Milli Eğitim Bakanı uyuma - Rıza Zelyut

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer; eğer bakan olarak terörle mücadelede olumlu bir iş yapmak niyetinde ise, Güneydoğu'daki çocuklarımızı PKK'nın elinden kurtaracak bir seferibirlik başlatmalıdır. Çünkü:
- PKK; terör eylemlerinde çok büyük ölçüde çocukları ve gençleri kullanıyor.
- Öyleyse terörle mücadele için yapılacak en büyük iş; bu çocukları terör örgütünün kapsama ve kullanma alınından çıkartmaktır.
***
Dünkü bir haberde içim burkularak izledim: Bir mezrada 15 kadar çocuk; uyduruk, çadırdan bir odacıkta ders yapmaya uğraşıyorlar. Öğretmenleri yok; mezrada okuma yazma bilenler işi üstlenmişler.
Bir anne haykırıyor:
-Çocuklarımızın cahil kalmasını istemiyoruz. Okul, öğretmen versinler...
Bu çağrı çok değerli... Çünkü en ücra yerdeki vatandaşımız bile, PKK'nın dayatmasına aldırmadan; okul istiyor, öğretmen istiyor.
Peki; hükümet bu ihtiyacı karşılıyor mu?
Ne yazık ki hayır...
Okul bulamayan çocukları PKK alacak; onlardan militan yaratacak.

YATILI BÖLGE OKULLARI
Bakan Dinçer; 'Mezralara nasıl okul yapalım?' gerekçesine sığınmasın. Ben de onu istemiyorum.
Daha verimli, daha güvenli eğitim için, ilköğrenim çağındaki çocuklarımızı kapsayacak yatılı bölge okulları hızla yaygınlaştırılmalıdır. Bu okullara mezralardaki çocuklar öncelikle toplanabilir. Buraya gelen öğrencilere iyi elbiseler giydirilir; ceplerine harçlık konulur; hatta cep telefonları bile verilir. Böylece diğer çocuklar ve aileler çocuklar özendirilir. Çocuklarını yatılı bölge okullarına veren ailelere özel yardımlar yapılabilir veya bunlara iş bulmada öncelik tanınabilir.
Yatılı bölge okullarında çocuklar, 'Bir arada yaşama kültürünü' öğrenirler. Bu yönteme, Almanya 'Uyum Eğitimi' adını verdi ve ülkedeki farklı dil ve etnik yapılarda olanları uyum eğitimine aldı.
Kimse de bu uygulamaya 'Faşizm, asimilasyon' da demedi, diyemedi.
Şimdi; çocuklarımızı bir arada yaşatacak eğitim yerine; onları daha ilkokulda ayrıştıracak istekler gündeme getiriliyor. AKP iktidarı; 'Anadilde eğitim' adı altında PKK'ya militan yetiştirecek bu taleplere umarım ki geçit vermez.

KILIÇDAROĞLU FENA VURDU
Başbakan Erdoğan, öfkeyi de bir hitabet sanatı kabul ediyor. Bu yüzden; muhalefete; ağır kelimelerle; şiddetle vuruyor; öfke ortamı oluşturuyor. Bu yolla da kamplaştırdığı kamuoyunun büyük bölümünün güdücüsü oluyor. Dünkü grup toplantısında CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken ona 'Bahtsız Bedevi' dedi.
CHP Lideri; dün, bu hakarete; gayet dik karşılık verdi. 'Bahtsız Bedevi' sözünü alaycı bir dille Başbakan Erdoğan'a yapıştırdı. Böylece de Tayyip Erdoğan karizmasına bir çizik attı.
Umarım ki Sayın Erdoğan, muhalefete saldırırken  bundan sonra daha dikkatli olacaktır. Çünkü artık;  mizahla güçlendirilerek misliyle gelen karşılık devri başladı.
YAKICI SORU: Ergenekon savcısı-yargıçları; aralarında 33 askerimizin de bulunduğu pek çok insanın canına kıyan Şemdin Sakık'ı 'gizli tanık' yapmışlar. Silivri'ye tıktıklarını suçlamak adına iş buraya geldi ise; şimdi kamuoyu adına şu soruya cevap arıyorum: Ergenekon yargısı, acaba Abdullah Öcalan'ı da gizli tanık yaptı mı? Malum; bunlar iyi çocuk; genelkurmay başkanları kötü çocuk ya...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget