Kıyameti Koparacağız
Seyitömer Termik Santralı’nın özelleştirilmesinde son teklif verme tarihi 20 Aralık, Kangal Termik Santralı için de 17 Ocak olarak belirlendi. Türkiye Maden-İş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, “Kıyameti koparacağız” diyor:“Geçmişte Yatağan-Yeniköy, Kemerköy termik santralları ve kömür ocakları da aynı süreci yaşamıştı. Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları yayımlanmış, ihaleler sonuçlanmış, hatta devir için yerli yabancı ortaklardan oluşan firma Yatağan’a gelmişti. Sonuçta geldikleri gibi gitmişlerdi. Ülkemizin tarihinde işgalci, katliamcı, soykırımcı Batılı emperyalistlere karşı direniş ve zafer vardır. Özelleştirmeler yoluyla halkın birikimlerini emperyalistlere ve yerli ortaklarına teslim etmeyeceğiz.”
Eğitim-İş, veliler arasında bir anket düzenledi. Konu, dört dörtlük medrese eğitimiydi.
Anket sonucuna göre velilerin yüzde 81.2’si bu eğitim modelinin veli görüşleri alınmadan uygulandığını düşünüyor. Yüzde 38’i modelin içeriğini yeterince bilmiyor. Yüzde 80’i, modelin Türk eğitim sistemine uymadığı, yüzde 71.5’i sistemde hızlı bir gelişme göstermeyeceği kanısında.
Ve en önemlisi:
Velilerin yüzde 82.9’u yeni eğitim modelinin amacının imam hatip okullarını açmak olduğunda birleşiyor.
Güney Rüzgârı
Gazeteci dostumuz Mehmet Ali Solak, Hatay’da 16 yıldır dergi çıkarıyor: Güney Rüzgârı.Bu denli uzun bir süre dergi çıkarmak, hem de yerelde çıkarmak, pek bir akıllı(!) işi değil. Zaten Mehmet Ali, derginin 100. sayısında -ki dergi 150. sayıyı aştı- kendisiyle “Ben böyle bir deliyim” başlıklı söyleşi yapmıştı. Kendisine “Memnun musun” diye sorduk, şöyle yanıtladı:
“Kimsenin arka bahçesi olmadan, yandaş ve candaş olmadan, toplumsal çıkarlar uğruna yürüdüğüm yol hiç de güllük gülistanlık değildi. Dikenli bir yol olacağını başından beri biliyordum. Demokratik ve gelişmiş bir ülkede olsaydım, çok daha mutlu olacağımı belirtmek isterim. Çünkü hem halk desteği, hem de devlet desteğini alabilirdim.”
Mehmet Ali, Ekonomi Muhabirleri Derneği Altın Kalem, TGC Araştırma, BYEGM Türkçenin Doğru Kullanımı ödüllerini almış olsa da alçakgönüllü, sessiz, ama ilkeli sürdürüyor yürüyüşünü:
“Böylesine zor bir görevi üstlenirken, yöneticilerin, yetkililerin ya da halkın tutumu, az okuyan ya da hiç okumayan toplumlar için beklentileri artırmaya hiç gerek yok. Zaten sürekli söylediğim söz de şöyle; beklentileri çok olanların mutlu olmaya hakları yoktur. Biz yerelde üstlendiğimiz görevi karın tokluğuna yapmaya karar verdik; para, pul, şöhret arkasından koşanların yolu açık olsun. Bu söylediklerimin arkasından koşanlar fırıldak gibi dönebilir. Onlara tek sözümüz; dönen dönsün, biz dönmezik yolumuzdan. Diyetle değil, niyetle yazmaya devam.”
Türkoğlu ve Dönüşüm
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) 2012 “Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü”nü 24 Kasım’da öğretmen, yazar Pakize Türkoğlu’na verecek.Aksu Köy Enstitüsü’nden sonra, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü bitiren Pakize Türkoğlu’nun, yaşamını eğitim devrimine ve savaşımına adadığını bilmeyen yok.
Pakize Öğretmenin, yaşamıyla, duruşuyla bir Cumhuriyet öğretmeni olduğunu aktaran YKKED Başkanı Kemal Kocabaş, ödül nedeniyle 24 Kasım’da “Türkiye nitelikli öğretmen yetiştirebiliyor mu”, “Ülkenin okullarında çocuklarımızı özgürleştirecek nitelikli bir eğitim var mı” sorularının sorulacağını belirtip diyor ki:
“Yanıtlar keşke ‘Evet’ olabilseydi. Köy Enstitüleri ‘nitelikli öğretmen’ yetiştirmenin özgün kazanımıdır. O nedenle Köy Enstitüleri ‘saklı kentinin’ kahramanlıklarını, kazanımlarını yazılarımızla günümüze, yeni kuşaklara taşımak boynumuzun borcudur. Köy Enstitüleri, bu ülkenin vicdanıdır, eğitim aracılığıyla insanlaşma, değişim ve dönüşüm sürecinin adıdır.”
Şimdi dönüşüm tam tersine. Cinci hocalar elinde kör cahil, kindar kuşaklar yetiştirme peşindeyiz.
Borların Devri
AKP iktidarı, devlet elinde bulunan bor tuzlarını da kapsayan yasada değişiklik yaparak, “cevher çıkarma, kırma, eleme, ayıklama ve yıkama, paketleme faaliyetlerinin üçüncü kişilere, yani taşeronlara devredilmesi”ni gündeme getirdi. Konu, Meclis Sanayi Komisyonu’nda görüşüldü.CHP’liler, komisyonda tasarıya muhalefet şerhi koydular. Borların devlet tarafından işletilmesi sonucu 2003’te 43 milyon lira olan kâr, 2001’de 20 kat artarak 841 milyon liraya ulaşmıştı. Bor sayesinde Eti Maden İşletmeleri, en çok kâr eden ilk 10 sanayi kuruluşu arasında 4. sırada yer alıyordu.
Zurnanın zırt dediği yer de burası zaten: Bu denli kârın olduğu yerde, AKP ve yandaşları iş yapmadan durabilir mi hiç?
Sap
Sultanlık sevdalısı, 10 Kasım’da Brunei’deydi. O orada, el âlemin yöneticileri karşısında “sap gibi” ayakta dururken...Türkiye’deki milyonlar, Atatürk’e tüm içtenlikleriyle sevgilerini sundular.
Yorum Gönder