Bu yazı yayımlanmadan bir gün önce Obama, 11 Eylül 2001 saldırılarının onuncu yıldönümünde Le Figaro’ya verdiği demeçte, ekonomik sorunlara karşın ABD’nin dünya liderliğini sürdürdüğünü açıklayarak, burada temel aldığım ABD politikalarının özelliklerinden birini, dünya liderliği iddiasını bir kez daha teyit etti.
Obama ayrıca, “El Kaide’nin komplolarını başarısızlığa uğrattık. Usame bin Ladin’i ve örgüt üyesi birçok kişiyi öldürdük” dedi.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halkların demokrasiye giden en güvenli yolun şiddete ve teröre başvurmamak olduğunu gösterdiğini belirten Obama, geleceğin yıkmak değil, inşa etmek isteyenlere ait olduğunu vurguladı.
ABD’nin İslama karşı olmadığını ve asla olmayacağını belirten Obama, “11 Eylül’deki saldırıları düzenleyenlerin ABD ile dünyanın geri kalanı arasına hendek kazmak istediklerini, ancak bunu başaramadıklarını” söyledi.
Bu demeç benim yazılarım bakımından çok önemli bazı yaklaşımları yansıttığı gibi, mevcut durumun gerçeklerine ilişkin önemli çelişkileri de barındırıyor.
Bu demeci irdelemeyi sonraya bırakarak, şimdi ABD’nin Siyasal İslamla tehlikeli dansının arkasında yatan temel özellikleri çözümlemeye devam edelim:
Amerikalılar pragmatik insanlardır…
Sadece kendi kişisel ve ailevi yaşamlarında değil…
Toplumsal ve siyasal politikalarda da pragmatizm ABD’de genel olarak uygulanan bir yöntemdir:
Bir tutum, bir davranış, bir politika, o andaki sorunu çözecekse, o sırada amaçlanan hedefe uygun sonuçlar verecekse derhal onu uygulayıverirler…
Bu uygulamayı yaparken, “sonuç almak” önemlidir…
Çabuk ve etkili bir sonuç!
Bu sonuca varmak için uygulanan yöntemlerin, geleneklere, kurallara, yasalara ve hatta ahlaka uygunluğunun bile çok fazla önemi yoktur…
Hele hele uzun dönemli politikalar ve stratejiler açısından derin değerlendirmeler yapılmasına da o sırada pek gerek duyulmaz.
Ama Amerika aynı zamanda uzun vadeli stratejilerin her düzeydeki uzmanlarca ve politikacılarla tartışıldığı, dünya egemenliğinin sürdürülmesi için belirlenen yöntemlerin irdelendiği, saptandığı ve uygulamaya da konduğu bir büyük ve karmaşık ülkedir.
Üstelik Amerika’nın bir başka çok önemli özelliği daha vardır:
Bir kurallar ve yasalar ülkesidir!
Öyle de olmak zorundadır…
Çünkü göçmenlik üzerine kurulmuş bir yapısı vardır.
Dünyanın her yerinden gelen insanların aynı toplumda uyum içinde, ülkelerine hizmet ederek yaşamalarının sağlanması, ancak çok net ve kesin kuralların, yasaların uygulanması ile olanaklı olur…
Ancak bu yolla farklı kökenlerden, kültürlerden gelen insanlar bir potada eritilir ve aynı ülkenin yararlı vatandaşları haline getirilir.
***
Sevgili okurlarım, Amerikan pragmatizmi, ABD’nin uzun vadeli stratejileriyle ve bir hukuk devleti olması ilkesiyle zaman zaman çatışır, belli çelişkiler ortaya çıkar.
Yani hemen sonuç alacak faydacı, pragmatik uygulamalar, kimi zaman belirlenmiş olan uzun vadeli stratejiler çerçevesinde aykırılıklar oluşturur…
Sadece uzun vadeli stratejilere ters düşmekle de kalmaz, kimi zaman hukuk devleti ilkelerini, yasaları, kuralları da ihlal eder.
Bu konuda çok klasik bir örnek “İrangate” veya “İran-Kontra skandalı” diye de anılan Oliver North olayıdır:
Yarbay North, Beyrut’ta tutulan bazı rehinelerin kurtarılması karşılığında Amerika’nın büyük düşmanı İran’a gizlice yasadışı bir biçimde silah satar, bununla da yetinmez, bu satıştan elde edilen paralar, Panama diktatörü Noriega’nın üzerinden bazı Amerikalı işadamlarının da katkılarıyla, Nikaragua’daki komünist Sandinistalara karşı savaşan kontrgerillalara yine yasadışı biçimde aktarılır.
Bu aktarma da yasadışıdır, çünkü Kongre, komünist Sandinistalarla savaşan kontralara yardımı, kontraların insan hakları ihlallerinden dolayı yasaklamıştır.
Olay açığa çıkınca Yarbay North yargılanır ve mahkûm olur.
Yaptığı operasyonlardan Milli Güvenlik Konseyi’ndeki en üst düzey yetkililerin haberi olduğu anlaşılır, olay Başkan Yardımcısı George Bush’a (baba Bush) ve Başkan Reagan’a kadar uzanır ama onların doğrudan bilgisi olduğu kanıtlanamaz.
Bir süre sonra, Kongre’de ifade vermekten dolayı kazandığı dokunulmazlık ilkesi kullanılarak, birtakım karışık hukuk mekanizmaları sonunda, North’un cezası kaldırılır.
Yarbay Oliver North pek çok kişi ve çevre tarafından ulusal kahraman ilan edilir, kitap yazar, olay hakkında filmler çevrilir ve sonraki hayatına da, muhafazakâr medyada zengin ve ünlü bir yıldız olarak devam eder, Virginia’dan katıldığı senatörlük seçimini ise kıl payı kaybeder.
Görüldüğü gibi bu olayda, bazı rehinelerin kurtarılması ve Nikaragua’daki komünist gerillalarla mücadele edilmesi uğruna (ki sonunda Sandinistaların galip geldiğini ve Somoza’nın diktatörlük rejimini devirerek iktidara geldiklerini ve bu arada diktatör Noriega’nın da Panama’dan kaçmak zorunda kaldığını anımsatalım) hem uzun dönemli stratejik çıkarlar hem de hukuk devleti ilkeleri ihlal edilmiştir:
Hem ABD’nin büyük düşmanı İran’a yardım edilmiş, böylece uzun dönemli stratejiye aykırı davranılmış, hem de Kongre kararları, yani yasalar ihlal edilmiştir.
ABD’nin dış politikaları açısından buna benzer pek çok olay vardır:
ABD pragmatizmi, ABD’nin uzun vadeli stratejik planları ve çıkarlarıyla çelişen ve hukuk devleti ilkelerine de aykırı olan pek çok askeri ve istihbarat uygulamasına yol açmıştır.
Pek doğal olarak aynı çelişkiler ve uygulamalar ABD’nin Siyasal İslamla dansında da söz konusudur.
Emre Kongar/Cumhuriyet
Yorum Gönder