Sahne 1:
Doğu Perinçek, Öcalan’ın “fikir babası” olma suçundan Silivri’de.
Yalçın Küçük, “Öcalan’ın beyninde şimşekler çaktıran adam” olarak Silivri’de.
Tuncay Özkan, “PKK’yı yöneten 17 adamdan biri” olarak Silivri’de.
Terörle mücadele eden, Öcalan’ı Türkiye’ye getiren ve sorgulayan askerler Silivri’de.
Özetin özeti; “PKK’yı yöneten Ergenekoncular” Silivri’de.
Bu durumda Öcalan da “Ergenekoncu”!.. Peki
10 yıldır Kandil-İmralı-Brüksel hattında yaşananlar, konuşulanlar,
müzakereler, Öcalan’ın mektuplarını taşıma, ona yalvarmalar ne?
Silivri’dekiler, “PKK’yı yöneten Ergenekoncular” ise, Öcalan’ın “açlık eylemini bitirin” talimatı ile Ankara’da zıplayanlar kim?
Sahne 2:
Silivri’deki duruşmalarda PKK’lılar, DHKP-C’liler,
TİKKO’cular gizli tanıklık yapıyor. Terör örgütünün 2 numarası,
Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un karşısında
konuşlandırılıyor.
"Acaba Öcalan da gizli tanıklık yaptı mı/yapacak mı?” diye sormuştum. Dün Erdoğan’a yakın iktidara yakın Yeni Akit Gazetesi’nde Kenan Kıran imzalı ilginç bir haber yayınlandı.
Meğer Ergenekon’la irtibatlı olduğu öne sürülen Şile,
Poyrazköy ÇYDD, ÇEV davalarına da bakan Özel Yetkili 12. Ağır Ceza
Mahkemesi, KCK soruşturması kapsamında Öcalan’ın avukatlarının izlenip,
dinlenmesine karar vermiş. Bu kapsamda avukatların, İmralı’da Öcalan’la
yaptıkları görüşmeler de kayda alınmış. Ve bu görüşmelerin birisinde
Öcalan, Ergenekon’la ilgili açıklamalarda bulunmuş.
Öcalan buyurmuş ki;
“Ergenekon’da açığa çıkmışlar basit kişilikler. Asıl
gövde dışarıdadır ve eylem halindedir. Bir numara hala tutuklanmadı
biliyorsunuz. Bir numara hala tüm duruma hakim. Bunu tarihi bir açıklama
olarak belirtiyorum hükümetin de üstündedir....”
Şunu da söylemiş avukatlarına:
“En son bu Ergenekon'a kadar. Bu Ergenekon hani benim
savunmalarımı da savcı almış biliyorsunuz herhalde bütün şeylerimi. He
siz bu konuşmalarımı savcı gelseydi bunları ben uzun uzun anlatabilirdim
ama madem bu konuşmalarımı alıyor biraz ona da yardımcı olmak için bu
konuşmayı yapıyorum...”
Görünen, tele-tanıklık olmuş da bitmiş.
Sahne 3:
Silivri operasyonunun bir sebebinin de Apo Efendi’yi kurtarmak olduğu öne sürülüyor.
Herkesin bildiği sır, giderek ete-kemiğe bürünüyor.
Apo Efendi’yi kurtarmaya kararlılar.
Peki nasıl?
Adalet Bakanlığı’nın, yaklaşık 4 yıldır Silivri’de
tutuklu SAT komandosu emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş’ın açtığı
davada AİHM’e gönderdiği 24 Temmuz 2012 tarihli savunmada önemli bir
garabet var.
Savunmada uzun uzun “Ergenekon”un
ne olduğu anlatılıyor. Rahip Santoro cinayetinden Hırant Dink’in
katline, Malatya Zirve Yayınevi cenayetinden Oda Tv davasına kadar henüz
Silivri kapsama alanına sokulmayan her şey ustaca “Ergenekon”la irtibatlandırılıyor.
Dahası var:
Silivri’dekilerin sadece PKK değil, DHKP-C ve Hizbullah’la da bağı olduğu yine ustaca ima ediliyor.
Geçen hafta Silivri’de ziyaretine gittiğimiz Gazeteci Tuncay Özkan’ın elinde bu savunmayı görünce, “Anlaşılan o ki, mahkemelerden önce Ankara tüm davaları zihninde birleştirmiş” dedim.
Ve final sahnesi:
Pek yakında patronluğunu Efendi Apo’nun yaptığı KCK ile
ilgili davaların da Ergenekon’la birleştirildiğini görürsek şaşırır
mıyız? Sanmam!..
Davalar birleşir... Önümüze bir devasa çıkartılır... Günü gelince herkesi “kapsayacak” “toplumsal barış” paketi açılır ve Efendi Apo kurtulur!..
Fimin tanıtım fragmanları tv’lerde yayınlanmaya başladı bile. Çok yakında Ankara galası da yapılır. Kaçırmayın!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler...
Müyesser YILDIZ
22 Kasım 2012
Yorum Gönder