Washington’un Suriye konusunda Moskova’nın çizdiği rotaya mecbur
kalması, en çok taşeronları olan Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ı zor
durumda bıraktı.
Üç ülkenin içinde en şanslısı Katar. Zira bu ülke, yola yeni bir
Emir’le devam etme kararı alınca, Suriye konusunda manevra yapabilme
şansı yakaladı.
En zor durumda olan ise maalesef Türkiye… Zira Erdoğan-Davutoğlu ikilisi Esad’ı yıkmayı varlık gerekçesi haline getirdiği için, Ankara’ya bir manevra alanı bırakmamış oldular!
KATAR’DAN ŞAM’A AÇIK MESAJ
Katar’ın Suriye politikasındaki değişimi yansıtan takvimi kısaca anımsayalım:
Katar Emiri El Tani, 26 Haziran 2013’te ani bir kararla görevden çekildi ve koltuğunu oğlu Tamim’e bıraktı! Babasını saray darbesiyle yıkan El Tani de, bir saray darbesiyle yıkılmıştı!
İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, yönetimi babasından devralan Katar Emiri Şeyh Tamim’e, “Suriye politikanızı gözden geçirin” uyarısı yaptı. (Yeni Mesaj, 28 Haziran 2013)
Katar’ın yeni Emiri Şeyh Tamim, Ağustos ayında Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile görüştü. Şeyh Tamim Abbas’tan Şam’la temas kurarak Katar-Suriye ilişkilerinin iyileşmesi için zemin hazırlamasını talep etti. Şeyh Tamim
Şam’a “Katar’da temel bir strateji değişikliği oldu, Katar’ın dış
politikası da aşamalı olarak değişecektir” güvencesinin verilmesini
istedi. (Yakın Doğu Haber, 11 Ekim 2013)
Katar Emiri Şeyh Tamim Şam’a ikinci mesajını, 7 Ekim’de görüştüğü el Fetih Merkez Komite üyesi Abbas Zeki aracılığıyla gönderdi. Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesine göre Abbas Zeki, 9 Ekim’de Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüşerek Katar’ın mesajını iletti. (Yakın Doğu Haber, 11 Ekim 2013)
ERDOĞAN’IN KATAR’A MÜDAHALESİ
Bu gelişme haliyle en çok Erdoğan-Davutoğlu ikilisini rahatsız
ediyor. Zira Katar’ın Suriye politikasını değiştirmesi AKP Hükümetini
hem bölgede iyice yalnızlaştıracak hem de içeride muhalefete karşı elini
daha da zayıflatacaktı.
Erdoğan ve Gül, Katar Emiri Şeyh Tamim’e iki kez müdahalede bulundu:
İlki Suriye’ye kimyasal komplonun gerçekleştiği 21 Ağustos gününün akşamıydı. Erdoğan Şeyh Tamim’i telefonla aradı ve 21 Ağustos komplosuyla ortaya çıkan “savaş iklimine” katkı vermesini istedi!
İkinci müdahale ise Şeyh Tamim’in el Fetih Merkez Komite üyesi Abbas Zeki aracılığıyla Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a mesaj ilettiğinin kamuoyuna yansımasından hemen sonra gerçekleşti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün Katar Dışişleri Bakanı Halid Bin Muhammed El Atiyye
ile görüştü. Basına kapalı görüşme ajanslara şu sözlerle yansıdı:
“Ortadoğu politikalarında Türkiye ile yakın politika izleyen Katar’ın
devre dışı görüntü verdiği dönemde bu görüşmenin gerçekleşmesi dikkat
çekti.” (13 Ekim tarihli ajanslar)
TÜRKİYE NE YAPACAK?
Suriye’deki ortaklarından Suudi Arabistan’la Mısır konusunda ayrı
düşen AKP Hükümeti’nin, Katar’ın bu yeni yönelimiyle bölgede iyice
yalnızlaşacak olması yeni bir süreç başlatıyor.
Batı basınında artık Suriyeli muhaliflerin Alevi katlettiği, o
muhaliflerin Türkiye’yle bağlantılı olduğu şeklindeki haberlerin
sıklıkla yer alması, zaten hükümeti oldukça zor bir durumda bırakmıştı.
Erdoğan ve Davutoğlu ikilisi bu zorluğu aşabilmek için
her ne kadar sık sık “El Kaide’ye destek vermiyoruz” açıklamasına
başvursa da, başta Moskova olmak üzere pek çok başkentin Suriye
dosyasında var olan gerçek bilgiler, Erdoğan’ı yakın gelecekte köşeye sıkıştıracak cinsten.
Bu gerçeği gören Washington, Erdoğan’a ve hatta Davutoğlu’na
yardımcı olmak için açıkça Hakan Fidan’ı hedef almaya başladı. Suriye
konusu Hakan Fidan’a yıkılarak Erdoğan-Davutoğlu rejimi korunmak
istenmektedir.
Ancak Fidan’ın feda edilmesi durumu kurtarmaz. Zira
Türkiye’nin Suriye konusunda dostluk politikasına dönebilmesinin tek
şartı, önce AKP Hükümeti’nden kurtulmaktır!
Yorum Gönder