Haftalık grup toplantısında partililere seslenen Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan; 'Eğer üzerinden yol geçeceğini bilsek ve o yolun önünde
bir cami bulunsa, biz yol için o camiyi yıkarız' dedi.
Bu söze söylenecek tek bir kelime dahi yok. Doğru ya, Başbakan petrol
için CAMİ bombalayan emperyalistlerin sağlığına duacı olmuştu. Yol için
CAMİ yıkmasına şaşmamak lazım. Allah'ın evini, yol için yıkan
zihniyetin cami ile münasebeti içindeki seçmenle doğru orantılıdır. Eğer
seçmen, kiliseye girseydi, muktedir papaz olurdu. Çünkü muktedirin din,
iman gibi bir derdi yok. Tek derdi rant ve yağma...
Keza, Gezi direnişi boyunca polisin orantısız şiddet ve bombalarından
kaçan masum gençler camilere ayakkabılarla girince suçlu, yol için cami
yıkarım diyenler mümin. Hay yesinler sizin din-ü imanınızı. Sizin
imanınız, AVM'ye giden yolun güzergahı kadarmış ağalar.
Halkın uykusundan uyanması için gerekli olan her şeyi yapıyor
Muktedir. Lakin halk derin uykusunda ısrarcı. Cami bombalayanların
müttefiki olan Muktedir, Cami'yi yıkmaktan söz ediyor. Ne biçim bir akıl
ki, bu duruma itiraz etmiyor.
Bu sözü Başbakan değil de, bir solcu söyleseydi, şimdi ne olurdu biliyor musunuz? İnfial olur, sözü eden kişinin hayatı biterdi.
Resullüğünü ilan ediyor
VIP Hacc, yol için CAMİ yıkmak vb.
Başbakan besbelli Resullüğünü ilan ediyor. Dinin kurallarını kafasına göre yorumluyor. Kutsallara saygısızlık en ileri safhada.
Yol için CAMİ yıkarız diyenlere kim itiraz ediyor? Camiye ayakkabı
ile girenler... İşte o gençler, inansa da inanmasa da CAMİ yıkmaz.
CAMİ'ye saygı duyar. Atasının, ninesinin gittiği, secdeye durduğu o
yerleri korur kollar.
Keza, muhafazakar tosuncuklar, AVM'ye giden yolu açmak için, mabedi
yıkarlar. Yıkar, yakar, keser. Kudretli sultan, bu yetkiyi kendisinde
görüyor...
Vahhabileşme işareti
Bu söz aynı zamanda Vahhabileşmeye işarettir. Vahhabilerde kutsal
yoktur. Suudi Arabistan'ın resmi inanışı olan vahhabilikte, camiler kuru
binadır. Hiçbir mahiyeti yoktur. Vahhabi zihniyeti, peygamberimizin
yaşadığı evi tuvalet yaptı. Hatta, bugün kudret bulsalar, KABE'yi
yıkmakta en ufak bir tereddüt etmezler...
İşte Vahhabi El-Kaide'yle iş tutmanın neticesinde, yol için CAMİ
yıkan bir kafa yapısına sahip oluyorlar. Neticede en kutsal olan şey
para. Para için her şey mübah. AVM için her yol açık olmalı. Ne ağaç, ne
cami...
El-Kaide, işgal ettiği yerlerde Alevi mabedlerini yıkıyor. Türbeleri
talan ediyor. Nebbaşlık, yani mezar kazıcılık yapıyorlar. Aynı zihniyet,
Türkiye'de iktidarda. Vahhabi anlayış, Eyüp Sultan'ı kapattı. 2 yıldır
tadilat varmış. Bu kadar tadilat mı olur? İşin aslı tadilat değil.
Vahhabilikte, türbeler "şirktir." El-Kaide'nin iman esası emperyalizmle
savaştan önce, türbelerle savaşmaktır.
Az cesaret
El-Kaide'nin işbirlikçileri de tabii "tencere-kapak misali
değişiyor." Nerede milli görüşün anti-emperyalist mücahitleri? Heps
tarih oldular. Şimdiki müteahhitler, yol güzergahında CAMİ varsa yıkarım
diyor. AVM için mabedi yıkmaktan söz edebilecek kadar
cüretlileşebiliyorlar. Ve bu kafalar dindarlıktan bahsediyor.
Üstelik, sürekli olarak "bunlar CAMİ'yi ahır yaptı" lafına sığınanlar
yapıyor bunu. Her köşeye sıkıştığında, muhaliflerini CAMİ düşmanı
addedenler, yol için CAMİ yıkmaktan bahsedince "sorun olmuyor." Sadece
bir hayal edin. Bu sözü rahmetli Ecevit etseydi, neler olurdu bu ülkede?
Bugün Taksim Meydanı'nda nasıl bir manzara ile karşılaşırdık?
O yüzden muhafazakar tosuncuklara sözüm: "Camiye ayakkabı ile
girenlere gösterdiğiniz tepkinin onda birini, AVM güzergahındaki CAMİ'yi
yıkarım" diyen Başbakana gösterebilecek misiniz?
Ha gayret.
Az cesaret.
Yorum Gönder