SEVGİLİ okuyucularım,Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde önceki gün gerçekleşen yeni bir PKK baskınında bir polisimiz ve bir askerimiz şehit düştü.Aynı çatışmada üç sivil vatandaş öldü.Ayrıca çok sayıda yaralı var.
Terör örgütü bu kez ilçeyi basarken İlçe Emniyet Müdürlüğü,Tugay Komutanlığı ile Jandarma Komutanlığı uzun menzilli silahlarla tarandı,roketler havada uçtu
Bu yörede baskınlar danışıklı dövüş yapıyor! Baskın başladığı anda ilçede elektrikler ve telefonlar kesildi.
Türkiye’nin bir ilçesinde çıkan bu çatışma tam iki saat sürdü.
Teröristler ,her zaman olduğu gibi kaçmayı başardılar.
Baskın sonrası yapılan yerel açıklamalarda yine her zaman olduğu gibi “Teröristlerin yakalanması için geniş çaplı operasyon başlatılmıştır” denildi!
Bu önemli haber,bu baskın olayı dün Sözcü dahil sadece üç gazetede yer bulmuştu.Yine dün pek çok haber sitesinde yoktu.Medyamız artık bu gibi olayları görmek ve iktidarın hoşuna gitmeyecek haberleri yayınlamak istemiyordu!Terör olayları kanıksanmış,toplum bu haberlere alıştırılmıştı.Bunlar artık sıradan haber olmuştu.
Önümüzdeki birkaç gün içerisinde şehit polisimiz ve askerimiz cenaze törenleri düzenlenecek,tören eğer uygun bir yerde ise protokol görevlileri zorla katılacak ve ardından aynı palavralar sıkılacak:
“Kanları yerde kalmayacak!”
Böyle bir olay başka bir ülkede olsa,bir ilçe orada basılsa kıyametler kopar,o ülkenin sorumlu kişileri hele bunca terör olayı sonrasında görevden istifa eder.
Ama bizimkilerin hepsinde maşallah öyle bir pişkinlik var ki,sormayın gitsin.
Türkiye’yi yöneten AKP kadrolarının bunca rezillik karşısında kılları bile kıpırdamıyor.
Bu son olay Pazar gecesi saat 22’de gerçekleşti.Aradan saatler geçiyor ve bu yazıyı yazdığım dün saat 16 dolaylarına kadar hükümet yetkililerinden ne bir ses,ne bir nefes!..
Çünkü ölen ölür,kalan sağlar bizimdir!
***
Peki bu olaylar sonrasında suskun kalan hükümet ne yapıyor?
Hükümetin başı Mısır,Libya ve Tunus gezisinde.Bu üç ülkede,özellikle Mısır’da büyük hazırlıklar yapıldı.Tayyip posterleri hazırlandı.Her üç ülkede de yönetimi ele geçiren İslamcı kesim şimdi Tayyip’e yapılacak tezahüratı örgütlüyor.
Tayyip oralarda güzelce hava basacak,”Lider ülke Türkiye(!)” nutukları atacak.Ama hiç kimse ona “Madem lider ülkesin,Türkiye’deki teröre niçin çare bulamıyorsun” diye sormayacak.
Hele Gazze’ye bir gidebilse,ah bir gidebilse!.. Oradaki İslamcı kesimler Tayyip’i bağırlarına öyle bir basacaklar ki!..
Türkiye’de terör varmış,her gün güvenlik güçlerimiz şehit düşüyormuş,kimin umurunda!
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Irak’a gitti,aynen Barzani gibi iki paralık bir aşiret reisi olan Kürt Talabani ile pazarlık masasına oturdu,”Aman sayın Talabani,ağırlığınızı koyun da şu başımızdaki PKK belası için bize yardımcı olun” diye pazarlık ediyor.
Bir yanda Barzani öbür yanda Talabani ise bizimkilere hava basıyor:
“Valla biz yardımcı olmasına olalım ama siz kendi toprağınızdaki terörü durduramıyorsanız,esas sorumlu sizsiniz.”
Talabani,Öcalan’ın İmralı’dan başka bir cezaevine nakli konusunda AKP hükümeti tarafından kendisine söz verildiğini söylüyor.Af yolunda ilk adımlar böyle atılıyor.
Türkiye Cumhuriyeti,bu yüzsüz ve ikili oynayan heriflerin karşısında işte bu durumlara düşürüldü.
***
Peki ama sevgili okuyucularım,bütün bunlar olurken bizi yönetenler boş mu oturuyor? Bunlar sinek mi avlıyor?
Elbette hayır!..
Bir buçuk yıl önce gerçekleşen Mavi Marmara rezaleti sonrasında jetonları şimdi düştü,İsrail’e posta koyuyorlar!
Hatta savaş çığlıkları bile atıyorlar!
Tamamı,palavra,tamamı iç kamuoyunu kandırmaya yönelik atraksiyonlar.
Yani boş oturmuyorlar,itiraf edelim ki başka çok önemli işler de yapıyorlar.
Kaddafi,bizim Tayyipgillrin en büyük dostlarından biriydi.Ne zaman ki Libya’da İslamcılar ayaklandı ve bu adamı devirme olasılığı güçlendi,bizim Tayyipgiller isyancılara yakın durmaya başladı.
Hesap gayet basitti:
“İsyancılar kazanacak.ABD bile Kaddafi’nin gitmesine karar verdi.Dolayısıyla biz de ABD çizgisinden sapmayalım,isyancılara destek verelim!”
Başbakan Yardımcısı olan Ali Babacan isimli şahıs bu konuda çok önemli ve “Devlet ciddiyetine yakışan” bir açıklama yaptı.Daha doğrusu,itirafta bulunmak zorunda kaldı.İşte Ali’nin bilmeden yaptığı itirafları ile Türkiye Cumhuriyeti olarak Libya’ya nasıl destek verildiği,tam bu ortama denk geldi.Aynen şöyle diyordu:
“Libya’daki yeni yönetime üç ayrı 100 milyon dolar sözü verdik biz…Sayın Davutoğlu(Hariciye nazırı Ahmet) gittiğinde paranın çoğu dağıtılmıştı.Aslında hepsini birden istediler ama ben ‘Uçak düşer müşer’ diye vermedim…Çünkü 100 milyon dolar nakit,yaklaşık 1.100 kilo ediyor.Önce 10 milyon dolar gönderdik,100 kilo tutuyordu.Sonra üç kez 30’ar milyon dolarlık dilimleri burada da teslim ettik.”
Vay anasını sayın seyirciler yaaa!
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti,Libya’da yönetimi ele geçirdiği varsayılan ne idüğü belirsiz heriflere bavullar dolusu para teslim ediyor.
Hiç kuşkunuz olmasın,bu paraları Libya’da teslim alanlar,en az dörtte birini hortumlayıp cebe atmıştır.
Ali,nereden biliyor bu paraların yerine ulaştığını?..
Kimlerin ceplerine hortumlandığını araştırmış mı?
Araştırmaya kalksa bulabilir mi?
(Bu arada bütün para kaçakçılarına falan Ali’nin ağzından bir kez daha duyurmuş olayım.Bavulla 100 milyon dolar taşıyacaksanız 1.100 kilo,10 milyon taşıyacaksanız 100 kilo ediyormuş.Ali’nin hesabı iyidir,durumu ona göre ayarlayın!)
Peki bu paralar Libya’daki isyancılara nereden,bütçenin hangi faslından,hangi mevzuata göre ve kimin emriyle verildi?
Devletin sadece istihbarat ve güvenlik giderleri için kullanılabilen örtülü ödenekten verilmiş olmasın?
Yani devletin ve milletin 300 milyon dolarını Libya’daki heriflere hangi gerekçeyle verdiler?
Aynı uygulama Tunus ve özellikle Mısır’daki isyancılara yapıldı mı? Bizim paralarımız AKP’nin siyasi çıkarları nedeniyle onlara da hortumlandı mı?
Bunların hesabını muhalefet partileri sormayacak mı?
***
Sevgili okuyucularım,Türkiye’nin nasıl yönetildiğini işte görüyorsunuz.Bir yanda her gün toprağa verdiğimiz şehitler,önceki gün basılan Şemdinli ilçesi ve daha nice olaylar yaşanırken,bizi yönetenlerin aklı fikri İsrail,Gazze,Somali gibi yerlerde.İş Türkiye’de yaşananlara gelince bizimkilerden tık yok!
Ama ne zaman İsrail,Gazze falan deseniz aslan kesilip posta koymaya başlıyorlar.O kadar ki,savaş tamtamları çalmaya bile başlıyorlar!
Başımızdaki terör belasını def etmek için Türk Ordusu’nu sınırdan Kuzey Irak’a sokmaya cesaret edemeyen hükümet,sonra çıkıyor ortaya ve Türk savaş gemileri eşliğinde Gazze’ye aynen Mavi Marmara olayında olduğu gibi yeni bir “Cihad konvoyu” göndermekten söz ediyor!
Hükümet Gazze’den Şemdinli’ye,Libya ve İsrail’den Diyarbakır ve Şırnak’a bir türlü dönemiyor.
Hem ülkemizi bu durumlara düşürenlere,hem de onlara destek verenlere yazıklar olsun.
Emin Çöleşan/SÖZCÜ
Yorum Gönder