Hani muhtıra değildi? - Ruhat Mengi

Efendim, bildiğiniz gibi Genelkurmay Başkanlığı eski Başkan Yaşar Büyükanıt’ın “cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle” yazdığı ve yayınladığı e-muhtırayı sitesinden kaldırmış.

Buna “e-muhtıra” deniyor, zira bütün yabancı basın, dolayısıyla Batı ülkeleri böyle tanımlıyor, yerli basında da ilk günden beri bu şekilde tanımlanıyor. Zaten TSK adına yazılmış ve duyurulmuş böyle bir uyarının başka ne anlamı olabilir?

Herhalde Büyükanıt “kişisel rahatsızlığını” anlatmak üzere yazmamıştı.

TSK’NIN DEĞİŞİMİ TAMAM DA

Herneyse.. Haberlerde “27 Nisan tarih oldu”, “site güncellendi” filan diye verildi. İlk bakışta “olabilir” geliyor insana. Öyle “anti demokratik bir müdahale”nin Genelkurmay sitesinden kaldırılması onların da bunu onaylamadığını gösterir ki bu açıdan bakınca tamamdır.

Ve bir de Başbakan Erdoğan’ın “e-muhtıranın kaldırılması” nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı’na teşekkürü var. “TSK’nın değişim, dönüşümünün, demokratik anlamda bakışının değerlendirilmesi bakımından çok önemliydi. Biz daha önceki yönetimlere de ifade etmiştik yapmadılar” diyor. Bu da ilk bakışta “olabilir”, sivil yönetim “bir muhtıranın siteden kaldırılmasını” daha doğru bulabilir. Ama...

TARİHTEN NASIL SİLİNİR?

Ama gelin görün ki yine “iki önemli nokta” var kafa kurcalayan... Birincisi, referandum tümüyle “darbelerin, muhtıraların yargılanacağı, böylece bundan sonra bir daha olamayacağı” üzerine kurularak “Evet” oyları alınmıştı.

Oysa bir tarafta “darbe hazırlayacaklardı, örgüt kurmuşlardı” iddiasıyla yüzlerce kişi tutuklanır ve cezaevinde duruşma bekletilirken, diğer tarafta ne binlerce kişinin hayatını altüst eden “12 Eylül darbesi” mahkum edildi, ne yapanlar tarih önünde suçlarını itiraf etti.

Ne 27 Nisan muhtırası mahkum edildi, ne yazan kişi suçunu üstlendi. Referandumda verilen sözler tutulacaksa, bunlar yapılmalıdır. Yani 27 Nisan muhtırası “Genelkurmay sitesinden silindi” diye “tarihten de silinmiş” kabul edilemez, zaten bunu sağlamak da imkansızdır. Tam aksine, darbe ihtimali “iddia üzerine bile insanların tutuklanmasını gerektirdiğine göre” 12 Eylül ve 27 Nisan bu nedenle de mahkum edilmelidir, aksi büyük bir haksızlık demektir.

MUHTIRA DEĞİLSE NEDEN TEŞEKKÜR?

Bir başka çelişki ise şu; Dolmabahçe’de Büyükanıt’la yaptıkları görüşme ne kadar etkili olmuştur bilinmez ama Başbakan Erdoğan bazı kendi kurmaylarının sözlerinin de tam aksine “27 Nisan bir muhtıra değildi” demiş, bu da Büyükanıt’ı çok büyük bir yükten kurtarıvermişti. Peki madem ki “muhtıra değil”di, siteden silinmesi neden “teşekkür gerektiren, TSK’yı demokratik ve değişime uğramış yapan bir adım” oluyor? Bunu açıklarlarsa ben de anlamış olacağım. Tatilden mi nedir, kafam karıştı biraz.



*****


Hangi günde olduğunu unutma lüksü!

Sadece dalgaların ve Ağustos böceklerinin sesini dinlemek.. Sadece mayo ve şortla yaşayabilmek.. Hiç kimseyi dinlemeden, hiç kimseye bir şey anlatmadan ve hiçbir şeye yetişmek zorunda kalmadan günler geçirebilmek.. Ve en önemlisi “hangi günde olduğunu” unutabilmek.. Bunlar ne büyük lüks biliyor musunuz?

En azından benim gibi tüm seneyi çalışarak ve yoğun sosyal yaşam içinde geçirmek zorunda olanlar için öyle..

Son tekneye çıkışımın üzerinden yıllar geçmişti, tekne sahibi arkadaşlarımızdan israrla davet edenler vardı ama bir türlü zaman bulamamıştık, nihayet bu yıl karar verdik.

Ve bir kez daha emin oldum ki gökyüzüyle denizin birleştiği mavilikler ortasında, küçük yemyeşil adacıkların kıyısında bir teknede zaman geçirmekten daha güzel bir dinlenme kesinlikle olamaz.

Ne yazlık ev, ne otel, ne başka bir şey bununla kıyaslanamaz.

YÜZÜNÜ DENİZDE YIKA!

Şu anda gece yarısı, zifir karanlığın içinde (yazarken ürpertici geldi birden) tek başıma güvertede oturmuş bu satırları yazıyorum. Tekneye şıpır şıpır vuran dalga seslerinden başka çıt çıkmıyor. Birazdan dalgaları dinleyerek, yıldızları seyrederek uyuyacak ve uyandığımda yüzümü (sevgili Deniz Adanalı’nın önerisiyle) denize atlayarak yıkayacağım. Harika değil mi?

Dün arkadaşlarımız Leyla ve Faruk Dülger çocuklarıyla bir günlüğüne bize katıldılar. Ege, Ant, Melisa ve onun iki tatlı kız arkadaşı daha..Tekneden atlama yarışları (Ege ile Ant’ın attıkları ters taklalara karşılık bizim çivileme atlayışlar), yüzme stil yarışları (bak orada birinciyim), ılık suda uzun uzun yüzerek sohbet...

KUŞ DİLİ DE BİLİRİZ!

Gece masa başında espriler, fıkralarla geçirilen saatler...

Hele küçük kızlar aralarında “kuş dili” konuşurken benim de konuşmaya başlamam üzerine yaşadıkları şaşkınlık anlatılır gibi değil. Tamamen çocuklar tarafından uydurulmuş bir “kelime deformasyonu”nu “kendilerinden başka kimsenin anlamadığı yabancı bir dil” zannederken birden konuşmalarına ben katıldığımda yüzlerinde oluşan şok ifadesi bizi dakikalar boyu güldürdü. Ne bilsin çocuklar benim de kendi çocukluğumda aynı şeyleri yaptığımı ve kuş dilini çok hızlı konuştuğumu..

Unutulmayacak bir gündü ve bana göre gerçek tatil bu işte... Sadece pozitif duygularla dolduğunuz, sadece sevdiğiniz insanları gördüğünüz, her şeyi en basit haliyle yaşadığınız ve çocukça eğlendiğiniz tatil. O zaman, süre kısa bile olsa size yetiyor. Bir de tabii sizi en güzel koylarda gezdiren Ulaş Kaptan gibi bir kaptanınız, en güzel yemekleri yapan Nilgün Hanım gibi bir ahçınız varsa değmeyin o keyfe..

SOSYETE KÖPEĞİNİ BURNUNA DAYAYANLAR!

Şimdi aklıma yazlık evimin bulunduğu sitede, yönetim kararına ve daha önce uyarılmalarına rağmen inatla iskeleye köpeğini getirip oturduğum yere koyan, “iskeleye köpek getirilmez” kararını hatırlattığımda da (sanki sahipsiz sokak hayvanlarını koruma kampanyası bu demekmiş gibi) bana “nerede kaldı hayvan sevginiz, bu köpek burada kalacak” diyen ve hatta cam masaya yumruk atan saygısız tipler geldi.

İki dirhem bir çekirdek kırıtarak sözüm ona yüzme seremonisi yaparken finolarını da burnunuza dayama hakkını kendinde görenler..

İnsanda “kaçma” isteği, “ıssız ada sendromu” yaratmakta yorgunluktan da etkili bunlar... Hepsini unutturuyor denizde yaşamak, söylemiş olayım.
Ruhat Mengi/VATAN

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget