Başbakan başta olmak üzere iktidarın çesitli ağızlarından aynı ses gelmişti:
- Onların tek suçu gazetecilik değil, başka suçları var...
OdaTV iddianamesi açıklandı...
İddianamenin tamamını henüz okumadık. Okuyan avukatlara göre ortada gazetecilikten başka suç yok...
Avukat Serkan Günel iddianamenin öncekilere göre teknik olarak daha iyi hazırlandığını söylüyor...
Ancak içerikle ilgili aynı görüşte değil.. Ona göre...
Gazetecilik faaliyetleri zorlama yorumlarla suça dönüştürülmüş...
Bu arada son zamanlarda yeni bir eğilim gözleniyor...
AKP’yi eleştirmek de suç sayılıyor.. Suç olarak iddianamelere giriyor...
OdaTV iddianamesinde “Ak Parti’ye Yönelik Yürütülen Faaliyetler” başlığı altında şu ifadeler yer alıyor:
“ODATV’den ele geçirilen verilerden ve şüphelilere yönelik yürütülen teknik takip çalışmalarından Ergenekon Silahlı Terör Örgütü’nün AKP’ye yönelik dezenformasyon faaliyetlerine devam ettiği ve bu kapsamda AKP’yi yıpratmaya yönelik yayınlar yapmayı planladığı ve bu planları uygulamaya koyduğu tespit edilmiştir.”
İktidar yandaşı olmayan her gazeteciyi bu şekilde suçlayabilirsiniz... Eyvah, eyvah...
Adalet Bakanı Ergin diyor ki:
“Türkiye bugün çok daha şeffaf bir ülke.”
Evet, öylesine şeffaf ki yargının iktidara nasıl bağlandığını görmeyen kalmadı...
Haldun Ertem
İsrail basını Tayyip Erdoğan’ın, “Gazze’ye gidecek gemileri savaş gemileriyle koruma” fikrinden geri adım attığını öne sürmüş.
İsrail basınının “Mehter adımı” diye bir şeyden haberi yok anlaşılan!
Fahrettin Fidan
Erdoğan İsrail için hiç muhalefeti suçlamasın!
O muhalefet olmasa sınırlar çoktan mayın sökme karşılığı İsrail’e verilmişt...
G. Elmas
GS aynen devam
Genel kanaat: Galatasaray geçen yıl bıraktığı yerden devam ediyor...
İBB önünde tıkanıp kaldılar.
Bu takımın bu yıl farklı bir hoca tarafından çalıştırıldığı da hiç belli değildi.
Oyuncuları hiç taktik vermeden sahaya sürseniz de bu kadar oynarlar...
İlginçtir...
Tonla para verilerek birtakım yabancı oyuncular alındı...
İBB transfere, GS’nin yarısı hatta üçte biri kadar bile para ayırmadı.
Ama İBB’nin ucuz yabancıları çok daha iyiydi.
Neden mi?
Çünkü GS, hangi menajerlerin dolduruşuyla bilmiyoruz ama, Avrupa’da şöhreti olan ancak inişe geçmiş veya dışlanmış futbolcuları topluyor.
Küçük kulüpler ise yükselişteki oyuncuları alıyor.
GS ununu elemiş, eleğini asmış bir antrenör göreve getirdi.
İBB’nin başında ise sürekli yükselişte olan bir genç hoca var. Netice ise meydanda...
Referandum ertesi
Anayasa referandumunun birinci yılını dün idrak ettik...
Bir yıl öncesini anımsayınız...
Anayasa’nın 26. maddesi değişecek, darbelere karşı muazzam bir adım atılacak, yargı Kemalist vesayetten kurtarılacaktı.
Nitekim bir savcı orduevinde 12 Eylül’ün cunta lideri Kenan Evren’in ifadesini almış, soruşturma başlatmıştı.
Naylon aydınlar “Yetmez ama evet” diye seferber olmuşken...
Ülkenin aklı başında insanları ve yurtseverleri söylenenlerin yalan olduğunu... İktidarın HSYK ve Anayasa Mahkemesi’ni kendine bağlamaktan başka amaç taşımadığını... Yargının yeni yapısının eskiyi aratmayacağını söyleyip durdular...
Aradan bir yıl geçti.
Anayasa’nın kadınlara ve çocuklara pozitif ayrımcılık, işçilere daha fazla sendikal haklar vs. vaat eden yeni maddeleri kâğıt üzerinde kaldı.
Sadece HSYK ve Anayasa Mahkemesi’ni yeniden biçimleyen iki maddesi hayata geçirildi.
Kenan Evren’in ifadesinin de seçim öncesi şov amaçlı alındığı anlaşıldı. Çünkü ardından ses seda çıkmadı. Açılan soruşturmadan da haber yok.
Komediye bakın ki... Kenan Evren bir yana.. 12 Eylül’ün pek çok yöneticisi ve görevlisi bugün hayatta... Hatta bazıları iktidar partisinin içinde... Ama onlar kovuşturulmuyor...
Darbe “yapmışlar” kovuşturulmazken “darbe yapacaklardı” iddiasıyla 250 muvazzaf ve emekli asker hapiste...
Anayasa referandumunun birinci yılında halk yediği kazıkla baş başa...
Bir halk yalanlara bu kadar kolay kanarsa hangi güzel geleceği hak eder?..
Ders almayınca
İktidar partisi geçen yıl yaptığı anayasa değişikliği ile HSYK ve Anayasa Mahkemesi’ni kendine bağladı
Yargıyı vesayetten kurtarıyorum derken kendi vesayetine aldı.
Darbe anayasası denilen anayasada HSYK ve Anayasa Mahkemesi yapısı çok daha demokratikti.
12 Eylül’ün gerisine gidildi.
Aynı iktidar şimdi yeni ve sözde sivil anayasa hazırlığında...
Başta muhalefet partileri olmak üzere aklı başında sanılan birçok kişi iktidarın peşinden gidiyor.
Bir yıl önce olanları değerlendirmekten aciz bir toplum tablosu var önümüzde.
Melih Aşık/Milliyet
13 Eylül 2011
Yorum Gönder