Yol - Bekir Coşkun

Yol - Bekir Coşkun
Bizim evin yolu Türkiye gibidir...
Günde iki kez geçerim...

*

TBMM bu yanda... Genelkurmay karşısında, daralttılar girişini...MGK, bakanlıklar...
CHP, ölü toprağı serpilmiş gibi...
Biraz geride AKP, Arap mimarisi...
Bu arkadaşlar gelince güzergâhta iki muhteşem yapı yükseldi; Diyanet İşleri Başkanlığı ile Cami...


*

Bir sabah kalktık; bizim caddenin adı “Saltoğlu Caddesi” oluvermiş...
Hani Dadaloğlu, Köroğlu gibi bir efsane kahramanlardandır diye açtım ansiklopediyi, ara tara “Saltoğlu” yok...
Sordum tabii:“Saltoğlu destanını nereden bulurum?”
“Ne destanı?..”
Meğer Melih Gökçek’in imar müdürüymüş; Seyfi Saltoğlu...
Mimar falan değil, pantolon terzisi aslında... Sahte ilkokul diploması almış, yakalanmış, onun adını vermişler bizim caddeye...
Mahalleli mahkemeye verdi, kaldırdılar, “Angora Caddesi” oldu...
Yoksa her adresimi yazdığımda pantoloncuyu yazacaktım...

*

Ve ODTÜ bizim yolun üzerindedir...
Dün 500 kamyon vardı...
Polis kuşatması altında ODTÜ’nün içinden yolu geçirmek için... Bir istila ordusu görüntüsü ki insan “Düşman ne yanda” diye sorar...
Ağaçların altına oturmuş çaresiz öğrenci kızlar ağlayarak ağaçlarının kesilmesini, ormanın bir maden ocağına dönüşmesini seyrediyorlar...

*

Bu yol üzerinde ahali yok mu derseniz...
Var...
Sebze kamyonları şehre tam girerken hızı kesemeyip daha çok bizim güzergâhta devrilir... Varoşlardan koşan gelir bedava sebze toplamaya...
Patlıcan, domates, biber, mevsimine göre...
Trafik polisi manav gibi:“Turşuluk biber geldi dediler memur bey...”
“Dün üç takla ile kırmızı MAN’da lahana geldi, ama erken bitti...”
“Sivri gelse...”
“Polatlı’dan çıktı 110 ile geliyor, kesin dönemez...”
Ahali de orada yani...

*

Olsun...
Yollar bizimdir...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget