Tanıyanlar anlatırlar. Salim Erel, içi dışı temiz doğruluk dürüstlük timsali bir insandır. Şimdi 82 yaşındadır ve “Doğruların” bir gün “Yalanları” yeneceğine olan inancını hiç yitirmedi.
Salim Erel Konyalı’dır.
Politikacı bir aileden gelir.
Milletvekilliği yaptı. Babası rahmetli Rasim Erel, 1930 yılından 1946’ya kadar, 16 yıl boyunca Konya Ereğli’sinde Belediye Başkanı oldu. Salim Erel, babasının belediye başkanlığı dönemini çok net hatırlıyor.
Anlatıyor:
O yıllar çetindi.
İmkanlar kıttı.
Bugün Kız Yetiştirme Yurdu ve Çocuk Evi’nin giriş kapısında kendisi ayakta dikilip, bir kadın görevlinin ayağına “galoş takmasını” bekleyen Bursa Valisi Şahabettin Harput’un babası da kıt imkanlarla yaşayan biriydi. Galoş taktırıcı Vali’nin rahmetli babası İsmail Harput, Konya Ereğli’si Belediye binasında müstahdemdi.
Odacı maaşıyla geçinirdi.
Pırlanta bir insandı.
Çok sevilirdi.
Dört dörtlük bir vatandaştı.
Odacılık yaptı, oğlunu okuttu.
Oğlu Şahabettin vali oldu.
Xxx
Hem de ne vali!
Galoşçu diye tarihe geçti.
Şahabettin Harput, Bursa’ya vali olmadan önce de İçişleri Bakanlığı müsteşarıydı. Ondan önce de Elazığ valiliği yapmıştı. Yoksul aile çocuğu vali; saraylarda, konaklarda büyüyen biri değildi.
Hizmetçileri yoktu.
Gömleğini kendisi giyiyordu.
Uşakları olmamıştı.
Ayakkabısını kendi bağlıyordu.
Özel otomobil sahibi değillerdi.
Okula yayan gidiyordu.
Bu halk çocuğuna ne oldu da vali olunca çocuk evinin kapısında ayağına galoş giydirme büyüklenmesi hastalığına tutuldu? “Bel fıtığım vardı, eğilemiyorum” gerekçesine sarılan bu halk çocuğu vali ne biçim bir psikolojik illete tutuldu da; bir başka sefer de helikopterin pervanesi yerdeki toz bulutunu kaldırıp valinin başına toz düşmesin diye bir görevlinin ceketini şemsiye yapıp “vali başını tozdan kollama” hizmeti gördürdü.
Üzüm üzüme bakarak kararır!
Vali de diğer devlet büyüklerine bakarak mı galoşunu başkasına taktırmacı oldu. Bu “galoş taktırma olayının” cereyan ettiği Bursa Sırameşeler Kız Yetiştirme Yurdu’nun kapısından girerken valinin yanında bulunan devlet büyüklerinden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da kurallara uymama büyüklenmesi yaptı.
Arınç, ayakkabılarını çıkardı.
Galoşu giymeden içeri daldı.
Oysa kurallar herkesi bağlıyordu. İster vali ol, ister bakan, ister kral ol ister çoban kim bu kız yurdunun kapısından içeri girecekse kendi galoşunu kendi giyerek içeri girebiliyordu. Dünyanın her uygar ülkesinde bu böyle uygulanıyordu.
Xxx
Ülkemizin valisi de büyükleniyor!
Bakanı da….
Valisi de kibirleniyor.
Bakanı da...
Sadece seçim günlerinde halk çocuğu olduklarını hatırlıyor, “halktan biri” gibi davranıyorlar. Seçimler bitip üçüncü kez yüzde 50 oy alarak yeniden iktidar gücünün sahibi olunca da “halkı galoş taktırıcı yapan” büyüklenmelere başlıyorlar.
KUTU
(uyan borusu)
Bakanlık
Deniz Feneri
köstebek yuvası
olmuş !
Türkiye’de adalet var mı? Deniz Feneri soruşturmasını yürüten 3 savcının görevden alınmalarını Adalet Bakanı bile “tahrifat yaptıkları iddiası var” diye onaylamıştı. Oysa yapılanın tahrifat olmadığı ortaya çıktı. Köstebek olarak suçlanan bakan da dün “ben köstebek değilim” açıklaması yaptı ancak diğer üç köstebekten birinin Bakan’ın birlikte iş kurdukları “şirket ortağı” olduğu bir kez daha yazıldı. Köstebeklerden diğerinin de Bakan’ın özel kalem müdürü olduğu netleşti. Bakanlık, Deniz Feneri köstebek yuvası olmuş. Halk bu bakanı “Bakanlığı köstebek yuvası yapsın” diye mi seçti?
Necati Doğru
4-Eylül-2011
Yorum Gönder