Libya’nın Dostları - Mümtaz Soysal

KIRK kişiymişler. Geçmişte de benzerleri ve oluşturdukları örneğe yaklaşanlar olmuştur belki, ama kendilerine böylesine çelişkili bir ad verenler hiç görülmemiştir.
Ülkenin petrolüne göz koydular; akıl almaz yöntemlerle insanları birbirine düşürdüler, devletin başını yakalamak ve icabına bakmak istediler, ailesini korumak için Cezayir’e yollamak zorunda bıraktılar, sonuçta bir yerlerde saklanma zilletine ittiler.
Dıştan kışkırtılarak birbiriyle çarpıştırılan zavallı insanlardan 50 bin kadarının öldüğü bildiriliyor; yaralı, sakat kalanların, başka yerlere sığınmak için kaçanların sayısı belli değil. Kentler, kasabalar harabe halinde. Yollar yanık arabalarla, çürüyen cesetlerle dolu.
Kısacası, Libya denen ülkenin canına okunmuş, insanları perişan edilmiştir. Ama, bu durumu yarattıktan sonra, Paris’te, şurada burada toplanıp parsa paylaşma sorunlarını çözmek için tartışanların kendilerine verdikleri şu isme bakın: “Libya’nın Dostları”.
İnsan olarak üzülmemek mümkün mü? Kaddafi’yi hiç sevmemiş, pervasızlığına kızmış olsanız bile, vicdanınız mutlaka sızlamıştır. Ama, Türk olarak en rahatsız edici olan, o iğrenç toplantılara Türk Dışişleri Bakanı’nın da katılmak zorunda bırakılmış olmasıdır. Elbet, ödev olarak. Ülkesinin ve halkının çıkarlarını korumak amacıyla o toplantılarda bulunması emredilmiş olabilir. Durum, herhalde çok utandırıcı, olağanüstü rahatsız edici gelmiştir bir bakana.
Daha da zor katlanılabilir olan, öyle bir Kurtlar Sofrası’nda uygar dünyanın şık giyinmiş, kerli ferli devlet adamlarının ve diplomatlarının davranışlarını seyretmektir. Kimi, Libyalı muhalifleri herkesten önce ayaklandırıp petrol üretiminin yüzde otuz beşini kapmış olmanın keyfini sürmektedir, kimi başka planlar peşindedir.
Elbet, arada bir, bloke Libya paralarının serbest bırakılması, ilaçsız, susuz, yiyeceksiz, ışıksız kalmış köşelere yardım yollanması gibi hayır işlerine de sıra gelir, sadaka kararları alınır.
Türk diplomasisi ülke çıkarlarını korumak için yine de daha şık, daha vakarlı ve efendice bir yol bulup kendi bakanını o Kırk Haramiler arasına sokmayabilirdi.

Mümtaz Soysal/Cumhuryet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget