Silivri’de Savunma Hakkı ve ‘İlhan Abi’ - Emre Kongar

Cuma günkü Cumhuriyet’te Hatice Tuncer’in haberini okumuş olmalısınız…
Haberin birinci sayfadaki başlığı ve girişi şöyle:
“Ergenekon’da gizli tanıklara 38 gün, sanıklara 15 dakika verildi
‘Savunma!’ der gibi
Tanık beyanlarına ve dosyadaki belgelere ilişkin sanık ve avukatların savunmaları 15 dakika ile kısıtlandı.
Karar savunma hakkının ihlali olarak değerlendirildi.
Sanık avukatlarından Celal Ülgen ‘Ağızlarını açmasınlar diye her önlemi alıyorlar’ derken Hüseyin Ersöz de bugüne kadar toplam 854 saat tanık dinlenildiğini belirtti.
Ersöz ‘Gizli tanıkların beyanlarını alma işlemi 38 gün sürdü. Savunma için ise 15 dakika konuşma süresi verildi. Yeterli beyanda bulunma süresi verilmeksizin devam eden yargılama hukuka aykırı yürütülmektedir. Savunma hakkından doğan tüm güvenceler elimizden alındı’ diye konuştu.”
Dün de Mustafa Balbay bu konuda bir yazı yazdı ve olup biteni tüm çıplaklığıyla okurlara açıkladı:
Silivri’de iddialar, suçlamalar sınırsız, savunmalar sınırlı!
Öyle anlaşılıyor ki, Balyoz davasında ne olduysa, (kamuoyunda medya sayesinde yerleştirilen adıyla) “Ergenekon davası”, daha doğrusu, yirmiye yakın davanın birleştirilmesi sonunda ortaya çıkan “Ergenekon davaları” da öyle sonuçlanacak!
Silivri’de gerçekten “Tarih yazılıyor(!)”.
Aslında işin bu noktalara varacağı daha başından belli olmuştu…
Miyase İlknur’un “İlhan Abi” kitabını okursanız, örneğin İlhan Selçuk’un bugünleri daha 2008’de gördüğünü ve herkese söylediğini görürsünüz (559-563).
Bu konuda bana da, sorgusundan sonra serbest bırakıldığı gün, evinde şöyle demişti:
“Savcıya, ‘Bu dava kapsamında başka sanıklar var mı, soruşturma muvazzaf ve emekli subaylara da uzanacak mı’ diye sordum. Eliyle masasının üzerinde duran dosya yığınına vurarak, ‘Neler var neler’ dedi…. Korkarım bu işin ucu orduya varacak.”
İlhan Bey bu izlenimini (emin değilim ama o sırada galiba Yalçın Bayer ile Uğur Dündar da yanımızdaydı), hem herkese anlattı hem de Miyase’nin kitabına aldığı bölümde işaret ettiği gibi, gazetede de yayımladı (s.559).
***
Silivri’deki sorunlar sadece sanıkların tutuklu olarak yargılanmaları sorunu değildir…
Davaların çok uzaması sorunu da değildir…
Sorun, delillerin nesnel değerlendirilmelerinin yapılabilmesi ve iddia makamı ile savunma makamının (evrensel hukuk deyişiyle) “silahlarının eşitliği”, yani savunma hakkının, hukuk devleti ve adalet ilkelerine göre kullanılabilmesi sorunudur.
***
Bunların üstüne bir de, bir milletvekili tarafından yapılan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Silivri davalarında “gizli tanık” olduğu iddiası binmiştir…
Dilerim bu iddia doğru çıkmaz!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget