Hangi önerilerimiz çalındı? - Tünay Süer

İsmet Özçelik Aydınlık Gazetesindeki köşesinde “CHP’de taban isyanda” başlıklı yazısında güzel bir analiz yapmış. Evet, gerçekten taban isyanda ve genel başkan Kılıçdaroğlu’na neler olduğunu ve CHP’yi tartışıyor.
Bizler CHP’li olarak başbakan Erdoğan’ı sabah başka, akşam başka konuştuğunu eleştirirken aynı durumu genel başkanın yapmasını kaldıramaz olduk artık.
Geçtiğimiz sene Parti Meclisi’nin 25 yaşındaki üyesi Umut Akdoğan “asker partisi” imajını yıkmak için Mustafa Kemal’in askerleriyiz yerine Mustafa Kemal’in Yurttaşlarıyız sloganını önermiş, CHP Gençlik Kolları tarafından da jet hızıyla sahiplenilmişti.
Güya, Atatürk yaşasa ve biri ona ‘Biz senin askeriniz’ dese, ‘Savaş bitti çocuk’ dermiş.
(Ne yazık ki Genel başkan da bunu onaylayarak büyük hata yapmıştı. Bizler o zaman bunu hata olarak kabullenmiştik ama....)
Tam 11 yıllık AKP döneminde milli değerlerimizin içi oyulurken böyle sözler bir CHP liye nasıl yakışır ve nasıl böyle söyler hayret ki hayret!
11 sene önce Umut Akdoğan14 yaşında bir gençti ama bugün parti meclisine girmiş, demek ki yeterince bilgi sahibi olamamış. Bence bu düşüncesi ile orayı hak etmemektedir. Yazık!
7 düvel ile değil ama Amerika baskısı altında olan adım adım amacına ulaşmaya çalışan AKP ve Kürtçülerle,  karşı devrim yapılırken bu sözleri söylemesini şiddetle kınamıştım.
TGB’lilerin “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı attığı Silivri’de CHP’li gençler “Mustafa Kemal’in Yurttaşlarıyız” şeklinde slogan atmıştı. Ulusalcılar olarak kahrolmuştuk.
                                                               ****                                                                                                                                   
Sn.Kılıçdaroğlu bir gün Atatürk’ten övgü ile bahsederken hatta Lüleburgaz mitinginde Mustafa Kemal’in askeriyim derken ertesi gün onun ilkelerini yerle bir eden görüşlerini kamu ile paylaşıyor.
Sözde “Demokratikleşme Paketi’nin açılmasından sonra açıklama yapmasını merak ve heyecanla beklemiştik.. Atatürk, İnönü ve Ecevit’e övgülerinin dışında ne yazık ki paketteki can alıcı hiçbir konuya değinmedi.
Mesela hiç ummadığımız bir adam AKP Anayasa Profesörü Burhan Kuzu bile   “ana dilde eğitim” ülkeyi bölünmeye götürür derken, Atatürk’ün koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu sessizliğini korudu.
 Yalnız buna mı sessiz kaldı? Elbette hayır, “dar bölge sistemi” ile AKP ‘nin tekrar iktidarda kalma olasılığı güçlüyken buna da ses çıkartmadı. Üstüne üstlük “AKP bizim önerilerimizi çaldı kötü bir kopya yaptı” dedi
Erdoğan’ın Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda anlaşmaya varılan 59 maddeyi TBMM’den geçirelim teklifine önce hayır dedi sonra Gaziantep dönüşünde geçirelim dedi.
Sanıyorum bu karar değişikliklerinde Rıza Türmen ile Atilla Kart gibi vekillerin çok büyük etkileri oluyor veya onları Kılıçdaroğlu yönlendiriyor!
Aksi halde “ortak vatan, “tek devlet” ve “eşit yurttaşlık” “özerklik” kavramlarını nasıl kabullenir, teklif edebilirler?
Kürtçülük, etnik kimlikçilik parti içinde aldı başını gidiyor. “Türk” ve “Atatürk” sözcüklerinden rahatsız olan, Feodal düzenin ağalarını överek adeta feodal düzeni tekrar geri getirmek, Türkiye’yi parçalamak isteyen bir kesim milletvekili yüzünden CHP işgal edilmiş duruma geldi.
Sorulara yanıt veremez durumlara geldik.
25 küsur senelik bir parti emekçisi olarak, bu CHP benim partim mi diye düşünmeye başladım artık.
ODA TV` New York Post’un “Erdoğan, reformlar ile Türkiye’yi bin yıl geriye götürüyor” iddiasının dile getirildiği bir makaleyi yayımladığını yazmış.(YALAN MI?)
Hani derler ya, elin oğlu bizi bizden iyi öğrenmişçesine, okyanus ötesinden haber yapıyor da, ana muhalefet sanki bunları görmezden, bilmezden geliyor. İşin acı tarafı ve yürekleri yakan da budur işte.
“Kılıçdaroğlu da emperyalizmin çıkarlarını korumakla görevlendirilmiş bir Amerikan hayranıdır.”
Deniyor, yazılıyor, konuşuluyor, bunlara benzer yığınla ithamlar karşısında ne genel başkandan bir savunma geliyor ne de bizler sorulara yanıt verebiliyoruz. YCHP artık çizgisini, yolunu açıkça belli etmelidir ki bizler de bilelim. Bir öyle, ertesi gün şöyle, değişmekle olmuyor BÖYLE!
                                                                ****
YCHP içinde bölünme görünümü!
6 Ekim CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin 2 bin yeni üyeye rozet takma töreni için Tuzla’ya gelmişti. Ben ve arkadaşlarım çoğunlukla oradaydık.
Yoğun bir katılım vardı törene ama İstanbul örgütünden katılım yok denecek kadar azdı.
Heyecanla ve sevgiyle Gürsel Tekin bekleniyordu.
Bu arada bazı arkadaşlarım bir iddia attılar ortaya.
CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, partilileri ve ilçe örgütlerini tek tek arayarak, bu büyük katılımın olduğu Tuzla’daki organizasyona katılmamalarını ve katılım gösterdikleri durumunda, görevden alınacaklarını söylemiş.
Her ne kadar Sarıgül’e İst.adaylığı için büyük destek verdiği basına yansımış olsa da bizler inanmadık, inanamadık, inanmak istemedik açıkçası.
Tuzlaya gelen bir genel başkan yardımcısıydı, il başkanının şehir veya yurt dışında olma olasılığı ve de hasta olması gelmemesi için bir mazeret olabilirdi ancak.
Hadi canım oradan dedi kodudur dedik ve Gürsel Tekin’in yanında olacağını bu yalan balonunun patlayacağını söyledik muhataplarımıza.
Gürsel Tekin biraz gecikmeyle gelebildi. Uğradığı diğer yerlerde gördüğü yoğun ilgi yüzünden gecikmişti.
Gözlerimiz İst.İl Başkanımız Oğuz Kaan Salıcı’yı aradı haliyle.
Ne yazık ki kendisi yoktu ve önceki İl Başkanımız Doç. Dr. Bahri Şahin vardı bizlere araç üzerinden o güler yüzü ile el sallıyordu.
Şaşırdık, Bahri başkanı görmekle elbette mutlu olduk ama Oğuz Kaan Salıcı neden yoktu?
Kafalarımız karıştı, söylenenler ya doğruysa diye üzülmeye başladık bu sefer.
Bu konu çok önemlidir elbette. Rozet takma merasiminden sonra Ulusal Kanalda bir programa konuk olan Gürsel Tekin’e Salıcının neden orada olmadığı ve ilçelerdeki üyelerin gitmemesi için uyarı yaptığı sanırım programa gelen bir soruydu. Tekin 72 milyon izleyici önünde bu konuyu araştıracağını söyledi.
Henüz bir şey öğrenemedik ama postama gönderilen bir linki tıkladığımda Oğuz Kaan Salıcı AKP’nin İl Başkanı Mı? Diye bir yazı çıktı. Ne derece doğrudur bilemem ama çok büyük iddialar orada da tekrarlanıyordu.
Sevinmedim açıkçası üzüldüm.
Şimdi doğruyu öğrenebilmemiz için Sn. Salıcı’nın yanıtını beklemekten başka çaremiz kalmadı.
Parti içinde olan karışıklığın üzerine bu da tuzu biberi oldu ne diyelim?
Tüm olanlara rağmen umutlarımızı yitirmek istemiyoruz. CHP de herkesin aklına başına toplamasını, aslına dönmesini ve gerçek misyonunu yapmasını bekliyoruz. Yok, ben bunları yapmayacağım, ben Atatürkçü değilim, partiyi dağıtmaya, çizgisini değiştirmeye geldim diyenlerin de bu düşüncelerinden vaz geçmelerini zira partimizi onlara bırakmayacağımızı bilmelerini isterim.
Saygı ve sevgilerimle.
TC.Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget