Sevgili okuyucularım, 12 Eylül 2010 günü Türkiye’de anayasa referandumu yapılacaktı.
Tayyip her yerde mitingler düzenleyip “Evet deyin” çağrıları yapıyordu.
Kürsülerin arkasına koskoca “Evet” yazıları asılıyordu. Yandaş ve işbirlikçi medya bu kampanyaya bütün gücüyle gaz veriyordu. Tayyip Türkiye’yi adım adım
gezip “Aman haaa, evet demezseniz zor durumda kalırım” diye nutuk
atıyordu.
Günlerden 15 Ağustos 2010…
Tayyip bu kez Suriye’ye komşu Gaziantep mitinginde konuşuyor.
Şimdi bu konuşmanın Suriye ve Esad’la ilgili bant çözümünü sizlere aynen
iletiyorum. Lütfen dikkatle okuyunuz, bu şahsın nasıl çelişkiler içinde
olduğunu, dün ak dediğine bugün nasıl kara dediğini iyice görünüz.
Tayyip çıkmış kürsüye, çevreden toplanan partililere ve bindirilmiş kıtalara coşkuyla, el kol hareketleriyle hitap ediyor:
* * *
“Türkiye on yıllar boyunca içine kapandı, içine kapatıldı. Ne
dediler, ‘Türkiye’nin üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla
çevrili’ dediler. Biz geldik bu anlayışı yıktık. Bu anlayışı ortadan
kaldırdık. Bunu en canlı şekilde, en yakın şekilde Gaziantep yaşıyor.
Türkiye ve Suriye daha 7.5 yıl öncesine kadar birbirine husumetle
(düşmanlıkla) bakıyordu. İki ülke zaman zaman savaşın eşiğine geliyordu.
Biz geldik, ESAD KARDEŞİMLE oturduk, iki ülke arasındaki meseleleri
konuştuk.
İstişare ettik (danıştık.) Müzareke ettik…
Ve Türkiye ile Suriye’yi bölgenin iki KARDEŞ, iki DOST ülkesi haline getirdik mi?
(Kalabalıktan eveeet sesleri.)
Her alanda işbirliğine gittik mi?
(Kalabalıktan eveeet sesleri.)
Ekonomide, ticarette, dış politikada, kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta işbirliği anlaşmaları imzaladık mı?
(Bu anlaşmaların imzalandığını bilen (!) kalabalıktan eveeet sesleri.)
Suriye ile aramızdaki mayınları temizlemek için adımlarımızı attık mı?
(Yine eveeet sesleri. Tayyip madeni bulmuş, kalabalığı okşayıp güzelce bağırtıyor!)
Suriye ile aramızdaki vizeleri kaldırdık mı?
(Eveeet.)
Şimdi benim Gaziantepli kardeşim cebine pasaportunu koyuyor, istediği
gibi Halep’e gidiyor, Şam’a gidiyor. Halep’teki, Şam’daki, Lazkiye’deki,
Hama ve Humus’taki kardeşim cebine pasaportunu koyuyor, Gaziantep’e
geliyor. Soruyorum, kim kazandı? Gaziantep kazandı dii’mi?
(Kalabalıktan eveeet sesleri.)
Esnaf kardeşim kazandı dii’mi?
(Eveeet.)
Tüccar kazandı dii’mi?
(Eveeet.)
Sanayici kazandı dii’mi?
(Eveeet.)
Vatandaşım kazandı dii’mi?
(Amigo Tayyip kalabalığı bir kez daha bağırtıyor: ‘Eveeet’… Ve sözlerini şöyle bitiriyor:)
Bütün o korkuların, bütün o tehditlerin ne kadar boş olduğu ortaya
çıktı. Düşman üretme politikasından yarar değil zarar gördüğümüz ortaya
çıktı.”
(Video bant burada bitiyor.)
* * *
Şimdi aradan üç yıl geçti, kendi kaprisleri ve mezhep anlayışı
nedeniyle Esad ile papaz oldu. Durup dururken, ortada hiçbir şey yokken…
“Esad kardeşim” diyordu, “Türkiye ile Suriye’yi bölgenin iki kardeş, iki
dost ülkesi haline getirdik, her alanda işbirliğine gittik, vizeleri
kaldırdık” diyordu, övgüler düzüyordu!
Peki bu üç yıl içerisinde ne oldu, ne değişti?
Suriye’den Türkiye’ye bir tehdit mi geldi? Terör mü ihraç edildi? Saldırı mı oldu?
Hayır, hiçbir şey olmadı. Sadece Tayyip’e ABD’den emir geldi:
“Biz Esad’ı devirmeye karar verdik, sen de gereğini yap, düşman olduğunu açıkla!”
* * *
Adına Tayyip denilen bu şahsın anlamsız kaprisleri nedeniyle, Suriye ile resmen düşman olduk. Konuşmasında bağırıyor:
“Bu yaptıklarımızdan Gaziantep kazandı dii’mi?.. Esnaf kardeşim kazandı
dii’mi?.. Sanayici kazandı dii’mi?.. Tüccar kazandı dii’mi?.. Vatandaşım
kazandı dii’miii?..”
Bir de şimdi gitsin oralara bakalım!.. Gaziantep, Hatay, Kilis…
Suriye ile ilişkiler tamamen kesilince oralarda ekonominin nasıl
durduğunu, “Vatandaşının” neler çektiğini, nasıl işsiz kaldığını, nasıl
ana avrat sövdüğünü görsün.
Gidemez, gittiği takdirde protestoların altında ezilip kalır.
* * *
Şuna bakın yaa, şu sözlerine bakın:
“Bütün o korkuların, tehditlerin ne kadar boş olduğu ortaya çıktı.
DÜŞMAN ÜRETME politikasından yarar değil, zarar gördüğümüz ortaya
çıktı.”
Dün bu sözleri söyleyen şahıs, bugün kendi ürettiği düşmanlığın altında eziliyor. Hiçbir
gerekçesi olmadığından, söyleyecek söz bulamıyor.
Ortadoğu’ya Suriye üzerinden karayolu ile yapılan ihracatımız tümüyle
durdu. Şimdi Tayyip çözümü İsrail’de arıyor. Türk kamyonları artık Yunan
gemisiyle İsrail’e taşınıp oradan yola
devam ediyor da, gemilerle kaç kamyon taşıyacaksınız.
Dün bu sözleri söyleyen şahıs siyasi kimliği ile başka bir ülkede yaşıyor olsa, onu o makamda bir dakika tutmazlar.
Ya görevden alınır ve hesap sorulur, ya da istifa eder ve çekip gider.
Bu bandın sesli yayınını bizim gazetenin internet sitesinden www.sozcu.com.tr ‘deki bu linkten izleyebilirsiniz.
Ahmet nerede ağlıyor?
Gazze ve Filistin’den sorumlu Hariciye Nazırı Davutoğlu Ahmet’in dünkü görüntüleri gerçekten muhteşemdi!
Şimdi Gazze’de turluyor, İsrail’e dayılanıyor… Ve bir cenazenin başında,
gözlüklerini de çıkarmış, kameraların önünde ağlama pozları yapıyor.
Belki de ağlıyor!
Ahmet Gazze’de gezinip iç siyasete malzeme üretirken, Türkiye
Şemdinli’de yitirdiğimiz beş şehidini toprağa veriyordu. Bu Ahmet
vesaire gibilerin herhangi bir şehit cenazesinde ağladığını bugüne kadar
hiç görmedik.
Kendilerini bir şey zannediyorlar! Oraya buraya koşturup Arapçılık oynarken, yabancı devlet
adamlarını Türkiye’ye davet edip ağırlarken, nutuk atarken, yandaş
medyaya konuşurken keyifleri gıcır! Devletin ve milletin parasıyla lüks
içinde yaşarken de öyle!
Hariciye Nazırı Ahmet’in konut kirası olarak bu devletin ayda tam 51 bin lira ödediğini
biliyor musunuz?
Ankara Kırlangıç sokaktaki beş katlı villanın sadece kirası 51 bin lira.
Öteki harcamalarla birlikte devlete maliyeti 60 bin liraya yaklaşıyor.
İçeride aşçılar, uşaklar, hizmetçiler,
garsonlar, sekreterler… Kapısında koruma ordusu, altında son model devlet araçları…
Ne Ahmet’miş bu be!..
Böyle bir saltanat dünyanın sadece hırsız yönetimlerinde var…
Ve bizim Ahmet Gazze’de ağlama pozları veriyor, ağlıyor!
Beş katlı süperlüks villasında devletin ve milletin parasıyla krallar gibi yaşıyor,
Türkiye’de ağlamasına gerek kalmıyor!
* * *
Emin Çölaşan’ın notu: Suudi Arabistan’da bulunan Genelkurmay Başkanı Necdet Bey,
Riyad’daki Fethullah okulunu ziyaret etti. Bir bu eksikti!
https://sozcu.com.tr/tayyip-haykiriyordu-kardesim-esad.html
Yorum Gönder