Daha iki yıllık görev süresi varken, askerlere yönelik tutuklamalarla ilgili itirazlarını ifade ederek istifa eden eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in ses kaydı internete düşünce, başta AKP’liler olmak üzere konuşmayan, yazmayan kalmadı. Ortada yasadışı bir dinleme bulunduğuna bakmaksızın herkes konuşmanın içeriğiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Üstelik bu konuşma “Ordunun neden sivilleşmesi” ve “Terörle mücadelede neden asker yerine polisin etkinlik kazanması” gerektiğinin en önemli dayanağı olarak kullanılmaya başlandı.
Başbakan Erdoğan bile, olayın yasadışılığından bahis bile etmeksizin içeriğini yorumlamaya girişerek “Bu açıklamaların içinde birçok şeyler var. Özeleştiriler var ama bunun yanında tabii daha değişik bazı ifadeler var... Değerlendirmesini yapacak olan kurum ve kuruluşlar zaten vardır, onlar zaten gereğini yaparlar” diyerek TSK mensuplarıyla ilgili davalara bakan savcılara selam göndermedi mi?
***
Daha Koşaner’in yasadışı ses kaydındaki sözleri üzerinden değerlendirmeler bitmeden bu kez AKP’nin çiçeği burnunda milletvekili olan ama Erdoğan’ın belediye başkanlığı dönemindeki danışmanı ve son dönemlerin siyasi yorumcularından Mehmet Metiner’in yine yasadışı bir ses kaydı internete düşüverdi.
Metiner “Benim eski dostum. Yani herkesten çok ve herkesten önce yakından tanıyorum. Onun beyin kıvrımlarında nelerin dolaştığını bile bilecek kadar kendisine yakın olan bir insanım” dediği Başbakan Erdoğan için kayıtlarda “Uluslararası bir organizasyonun çabasıyla işbaşına getirildiğini” ve “Kürt meselesini çözecek cesaret ve kapasitesinin olmadığını” söylüyordu.
Metiner, konuşmanın yeni yapıldığı iddiasını yalanlarken, konuşmanın bütününe ilişkin açık bir yalanlamaya gitmedi. “Ses bana ait ama ifadeler değil” diyerek bazı eski konuşmalarının yeniden üretildiğini söyledi ve yasadışı dinlemeye karşı suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
***
Koşaner’in yasadışı yollardan elde edilen kayıtlarını internete düştüğü andan itibaren tartışmaya başlayan AKP’den, Metiner konusunda tek bir ses çıktı mı? Hayır. Tam bir sessizlik.
Keza, iktidarı destekleyen ve dolayısıyla tüm yasadışı kayıtlar üzerinden siyaseti dizayn etmeye çalışan yazar çizerlerden de doğru dürüst bir değerlendirme gelmedi.
Elbette biz, iktidar mensupları ve yandaşlarınca Koşaner’e yapıldığı gibi Metiner’in yasadışı kayıtlarının da içeriğine girilerek “Erdoğan Kürt meselesini çözemez” ya da “uluslararası organizasyon” sözlerinin tartışılmasından yana değiliz. Bu köşede daha önce vurgulandığı gibi yasal dayanağı olmayan bu tür kayıtları, her şeyden önce suç olarak görmenin doğru yaklaşım olduğuna inanmaya devam ediyoruz.
Umarız hükümet, hiç olmazsa bir iktidar partisi milletvekilinin başına gelen ve doğrudan Başbakan’ı ilgilendiren bu olaydan sonra, yasadışı dinlemeler konusunda etkin önlemleri vakit kaybetmeksizin alma yoluna gider.
CHP’de ‘altı ok’ kalıyor, hedefler değişiyor
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sonbaharda yapılacak kurultay ile parti tüzüğünü demokratikleştirecek. Yeni tüzük milletvekillerinin yüzde 90’ının önseçimle belirlenmesi, parti meclisi seçiminin çarşaf liste ile yapılması, parti organlarının tamamında yüzde 15 gençlik kotası ve yüzde 25’lik kadın kotasının kurultay delegelerini de kapsaması gibi CHP tabanına hareketlilik getirecek değişiklikler içeriyor.
Yeni tüzükle CHP’nin siyasal hedef ve amaçları da güncellenecek. Tüzük taslağında “altı ok” olarak adlandırılan temel ilkeler korunurken partinin siyasi hedef ve amaçlarına önemli eklemeler yapılıyor. Bunlar arasında en dikkat çekicisi, var olan “eşitlik” ve “emeğin yüceliği” gibi evrensel sosyal demokrasi ilkelerine “daha çok üretim” maddesinin eklenmesi oldu. Paralel şekilde, CHP’nin “amaçlarının” sıralandığı bölüme de “işsizlikle mücadele ve istihdam olanakları yaratma” hedefi eklendi.
Tüzüğün hazırlanmasına katkı veren Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, “Hem ‘CHP iktidarında ekonomi iyi yönetilemez’ kaygısındaki iş dünyasına ve yatırımcılara diğer yanda da işsiz olmalarına rağmen AKP’ye oy veren yoksul toplum kesimlerine üretim ve istihdam yanlısı olduğumuz mesajını vermek istiyoruz” dedi.
Yeni tüzükle Türkiye’nin sosyal sorunlarının başında yer alan “kadına yönelik şiddetin önlenmesi” de CHP’nin temel hedefleri arasına ilk kez alınıyor.
Utku Çakırözer/Cumhuriyet
Yorum Gönder