Sülüklüğün kitabını yazmışlardı.
Para gücünü keşfetmişlerdi.
Yanına medya gücünü koydular.
İktidarı korkuttular.
Muhalefeti sindirdiler.
Rakiplerini bezdirdiler.
Adaleti gerilettiler.
Elektrik üretip devlete satan eski halka açık şirketleri, rakiplerini medya gücüyle korkutarak, ele geçirmişlerdi. Bu şirketlerin gelirlerini, kendi bankalarına “düşük faizle” yatırıyor, küçük ortakların hakkını sülüklüyorlardı.
Telefon şirketleri vardı.
Aboneleri buharlaştırıyorlardı.
Kayıt dışına atıyorlar.
Vergileri sülüklüyorlardı.
İki banka sahibiydiler.
Bankalarda iki kayıt tutuyorlardı.
Çifte hesap vardı.
Biri gerçek hesap.
Diğeri sahteydi.
Merkez Bankası’na ve Hazine’ye sahte olanı gidiyordu. Rakip bankalara göre daha az yük altına giriyorlar, daha yüksek faiz vererek halktan daha fazla para topluyor, bunu da kendi paralarıymış gibi istedikleri yerde fütursuzca yiyor, harcıyor, devletten yeni şirketler ve imtiyazlar alıyorlardı.
Xxx
Gerçekten sülük gibiydiler.
Ne zaman ki, Uzanlar’ın oğullarından biri olan Cem Uzan, şimdi gazete yazarı olan eski politikacı Hasan Celal Güzel’in partisini parayı bastırıp “hazır bir parti” satın aldı ve “yoksulun-kimsesin- garibin- haksızlığa uğrayanın yanında görünüp” yüksek oyları toplayabilme potansiyeline ulaştı o dönemin Başbakanı da olan Tayyip Erdoğan, “sülüklüğün üzerine gitme” kararı aldı.
Türkiye eski sülükten kurtuldu.
Eski sülük öcü!
Yeni sülük cici!
Deniz Feneri soruşturmasında; “Almanya’da kurulmuş Deniz Feneri e. V derneği ile Türkiye’deki para buharlaştıran şirketlerin arasında çifte kayıt tutulduğu” ortaya çıktı.
Tıpkı Uzanların yaptığı gibi…
Çifte muhasebe tutulmuş.
Muhasebe Almanya merkezli değil, Türkiye merkezli yönetiliyordu. Deniz Feneri soruşturmasını 3 yıldır yürütmekte olan 3 savcı, iktidar partisine yakınlıklarıyla bilinen 19 kişinin para trafiğinde şirketlerle olan bağlantılarını saptamıştı.
Sistem aynıydı.
Uzanların yaptığı gibiydi.
Eski sülük modeliydi.
3 savcı görevden alındı.
Eski sülük horlanıyor.
Yeni sülük korunuyor.
Xxx
Adalet Bakanı, çifte kayıt modelini de kullanarak paraları sülükleyenleri yakalamak ve hakimin önüne çıkartmak aşamasına gelen 3 savcının görevden alınmasını, hukukun ince labirentleri arkasına sığınarak haklı bulmaya çalışıyor.
O şirketlerde kimler var?
Hangi isimlerle iş yapıyorlar?
İktidar bağlantıları nedir?
Faturaların ne kadarı sahtedir?
Köstebek zincirindekiler kimlerdir?
Neden İçişleri Bakanlığı’nda yuvalandılar. Eski İçişleri Bakanı’nın Deniz Feneri’nin Almanya kolu ile Türkiye kolu içinde yer alan kişilerle kurduğu şirket ilişkileri tesadüf müdür?
Bunlar netleşecekti.
3 savcı görevden alındı.
Eski sülük öcü!
Yeni sülük cici!
KUTU
(uyan borusu)
Enerjide
gizli veri!
İthal enerjinin 7 aylık faturası belli oldu. 30 milyar dolara ulaştı.Ham petrol, petrol ürünleri,doğal gaz, akaryakıt, sıvılaştırılmış petrol gazı, kömür ve elektrik gibi enerji kalemlerine ödenen fatura, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42 büyüdü. İthal enerjiye geçen yıldan 9 milyar dolar daha fazla ödendi ve en büyük bölümü “gizli veri” kapsamındaki petrol ve petrol ürünleri oluşturdu. Ne demek gizli veri? Niçin böyle bir kavrama ihtiyaç duyuluyor?
Necati Doğru 7 Eylül 2011
Yorum Gönder