Telaş - Mümtaz Soysal

RAMAZAN akşamlarının iftar telaşını anlamak kolaydır da tatil öncelerinin ve sonlarının telaşı anlaşılır şey midir?
Tatile çıkarken gideceğiniz yerde koltuk, yatak yahut oda kapacak değilsiniz. Aylar öncesinden planlanmış, tutulmuş ya da düşünülmüştür. Üstelik günlerce, haftalarca, aylarca sürecek bir tatildir; düşündüğünüz hemen olmazsa uzun süre mutsuz kalmazsınız.
Peki, şu tatil sonrasının telaşı, itiş kakışı ve hele ölümlü kazaları, sakatlanmaları anlaşılır şey mi? O telaş niyeydi? Nihayet, evinize, işinize dönmekteydiniz; kaçırılacak bir şey yoktu. Yola çıkışta son dakikaya kalmanıza gerek var mıydı? Kısacası, neresinden bakılırsa bakılsın, mutlaka bir mantıksızlık var bu işte. Üstelik, uzun tatilin sonunda dinlenmiş ve sakin düşünebilir bir durumda olmalıydınız.
Yoksa, tasarladıklarını hemen yapma telaşında olanlar mı var?
Herhalde şimdiki iktidar sahipleri değildir onlar. Bırakın şu son dokuz günlük tatili, en geç temmuz başında başlayıp neredeyse iki aya yaklaşan, hatta kimileri için daha da sürecek bir tatil söz konusu.
Kaldı ki iktidar çevresi, niyetlendiklerinin çoğunu bu tatilde gerçekleştirmiş değil mi? Kanun hükmünde kararnameler, yasama döneminde çıkarılmış yasalarla değiştirilen ya da düzenlenenden daha çok konuyu istenen biçime sokmaya olanak vermiş sayılır.
Hem de pek fazla çabaya gerek kalmadan, kararname taslaklarını bakandan bakana elden dolaştırıp imzalatarak.
O kadar ki, bir 30 Ağustos haftasında bile asker-sivil ilişkilerine yönelik kritik konulara da el atılmış, o konuların da kararnamelerle yeniden düzenlenmesine başlanmıştır. Telaş, olsa olsa, bu gibi işleri Meclis açılmadan karara bağlayabilmek içindir.
Ciddi toplumlarda benzerine aynı ölçüde rastlanmayan bir özelliğimiz daha var: Tatiller iklimin ve takvimin gösterdiğinden daha önce başlar ve öngörüldüğünden daha sonra biter. Meclis’in ve dairelerin son çalışma günleri erken ayrılmalar ve mevsim sıcakları dolayısıyla gevşediği gibi, çalışmaya başlama günleri de çoğu zaman tatilden dönüş gecikmeleri ve izin uzamalarından ötürü boş geçer.
Dolayısıyla, genel olarak pek telaşlanma gerektirmeyen bir ülkedeyizdir; telaş varsa, ister istemez pireleniriz.

Mümtaz Soysal/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget