “Kürt Özerk Bölgesi” kurulumunu engellemek için parmağını kıpırdatmaz.
*Bu arada başka ülkelere demokrasi götürmekten, Türkiye’ye demokrasi getiremez. Bence en büyük fedakârlığı budur.
*Herkese bağıran, efelenen Erdoğan, iş Barzani’ye gelince pelte gibi yumuşacık olur. Barzani’yi görünce o sert, o kabadayı adam gider, uysal-sevecen bir adam gelir. Derhal “sıra gecesi”, beraberce söylenen şarkılar-türküler hatırlanır, çok hislenir ve “Türkiyeli Milletinin” askerini, polisini, kadın-erkek- çocuk demeden katleden Barzani’nin katillerini öpesi gelir.
Böylesine fedakârdır bizim adayımız. Onun anlayışına göre “Askerlik yan gelip yatma” yeri olmadığı için, ölüp giden kelleler hiç umurunda değildir.
Dinci siteleri incelerseniz, şöyle haberler görürsünüz;
“Şemdinli’de PKK’lı gerillalarla çatışan Türk Askerlerinden 5 tanesi “ÖLDÜ”. Gazze de, İsrail’in attığı bombalar sebebiyle 9 Müslüman “ŞEHİT” oldu. Adayımız fikrî oluşumunu bu mümbit tarlalarda tamamlamıştır.
Bunlar adayımızı desteklememiz için gereken şartlardan sadece bazılarıdır. Hele “Parasız Eğitim” projesi var ki, duyduklarında tüm dünyanın dudakları uçuklayacaktır. Önce her town’da, yani her kasabada varlıklı bir “Remzi Abi” bulunur. Çocukların tüm eğitim masrafları o kişi tarafından ödenir. Çocuklar bedava okumuş olurlar. Hele bir de “Fikret Evyap Abi” bulunursa, okul ona yaptırılır, parası hayır için ondan çıkar. Bu iki proje tüm dünyada uygulanırsa, hiç para harcanmadan herkes eğitilmiş olur!
Daha; “İşsizlik”, “Kadının evde oturması”, “İçkisiz dünya”, “Dünya Deniz Feneri”,
“Halka Açık İslami Şirketler” ve “Faizsiz Bankacılık”, “Duble Yol”, gibi projelerimiz var ama diğer adayları gördükten sonra, bunları teker-teker açıklayıp, dünyayı “proje manyağı” yapacağız.
İşte “Hizmet” dediğin böyle olur, sunmak bizden, seçmek dünyadan.
En kalbî, ciğerî ve tüm sakatatî hürmetlerimle. Allah yani “God”, yar ve yardımcınız olsun.
Sağlık ve başarı dileklerimle
21 Kasım 2012
RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
Yorum Gönder