On Kasım Atatürk’ü Anma Günü - Gündüz Akgül
Sevgi Dostlar,
Aydınların ve Kemalistlerin çoğunlukta olduğu bir sitede oturuyorum. Zamanında yaptırdığımız Atatürk büstünün bulunduğu alanda, her 10 Kasımda toplanarak büyük önderimizi ölüm yıldönümünde anıyoruz.
Her yıl bu günün önem ve anlamını anlatmak bana düşüyor.10 Kasım 2012 günü Atamızı 74. Ölüm yıldönümünde anarken yaptığım konuşmayı sizlerle paylaşmak istedim.
Sitemizdeki anma töreninden sonra kızımla bayraklarımızı alarak İzmir’deki büyük anmaya katıldık.
İşte o konuşmam:19 Mayıs 1919 tarihinde Samsuna çıkarak Kurtuluş savaşını başlatan ve binlerce şehit kanı karşılığında ülkemizi emperyalistlerin işgalinden kurtaran büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ü 74. Ölüm yıldönümünde minnet, şükran ve saygı ile anmak için toplanmış bulunuyoruz.
Kurtuluş savaşından sonra kuruluş aşamasında ardı sıra gerçekleştirdiği devrimlerle kurduğu Cumhuriyeti taçlandıran büyük önder, Cumhuriyetin önemli köşe taşlarını oluşturan her devrim gününü bize bayram olarak armağan etmişti.
-Samsun’a çıktığı 19 Mayıs’ı Gençlik ve Spor Bayramı,
-TBMM kuruluş olan 23 Nisan 1920 gününü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı,
-Başkomutanlık Meydan muhaberesini başlattığı 30 Ağustos gününü Zafer Bayramı,
-Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923 gününü Cumhuriyet Bayramı,
Olarak yıllardır coşku ile kutlarken, ne yazık ki iktidardaki AKP bu coşkumuza engel olmak ve Mustafa Kemal’i unutturmak amacıyla bu kutlamaları kısıtlamakta tereddüt etmemiştir.
Ne var ki büyük önderini 74 yıl önce kaybeden vefalı Türk halkı, Ata’sını ve onun devrimlerini unutmamış ve armağanlarına sahip çıkmak için, tazyikli su, biber gazı ve şiddete göğüs gerekerek ve kurulan barikatları yıkarak Ata’sının huzuruna giderek saygı duruşunda bulunmayı başarmıştır.
Halen 27 yabancı ülkede Atatürk heykeli, onun adıyla anılan cadde, sokak, park bulunmasına karşın, ülkemizde okullardan, caddelerden, parklardan bir bahane ile ATATÜRK adı silinmek istenmektedir.
70 yıldır Çin okullarında ATATÜRK okutulmaktadır.
Norveç’te bir atasözü vardır. Bir işin başarılması olanaksız hale gelince, yetkili kişi o işle ilgilenene “Git birde Mustafa Kemal gibi düşün” demektedir.
“Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıçta ortaya koyduğu laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha adem-i merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğunu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum.'' Diyen kişiye Milli Eğitim teslim edilmiş, çıkarılan yönetmelik ve hazırlanan yasa tasarılarından ATATÜRK adı ve devrimleri çıkarılmak istenmektedir.
Devrim yasalarından olan Tevhidi Tedrisat Kanununa (Eğitim Birliği Yasası) aykırı bir şekilde eğitim birliği bozulmuştur.
Ülkenin bu duruma gelmesinde bizlerin vurdumduymazlığımız payı büyüktür.
Karşıdevrimciler, Mustafa Kemal ve onun eserlerini yok etmek için adeta iğne ile kuyu kazar gibi çalışırken, bizler bir şey olmaz, Cumhuriyet sağlam temeller üzerinde kurulmuştur diye kendi kendimizi kandırmışız.
Devrimlerine gereği gibi sahip çıkmadığımız için bu gün Atamızın huzurunda mahcubuz ve üzgünüz.
Bu arada, bindiği dalı kesercesine getirdiği yasaklarla uyuyan devi (Cumhuru) uyandıran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür borcumuz vardı.
Uyumaya devam etseydik, bir sabah kalkarken ATATÜRK Cumhuriyetinden eser kalmadığını görecektik.
Bu uyanma nedeniyle yurdun dört bucağında coşku ile kutlanan Cumhuriyet Bayramı gibi Atamızın, 74. Ölüm yıldönümünde ayni coşku ile anılacağından şüphem yoktur.
Mustafa Kemal ATATÜRK’TEN sonra dünyaya gelen bizim kuşağa ne yazık ki ATATÜRK hep yanlış anlatıldı.
Bakla tarlasından kardeşi Makbule ile kargaları kovalayan küçük Mustafa, çalışkan olduğu için matematik öğretmeni tarafından Kemal adı verilen küçük Mustafa olarak benimsetilmeye çalışıldı.
Kendi kendimize araştırmaya, okumaya ve anlamaya çalıştığımız çağa geldiğimizde Mustafa Kemal Atatürk’ün bu olmadığını gördük ve bize doğru anlatmayanlara öfkelendik.
Mustafa Kemal ATATÜRK, her insan gibi doğan, yaşayan ve ölen biri olarak anlatıldığında fazla bir şey ifade etmemektedir.
Oysa öğrendik ki Mustafa Kemal;
20 ve 21. Yüzyılın değişme lideridir.
Eşsiz bir komutandır.
Büyük öngörüsü olan bir dehadır.
Büyük bir yurtseverdir.
Devrimci bir liderdir.
Bir halk adamıdır.
Tam bağımsızlıkçıdır.
Gerekmedikçe savaştan cinayet olarak gören bir barışçıdır.
Ülkesini çağdaş uygarlığa yönelten bir aydındır.
Bu niteliklerini, beyninde, düşüncelerinde, kişiliğinde ve uygulamalarında birleştirebilen olağanüstü bir liderdir.
Bu kadar niteliği bir arada toplayan bir liderin, kafaları hurafelerle doldurulmuş karşıdevrimciler tarafından benimsenmesi elbette düşünülemez.
Onun için Atamızı ve devrimlerini unutturmamak amacıyla halk olarak saflarımızı sıklaştırmak zorundayız.
Bu duygularla, Yüreğimizin ve dünyanın en büyük önderi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN, silah arkadaşlarının ve aziz şehitlerimizin anıları önünde saygı ile eğilir, ışıklar içinde yatsınlar diyorum.
10.11.2012
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder