Mümtaz’er Türköne geçen dönem AKP den İst. Milletvekili olan "4 yıl tek yasa teklifi bile hazırlamadan hatta önerge dahi vermeden Meclis'te oturan AKP'li Özlem Piltanoğlu Türköne’nin eşiydi. Eski eşinin aday olmadığı 12 Haziran seçimlerinde Bay Türköne AKP den aday olmak için başvurmuş, Ankara 2. Bölge'den aday adayı olmuştu. AKP nin yaptığı temayül yoklamasında 33.sırada yer alarak seçilememişti.
Bu Atatürk düşmanı adamı sonra Cumhurbaşkanı Gül, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine atamıştı.. Kamudan gelen tepkiler üzerine bu görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
7 Mayıs 2010 tarihli Hitler değil, ama Mussolini başlıklı yazısında 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımızı, törenleri Faşist İtalya’dan aşırdığımızı söyleyerek;
“ 19 Mayısta yüzlerce gencin müzikle veya komutlarla uyumlu olarak kollarını sağa sola sallamaları, oldukları yerde dönmeleri veya eğilip kalkmalarının anlamı nedir?” Diye sormuş.
Hemen cevaplayalım; Atatürk’ün halkı ümmetçilikten özgürlüğe kavuşturmasının ilk adımı olan Samsun’a çıkışını ve gençliğe armağan etmiş olduğu bayramı kutlamak için elbette. Bu gençlere faşist demeye utanır insan.
Bu beyefendi Zikir adı altında kafa sallayıp vücutlarını titreten, hu çeken yobazların yaptıklarına ne diyor acaba? Ben de onları anlayamıyorum.
***
Muhterem beyefendi faşizmi de bakın nasıl anlatmış.
“Tek bir yürek gibi çarpan, dayanışma içinde, tek tip bir gençlik ve kusursuz uyum. Bireyi yok sayan bu kitlesel uyuma zaten faşizm adını veriyoruz. ”
Sözlerine sadece gülüyorum. Profesör olmuş ama bu zat, ne yazık ki kafası karanlık çağlara takılı kalmış.
Zira Faşizmde toplumsal yaşamın tüm alanlarını kapsayan bir tek ideoloji bağlayıcı olarak ilan edilir. Gerek devlet gerekse de iktidarın dünya görüşüne göre, lider ilkesine göre örgütlenir ve belirlenir. Orada korku vardır.
Atatürk ideolojisi bağımsızlık ve özgürlüktür. Kemalizm çağdaşlıktır. Atatürk isteseydi diktatörlük ilan edebilir veya diktatörlüğün hası olan padişahlığını ilan edebilirdi.
***
"Cumhuriyete slogan atarak sahip çıkanlardan değiliz" diyen başbakanımızın cumhuriyete nasıl sahip çıktığı ortadadır. Kurucusu olan liderin heykelleri kırılıyor, ders kitaplarında çıkartılıyor ve onun bıraktığı cumhuriyet rejimi bilhassa kendisi tarafından başkanlık istenci ile yıkılmak isteniyor. Bu arada tabi ağzı olan da konuşuyor! Böyle mi sahip çıkılıyor ?
“Mussolini ve Hitler bu törenleri on binleri içeren toplu gösterilerle en uç noktalara taşımışlardır. Hitler, propaganda tekniklerini kullanarak bu törenleri adeta kitlesel bir tapınma ayinine dönüştürmüştür. “ Diyor Türköne.
Bu doğrudur ama Atatürk ideolojisi ile asla bağdaşmamaktadır çünkü Atatürk bir tabu olmayı asla istememiş halkına asla zulüm etmemiştir. Dediğiniz gibi olsaydı ölümünden 89 yıl sonra böylesi bir sevgi ve saygı ile anılabilir miydi acaba? Dünyada hangi lidere nasip olmuştur bu?
Ha, bakın şu sözü de doğrudur muhteremin.
“Faşist iktidarlar ve tabii bütün totaliter ideolojiler kitleleri motive etmeye, bir kitle ruhu yaratmaya ve ortak amaçlar etrafında bir dayanışma oluşturmaya çok aşırı derecede önem vermişlerdir. “
Türköne bu sözleri ile aslında günümüz iktidarını tarif etmektedir.4+4+4 ile dindar ve kindar gençlik yetiştirmek istediğini bizzat başbakan kendi söylemiştir.
Buna ne buyurur acaba?
****
“CHP’nin tarihi boyunca her zaman eli kanlı diktatörler nezdinde mutlaka bir itibarı olmuştu” diyen başbakana şöyle demek isterdim.
Türkiye’nin o yıllarda diktatörler tarafından itibarı olması saygınlığını gösterir bence.
Bugün sizin iktidarınızın itibarı nerededir veya kendi tabirinizle hacmi nedir?
Bence itibarınız sadece elinizde bulunan erk’tedir. Yarın onu kaybettiğiniz zaman o dostum, kardeşim, arkadaşım dediğiniz insanların hiç birisi yanınızda olmayacaktır.
Türkiye’yi nereden aldınız nerelere getirdiniz?
Gazeteci Cüneyt Ünal'ın CHP Milletvekillerinin çalışmaları ile serbest bırakılmasını neden çekemediğinizi anlamak mümkün değil.
Ey Başbakan! CHP’nin yandaş medyasında bir kez daha Esad'ı öven yayınların yapılması da aynı derecede manidardır. Bu olayın Esad'ın PR çalışmasına dönüştürülmesi, adeta siyasi şov haline getirilmesi üzüntü verici.” Diyorsun.
Sayın başbakan, siyasi şov olsa bile sen bunu her zaman yapıyorsun One Minute gibi.
Suriye’ye bir ay müddet tanımıştın ne oldu diye sormazlar mı adama…
CHP heyetinin Şam'da Esad'la çektirdikleri hatıra fotoğrafının Türkiye'ye ulaşmasının “son derece manidar “olduğunu tarihe kara bir leke olarak geçeceğini söylemen acayip komiğime gitti. Nedenine gelince Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdulaziz ile kaç resminiz var saydınız mı?
Bahreyn Kralı Hamad Bin İsa El Halife, Katar Kralı El Thani de Arap, Ürdün Kralı Abdullah da tam bir diktatör değiller mi?
Aklıma gelen bu kadar diktatörle gayet iyisiniz de Esat İle ne alıp veremediğin var sevgili başbakan. Yoksa İsrail’in baş düşmanı olan Suriye ve Esad’ı bertaraf etmek istemenin altında İsrail’e hizmet mi yatıyor?
İsrail’e esip gürlüyorsun ya başbakan inanmıyorum. Halen sana verilen o Davut Boynuzu simgeli Yahudi hizmet ödülünü geri iade etmedin neden?
Bir de şunu merak ediyorum konuşmalarını hazırlayan danışmanların acaba bu Atatürk düşmanı olan Türköne’nin düşüncelerinden mi faydalanıyorlar? Sözlerin onunla aynı gibi.
Son olarak; CHP’yi Türkiye düşmanlarından değil, Türkiye’den yana tavır koymaya davet ediyorum. CHP'yi diktatörlerin nezdinde değil, mazlumların, mağdurların, haklının yanında bir kez olsun durmaya davet ediyorum.” Diyorsun.
Kusura bakma ama bende seni Barzani, Öcalan gibi Türkiye düşmanlarından değil, Türkiye’den yana tavır koymaya davet ediyorum.
Not: Sevgili okurlarım, daha dün beş şehit verdik yazık oluyor bu ülkenin evlatlarına. Açlık grevleri ne oldu? Hepsi oynanan senaryonun parçalarıdır. APO emretti “sözde” grev bitti ha? Yine ne vaatler verildi merak ediyorum açıkçası. Şiddet kullanarak Türk Milletini kimse yıldıracağını sanıyorsa aldanıyor derim.
Tüm şehitlerimize Allahtan rahmetler ailelerine sabırlar diliyorum.
Yorum Gönder