Bu sabah Ankara’da... Anıtkabir’de - Mehmet Faraç
Bu sabah... Kötü günlerin öfkesine kapılarak hüzünle uyanmayın sakın...
Ülkenin gidişatı bazen rüyalarınızda karabasanlara dönüşse de...
Cumhuriyete yönelik pervasız saldırılar umudunuzu kırsa da...
Güvendiğiniz dağlara ne yazık ki, karlar yağsa da!..
Hatta, içimizdeki Truva kısrakları sizi temsil etmekte acz içinde olsalar da; hüzünle, umutsuzlukla, asık suratla uyanmayın bugün...
Unutmayın; yaşamınızı cendereye almak isteyenlerin zincirleri de paslanır bir gün!.. Unutmayın; yaşamın en sağlam zinciri umuda bağlanandır...
Unutmayın; gaflet, dalalet hatta hıyanet artsa da, koşullar 1919 öncesinden kötü değildir...
O yüzden, özlemle, hasretle ve de en önemlisi yürekle bağlanın... sarılın umutlarınıza...
Sarı saçlarda dalgalanan hasret gibi, mavi gözlerden yansıyan ışık gibi ve de aydınlanmanın yarattığı umut gibi ayağa kalkın bugün...
Ankara’daysanız eğer; annenizi, babanızı, eşinizi ve çocuklarınızı alın Anıtkabir’e gidin...
Yurdun neresindeyseniz, bu sabah Atatürk anıtlarının önünde olun... Ben de bugün Ankara’da, Anıtkabir’de olacağım...
Hiç kuşkum yok, Atatürk bekliyordur bizi... Tıpkı Atatürk gibi bir yüreği beklediğiniz gibi!..
Kim korkar Devrim’den?..
“Tekke ve zaviyeler açılsın” diyen Bekir Bozdağ‘ın ardından AKP’nin sözcüsü, Van Milletvekili Hüseyin Çelik de “Devrim kanunu olarak bilinen düzenleme saçma“ demiş...
Bunları duyunca “ne kadar saçma bir açıklama” desem de, devamını okuyunca gülmeden edemedim... Bakınız ne demiş bay Çelik:
“Hiçbir kanun kıyamete kadar sürmez. Zamanın ruhuna uymayan kanunlar değişebilir...”
Millet Mars’ta yaşam alanları ararken, elin oğlu uzaydan atlarken Çelik; geri ve yoksul kalmış bir topluluktan çağdaş bir ulus yaratan Devrim Kanunları‘nı “zamanın ruhuna” ters diye değerlendirebilmiş ya, pes doğrusu!..
Zaten CHP sözcüsü Haluk Koç da tıpkı bizim gibi düşünmüş olmalı ki ona şu yanıtı vermiş:
“Çağın gerisinden gelenler hangi çağdaşlığı sorguluyorlar anlamak mümkün değil!..”
Hüseyin Çelik bu... Said Nursi adlı cumhuriyet düşmanını göklere çıkartan Minür Karaloğlu‘nu Van’a vali yaptıran zattır o!.. Maşallah aynı kentte, vali ile vekil cumhuriyete karşı kol kola girmiş uygun adım yürüyorlar!..
Ancak valiye olduğu gibi Çelik’e de öfkelenmedim!.. Biri “laiklik karşıtlarının odağı” ilan edilmiş bir partinin vekili diğeri ise hükümetin valisi... Yani ikisi de dayandıkları gücün ve bilinçaltının ürünü!..
Cumhuriyet karşıtlarını kucaklamaları ve Devrim Kanunları’na saldırmalarının nedeni aslında ezeli öfkeleridir!.. İşte o öfkenin sahipleri:
- Çağdaş eğitimi değil, medrese düzenini isteyenler...
- Şapka değil, sarık ve fes takmak isteyenler...
- Birey değil mürit olmak isteyenler...
- Halkevinde değil, tekkede miskin miskin zaman geçirmek isteyenler...
- Medeni Kanun’a karşı çıkıp harem kurmak isteyenler...
- Harfi devrimine öcü gibi bakanlar...
- Birey olmak yerine efendi, bey, paşa gibi lakap ve unvanlarla anılmak isteyenler...
- Ve sarık, cüppe, çarşaf gibi kisvelerle dolaşmak isteyenler...
Söyler misiniz böyle düşünenler, bunları isteyenlere kızılır mı, onlar ciddiye alınır mı?..
Eski zaman yeni zaman!..
Madem konu zamanın ruhuysa; şu ruh ve zaman ikileminde “kıyamete kadar” unutulmayacak beynelmilel açıklamaları bir kez daha anımsatalım...
Atatürk’ü bu zamanda anlamayanlar; çok önemli devlet ve siyaset adamlarının geçmiş zamanda, O’nun ardından söylediklerini okuyunca belki gafletten de uyanırlar:
“Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye’nin doğması, yeni Türkiye’nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk’ün Türk halkının işidir.” (John F. Kennedy, ABD Başkanı)
“O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.” (General Mc Arthur)
“Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken kendisine Avrupa’nın en dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa’nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.” (Franklin D. Roosevelt, ABD Başkanı)
“Türkiye tarihi, bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk’ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır.” (Charles De Gaulle)
“Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk Milletini yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıf halkın O’nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye’nin Ata’sına değer bir görünümden başka bir şey değildir.” (Winston Churchıll, İngiltere Başbakanı)
“O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün Doğu milletleri için de en büyük önderdi.” (Emanullah Han, Afgan Kralı)
“Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. Yüzyıl’da dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılapçı olmuştur.” (Ben Gurion, İsrail Başbakanı)
“Büyük adamlar, kuşaklarının başındadır. Türk milletinin başındaki büyük ve dahi Atatürk, politika ve savaş alanlarında yılmayan büyük ve yurtsever bir insandı.” (Kerama, Lübnan Başbakanı)
“Kemal Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz Pakistan’da, O’nu geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz.” (Eyüp Han, Pakistan Cumhurbaşkanı)
Yorum Gönder