Artık yeni bir PKK mı var! - Mehmet Faraç

Güneydoğu sorunuyla ilgili “çözüm” konusunda ne zaman bir adım atılsa, PKK içindeki kimi grupların şiddete başvurmasına birkaç kez bu köşede dikkat çekmiştim...
Ancak Öcalan ve Hükümet cephesindeki yakınlaşma, önümüzdeki süreçte karşımıza, yukarıdaki çelişkiyi de yok edecek “yeni bir PKK”yı çıkaracak gibi görünüyor...
Bu PKK öyle görünüyor ki, bir süre sonra özellikle yurt içindeki silahlı birimlerini geri plana çekecek, aktif hücrelerini ise en azından Öcalan’a verilen sözler yerine getirilene kadar şiddetten uzak tutacak...
Öcalan bu dönemde, hazır yeni koster de İmralı limanına yanaştırıldığına ve MİT mensuplarının trafiği yoğunlaştığına göre “çözüm”, “diyalog” ve “müzakere” adına daha yapıcı ve uyarıcı bir söylem de geliştirecek...
Aynı süreçte PKK’nın legal kanadı BDP de; tıpkı açlık grevinde olduğu gibi yaşananların ve beklentilerin sonuçlanması için özellikle AKP cephesine yönelik tutumunu yumuşatacak...
Yani PKK cephesi; son günlerde “Öcalan’la yeniden görüşülebilir” ya da “Oslo yeniden başlayabilir” şeklinde Kürt siyasetine zeytin dalı uzatan AKP’nin net tutumunu ve samimiyetini görebilmek için şiddet ve baskı konusunda biraz frene basacak!..
Medyanın bir kesimi de Hükümet’le PKK’yı yeniden masaya oturtmak için zaten hazır olduğuna göre, “Yeni PKK”nın çatısı önümüzdeki günlerde kendini şaşırtıcı biçimde belli edecek...
Diyeceksiniz ki; nereden çıkardın bunları, senaryo mu bunlar?..
Geçmişte yaşananların sonuçları ve PKK hareketini yaklaşık 26 yıldır izleyen bir gazetecinin öngörülerini dikkate almanızı öneririm!..
Çünkü PKK- AKP yakınlaşmasının yeniden başladığı bir süreçte, yukarıda sıraladıklarım yaşanmazsa, “Kürt meselesi”nde herkesin bir kez daha havanda su dövdüğü ortaya çıkacak...
O yüzden hep inandığım gerçeği bir kez daha vurgulamadan geçmeyeyim; Türkiye’nin özellikle Doğusu, olabildiğince şiddet yorgunu!..
Ve yalnızca o coğrafya değil; şiddetin kanlı yansımasına sahne olan tüm Batı kentleri de, artık bu yorgunluğun yarattığı tahribatı kaldıracak sabırda değil!..
O yüzden “çözüm”, ülkenin bölünmez bütünlüğü içinde huzursuzluk ve çatışma çıkarmadan aransın... Ne bu ülke parçalansın ne de analar ağlasın...
Ve de en önemlisi siyaset, bu ülkenin her sorununda olduğu gibi  “Güneydoğu” konusunda da artık oyun oynamaktan vazgeçsin!..
Organize işler bunlar!..
94 ton esrar... 8 bin 828 kilo eroin... 1943 kilo kokain... 1 milyon 472 bin 559 adet uyuşturucu hap...
Polis güçleri, uyuşturucu işleri de yapan mafya ve çete gibi organize suç örgütlerine yönelik, 1 Ocak 2011’den bu yana 187 operasyon yapmış ve 4 bin 800 kişiyi yakalamış.
Jandarma ekipleri ise 2012’nin Ekim ayına kadar 33 bin kadar kaçakçılık ve organize suç olayına müdahale etmiş. Aferin onlara...
Yüzbinlerce kişiyi zehirleyecek, komaya sokacak ve bağımlı hale getirecek tüm bu uyuşturucular ve toplum huzurunu bozacak çete üyeleri Kolombiya’da değil, Türkiye’de ele geçirilmiş!..
Görüyorsunuz; ülkemizin yalnızca terör sorunu yok... Bireyi vuran terörden, kitleyi hedef alan her çeşit şiddetten çok daha tehlikeli gelişmeler yaşanıyor Türkiye’de...
Neyse ki polis olabildiğince göz açtırmıyor...
Gürkut Acar ne diyor?..
Polisin; çetelerin, mafyanın ve uyuşturucu tacirlerinin peşine düşmesi, organize suç örgütlerini çökertmesi alkışlanacak bir hareket ama sıradan yurttaşın fişlenmesi neyin nesidir acaba?..
Çünkü bu ülkede artık yaşanan hiçbir olaya şaşırmıyorum... Baksanıza, “korku imparatorluğu”nun sınırları o kadar büyüdü ki, toplum neredeyse yaşamın her alanında takipte ve kıskaçta tutulmaya başlandı!..
CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, “mahalle polisi” uygulamaları ve “fişleme” iddialarını TBMM gündemine taşımış...
CHP’li Acar,  İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in yanıtlaması istemiyle Meclis’e verdiği önergede şu soruları yöneltmiş:
“Her muhtarlığın bir polisi var mıdır? Bu polisler muhtarlardan, halkın tek tek inançlarını, siyasal tercihlerini, kişisel temayüllerini sormakta mıdır? Buna göre düzenlenmiş mahalle muhtarlığı polisi raporları var mıdır? Bu raporları hangi amaçla kullanmayı planlıyorsunuz? Bu yeni bir fişleme furyası değil midir? Bunu Anayasa’nın hak ve özgürlükler ilkesiyle bağdaştırıyor musunuz?”
CHP’li vekilin yönelttiği bu sorular bile demokrasi açısından endişe verici değil mi?..
Baksanıza, herkesin “telefonlarım dinleniyor” kaygısını yaşadığı bu ülkede, artık yeni bir endişe daha topluma enjekte ediliyor:
“Ben de fişlendim mi acaba?..”
Toplum her açıdan kuşatılmasınına rağmen “İleri demokrasi” fasaryasının peşine düşenler acaba bu ülkede çok mu mutlular ki, bu tür olaylar karşısında sessiz kalıyorlar?..
AKP’yi militanca savunan yandaşlar ile “Yetmez ama evet”çi dönek-liboşlarla Truva kısraklarına bir kez daha sormak istiyoruz;
Söyler misiniz; acaba nereye gidiyor bu ülke?..
Kadıköy’ün yolları-2
Önceki gün bu köşede, “Kadıköy’ün yolları” başlıklı bir yazı vardı... İstanbul Kadıköy’de, daha bir ay önce asfaltlanan yolların delik deşik edilmesinin gerekçesini sormuştuk...
Ve “yine bir müteahhit zengin mi” ediliyor diye sormuş, İstanbul Büyükşehir ile Kadıköy Belediyesi’ni yanıt vermeye çağırmıştık...
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk yazının çıktığı gün aradı ve sokaklardaki kazıların kasım ayı içinde bitirileceğini açıkladı.
Öztürk, Turkcell’in fiber kablo döşemek için cadde ve sokaklarda  iki koldan, baştan aşağı kanallar kazdığını ve bunun karşılığında metre başı belediyeye para ödediğini de söyledi.
Bu ay sonuna kadar bölgeye 8 kilometre kablo döşenecekmiş... 50 kilometrelik çalışma ise gelecek yıl yapılacakmış.
Öztürk; açık bırakıldığı için kazalara, sakatlanmalara ve çevre kirliliğine de yolaçan kanalların en kısa sürede kapatılacağını, çevreye bırakılan toprak yığınlarının da temizleneceği sözünü verdi.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget