Akp, parti de değilmiş! - Mehmet Ali Güller

Okurlar haklı olarak soruyorlar: Aynı anda İsrail’le, Yunanistan’la, Kıbrıs Rum Kesimi’yle, Suriye’yle, İran’la, Irak’la, Ermenistan’la hatta Azerbaycan’la sorunlu olmak akıl işi mi?
Kestirmeden söyleyelim: Akıldan ziyade çaresizliğin eseri! Ama AKP hükümetinden ziyade, ABD’nin çaresizliğinin eseri…
Çünkü AKP’nin dış politikası bağımsız değil ve Atlantik’e çıpalı.
Bağımsız olmadığı için de “NATO’nun Libya’da ne işi var” deyip, NATO’nun Libya’ya saldırısına Türkiye’yi karargâh yaparlar; Anders Fogh Rasmussen’e itiraz edip, sonra NATO Genel Sekreterliği’ni onaylarlar; Beşar Esad’a “kardeşim” deyip, sonra diktatör ilan ederler; İsrail’e diklenip, sonra İran’a karşı İsrail’e kalkan olurlar vs.
ABD ise üretmeyen ekonomisiyle, bölgede inisiyatifi kaybetmesiyle, dünya liderliğini sürdüremeyeceği gerçeğiyle ve en önemlisi
askeri başarısızlıkları nedeniyle çaresiz durumda!
SAVAŞA KİMİN İHTİYACI VAR?
Dolayısıyla ABD gibi projesinin eşbaşkanlığı da bu çaresizliği paylaşıyor. Çok değil daha üç ay önce yüzde 50 oy almış bir partinin,
şimdiden patlak lastikli kamyon görüntüsü vermesi başka nasıl açıklanır?
O yüzden Obama kadar Erdoğan’ın da savaşa ihtiyacı var; iktidarı için…
Hükümetin çaresizlikten kaynaklı savruk politikaları, üyelerinin sözlerine de yansıyor. Son 10 günde söylenilen şu sözlere bakınız:
HÜKÜMETİN PKK ÇARESİZLİĞİ
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM’de düzenlenen Terörizmle Uluslararası Mücadele Sempozyumu’nda yaptığı konumada Avrupa’ya şöyle seslendi: “PKK’nin faaliyetleri tolere edilmemeli.”
Avrupa, PKK ile görüştüğü ortaya çıkan AKP hükümetinin bu sözlerini acaba ne kadar ciddiye aldı!?
“PKK ile MİT değil hükümet görüştü” diyenlere yanıt vermeye çalışan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Başbakanlık Müsteşar yardımcısı sıfatıyla bu toplantıya katılıyor olması, onun (Hakan Fidan) Başbakanlıkla ilgili olduğunu göstermez” dedi.
Peki Arınç’ın Başbakan Yardımcısı olması, Başbakanlıkla ilgili olduğunu gösterir mi bu durumda?
GAF DEĞİL ZİHNİYET
AKP’li Burhan Kuzu BDP’nin Diyarbakır’da toplanmasını Kuvva-i Milliye’ye benzetti: “Osmanlı’dan kopup Ankara’ya gelen Atatürk ve arkadaşları Kuvva-i Milliye ruhunu oluşturmuşlardı. Sanki onun bir benzerini yapıyorlar gibi bir halleri var. Ama bu mantık ve bu yöntemle olayı çözemezler. Bir de onların Diyarbakır’da çok fazla kalacaklarına inanmıyorum. Ben öyle tahmin ediyorum ki 1 Ekim’de gelecekler.”
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ise vatandaşlarını “tane” hesabıyla sayıyor artık. Bakan Şahin, Ankara’daki patlama sonrası şöyle bilgilendiriyordu kamuoyunu: “3 adet maalesef vatandaşımızın patlamadan dolayı can kaybına maruz kaldığı bilgisi var.”
AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı ve Adana milletvekili Ömer Çelik ise liderinin Suriye’yi iç mesele görmesiyle yetinmemiş olmalı ki şöyle tweet yazıyordu New York’tan: “Filistin, Doğu Türkistan, Kerkük, Bosna; bizim için Ankara, Istanbul, Adana, Erzurum, Diyabakır gibidir.”
AKP NEDİR?
Doğu Perinçek önceki gün yazdı ve AKP’nin aslında hükümet olmadığını ortaya koydu. Muhtemelen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sözleri Silivri zindanına ulaşmadı. Ulaşsaydı, AKP “parti de değilmiş” diyecekti kuşkusuz!
Çünkü Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e, AKP’nin İngiltere’de bulunan  hangi partiye benzediği sorulduğunda evlere şenlik şu yanıtı veriyordu: “Muhafazakarız, liberaliz ve sosyalistiz.
AKP’nin aslında “hiçbir şey” olduğu, bundan daha güzel özetlenemezdi herhalde!

Mehmet Ali Güller/AYDINLIK

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget