Amerikan devleti içindeki çarpışmanın göstergesi olan CIA Başkanı David
Petraeus’un istifasıyla ilgili gündeme gelen nedenlerin başında, onun
Bingazi’deki saldırıyı “izlemekle” yetinmesi geliyordu…
Gerçekte CIA üssü olan Bingazi’deki büyükelçilik binasına Müslümanlara
hakaret eden bir film gerekçe gösterilerek saldırı düzenlenmiş, ABD Büyükelçisi
Chris Stevens ile 3 diplomat ölmüştü! Hatta bir iddiaya göre film
protestosu bahaneydi ve organize bir saldırıyla CIA üssünden belge çalınmış,
adam kurtarılmıştı!
Petraeus, 15 Kasım’da Kongre İstihbarat Komitesi’ne CIA Başkanı olarak
bu konuda ifade vermeden birkaç gün önce evlilik dışı ilişkisini gerekçe
göstererek istifa etti! Ancak istifanın üzerinden ortaya saçılanların önemi
nedeniyle, Petraus Komite’ye eski başkan olarak ifade vermek durumunda
kaldı.
ABD basınına yansıdığına göre Petraeus, başından beri saldırının “bir
terör saldırısı” olduğunu ve saldırganların El Kaide bağlantılı olduğunu
raporlarında belirttiğini savundu. Petraeus, Beyaz Saray’ın ilk
açıklamalarında “terörist” yerine “aşırı gruplar” ifadesinin neden yer aldığını
bilmediğini söyledi.
Bu “aşırı grup” ile “terörist” farkının neden ön plana çıkarıldığı önemli.
ABD Kongresi’nin bunun üzerinde neden durduğunu anlamamızı sağlayacak bazı
olguları ve iddiaları inceleyelim.
STEVENS’IN SON YEMEĞİ
İngiliz Sunday Times gazetesi, 11 Eylül’de saat 21:30’da öldürülen ABD
Büyükelçisi Chris Stevens’ın o akşamki yemeğini bir Türk diplomatla
yediğini yazdı. Sunday Times’ın 15 Eylül tarihli bu haberi 17 Eylül’de
Sabah gazetesinde “son yemeğini Türk diplomatla yemiş” başlığıyla
duyuruldu.
Jöntürk haber sitesi ise 14 Kasım’da yeni bir iddia ortaya attı ve
Chris Stevens’le öldürülmeden bir saat önce görüşen bu Türk diplomatın,
Türkiye’nin Bingazi Konsolosu Ali Sait Akın olduğunu haber yaptı.
Jöntürk, iddiaya kaynak olan ABD’li yetkililerin, görüşmenin olağan
olmadığına dikkat çektiklerini belirtiyor.
Peki, o görüşme neden olağan değildi?
Anlatacağız ama Chris Stevens’ın Suriye’ye silah sevkiyatında kilit bir
isim olduğu bilgisinin son dönemde bazı haber sitelerinde yer aldığını
özellikle belirtelim.
LİBYA’DAN GÖNDERİLEN 400 TON KARGO
Aydınlık, 21 Ağustos’ta “İnsani yardım gemisiyle Libya’dan militan
getirdiler” başlığıyla çok önemli bir haber yapmıştı. Aydınlık’a göre
El Entisar isimli bir gemi Libya’dan İskenderun’a gelmiş ve gemiden inen 24
militan bir otele yerleşmişti. Aydınlık bu 24 militanın Suriye’ye geçmeyi
konuştuklarını yerel kaynaklara dayandırarak duyurmuştu.
Ancak olay 24 militandan çok daha önemliymiş.
14 Ekim tarihli Times of London’da yer alan ve ABD Kongre raporuna
dayandırılan bir haberde, Libya bandıralı El Entisar adlı geminin 400 ton
kargoyla İskenderun limanına demirlediği belirtiliyordu. Gemide karadan havaya
uçaksavar füzeleri, RPG’ler ve MANPAD tipi füzeler olduğu iddia ediliyordu.
Silahlar Suriyeli muhalifler içindi.
Haberde, 400 ton kargo ile Suriye’ye şimdiye kadarki en büyük silah
sevkiyatının gerçekleştiği belirtiliyordu.
Oysa resmi açıklamaya göre, gemide İHH aracılığıyla temin edilen tıbbi
malzeme vardı!
PETRAEUS GELDİ, YÜK BOŞLADI
İskenderun yerel basınında çıkan 22 Eylül tarihli bir habere göre
“yolcular inmiş ama yük boşaltılmamıştı”, çünkü Ankara’dan izin
bekleniyordu.
Jöntürk’e göre günlerce bekleyen gemi, 6 Eylül’de yasal izin
alıyordu!
Tam burada, CIA Başkanı David Petraeus’un 2 Eylül’de “Suriye ve
terörle mücadele” gündemiyle Türkiye’ye geldiğini anımsatalım. İlginçtir,
Petraeus, 6 ay önce 12 Mart’ta da Türkiye’ye gelmişti!
KONSOLOSA VERİLEN GÖREV
Ancak bu silah sevkiyatı Rusya’nın tepkisini çekiyordu.
Jöntürk’ün iddiasına göre Başbakan Erdoğan, Moskova’nın tepkisi
üzerine, Bingazi Konsolosu Ali Sait Akın’ın ABD’lilerle görüşmesini
istiyordu.
İşte Chris Stevens’ın ölümünden sonra haber olan “son yemek” iddiaya
göre bu görüşmeydi!
MOSKOVA’DAN KALKAN UÇAK
Bitirirken bir olayı daha anımsatmalıyız. Bu olaydan bir ay sonra, 10 Ekim’de
Moskova’dan kalkan bir Suriye yolcu uçağı, “füze var” istihbaratı üzerine zorla
Ankara’ya indirildi. İstihbaratın kaynağı ise CIA’ydı!
Yorum Gönder