Sarıgül ve CHP - Tünay Süer

İstanbul Büyükşehir Başkanlığı için CHP, yandaş medya ile doğrudan yönlendirilmekte.. Hangi kanalı açsanız birkaç adam masa başında oturmuşlar,   ellerinde bazı kâğıtlar, konuşup duruyorlar. Efendim, Topbaş önde gidiyormuş Sarıgül gelirse onu zorlarmış hatta geçermiş, şu ankette böyle, öbüründe şöyle çıkıyormuş.
Sözleri ile adeta beyin yıkama yarışına giriyorlar.
Programı idare eden sözde yönetici (yeni tabir ile moderatör, Avrupalaştık ya!) ağzı kulaklarına varana kadar sırıtarak, bazen de ciddiyi oynayarak sorular soruyor. Yanıtlar ise hep aynı, işte, böyle bir teranedir gidiyor.
Tayyip’in yandaş basınına gelince, hepsinde Sarıgül ile ilgili haberler!.
Memlekette yer yerinden oynuyor, başımızda bir yığın bela var, geleceğimiz tehlike altına girmiş, bizler Sarıgül’le yatıp Sarıgül’le kalkar olduk. Bütün derdimiz bu sanki.
Rejim değişiyormuş, Türk Silahlı Kuvvetleri çökertilmiş tasfiye edilmiş. Bunca şerefli, hayatını vatan savunmasına adamış subayın, defalarca kanıtlanan suçsuzluklarına rağmen, yıllarca zindanlara kapatılmaları, yargının en üst kurumu olan Yargıtay tarafından cezalarının onanması hiç birisinin umurunda değil.
Sadece bu değil elbette. Yazar, çizer, bilim adamlarımızın da sırf Atatürkçü olmaları ve Recep Tayyip Erdoğan Hükümetine, İrticaya, Emperyalizme, şeriata karşı oldukları için yıllardır zulüm hanelerde çile doldurmaları da var.
Yerin altında, iki kuruş ekmek parası için çalışan maden işçilerimizin bu kaçak yapılan ocakların çökmesi sonucu hayatlarını kaybetmeleri, ayrıca, yüzbinlerce işsiz kalmış insanın şehirlerden şehirlere hak aramak için yürümeleri onları hiç ilgilendirmiyor.
Bunlar nasıl insanlar ya? Varsa yoksa dertleri para, para, para!
Hepsi birer Napolyon kesildiler başımıza!
Aman yerimi, paramı kaybetmeyeyim, “kime ne olursa olsun bana ne,” egosu içerisinde vurdumduymazlıkları, insanı çileden çıkarıyor.
İktidarı yere göğe sığdıramayan övgüler yazan, konuşan bu adamların, kadınların bir kısmının şeriatçı Atatürk düşmanları olduğu tescillenmiş ama ya diğerlerine ne demeli?
Tek kelimeyle, yazıklar olsun size!  Allah sizi bildiği gibi yapsın, bir gün cezanızı versin inşallah!
Evet, aynen böyle söylüyorum.
Sarıgül sendromu(!)
Bu günlerin geleceği CHP’nin 13’üncü Olağanüstü Kurultayında belli olmuştu. Baykal olağan kurultaya kadar verdiği beyanatlarda partisine yapılan saldırıların altında Türkiye’ye yönelik tuzakların yattığını, yolsuzluk virüsünü CHP’ye bulaştırmak isteyenlerin başarısız kaldığını kanıtlayacaklarını, bu kurultaydan daha güçlü çıkılacağını söyleyip duruyordu.
Yapılacak olağan kurultay için “Bu parti içi bir yarış değildir. CHP’nin ahlakını, karakterini, kimliğini savunma kurultayıdır” diyordu.
Ankara Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda yapılan kurultaya gitmek üzere Kadıköy CHP olarak geceden yola çıkmış, hiç uyumadan sabahın erken saatlerinde zar zor kurultay salonuna girebilmiştik. Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, Baykal karşısında genel başkanlığına adaylığını koymuştu. (Bu kendisine güvenen her partilinin özgürce yapabileceği bir şeydi partide.)  Kurultaya ilgi büyük olduğundan ana baba günüydü. Gerek salon dışı, gerekse içi iğne atsanız yere düşmeyecek tabirine bire bir uyuyordu.
Ne vardı ki 1 Mart tezkeresinin reddedilmesine öncülük yapan CHP, tıpkı bu günlerdeki gibi yine medya ile yönlendirilmeye çalışılıyordu. Baykal birilerinin düğmeye basmaları ile kara listeye alınmıştı.
                                                                     ****
Baykal kurultay konuşmasında:
CHP’nin 1 Mart tezkeresinin fincancı katırlarını ürküttüğünü, planları, hesapları bozduğunu, 65 bin yabancı askerin Güneydoğu’da konuşlandırılmasına izin vermediklerini, ayrıca komşu ülkelerin Türkiye’ye düşman olmasını önlediklerini, daha sonra tezkereyi savunan askerler ve siyasetçilerin de "Aman büyük tehlike atlattık" diyerek kendilerine hak verdiklerini söyledi.
"Siyasi hayatımızdaki ana kırılma noktası 1 Mart’tır. ”diyen Baykal, bu sözleri söylerken kendisine ne kumpas yapılacağını bilmiyordu tabi.
Sanki içine doğmuş gibi, 1 Mart tezkeresinden sonra CHP’nin hedef ilan edildiğini, yerel seçimlere giderken CHP yönetimini etkisiz kılmak amacıyla kampanyalar düzenlendiğini söylüyordu.  Baykal’ın o kurultaydaki bu sözleri belki örgüt tarafından da iyi anlaşılamamıştı ama sonra kaset olayının patlatılması ve CHP’nin bugünkü halini gördüğümüzde ne kadar haklı olduğunu anlıyoruz.
Baykal o gün genel başkanlığa aday olan Sarıgül’e hitaben yolsuzluk suçlamalarında bulunmuştu.
"İstanbul’dan Şişli’den giren rüşvet virüsü, Balıkesir’e gitmiş, oradan Ankara’ya can evine kadar girmiş. Onu oradan söküp çıkaracağız, CHP’yi arındıracağız"300 bin dolar rüşvet alındı mı alınmadı mı, onun karşılığında o ruhsat verildi mi verilmedi mi? Bunlar izah edilmeden hiçbir şeyin değeri yok. Önce izahını yapacaksın" demişti.
Ve o olağan kurultayda belleklerden silinmeyecek şu sözü de söylemişti: Başbakan Erdoğan Şişli dosyasını ileride açıklamak için elinin altında bilerek tutuyor.
Siyasi bir kurt olan Baykal müneccim değildi elbet ama deneyimli ve akıllı bir liderdi.
 Bu sözlerden sonra salonda sandalyeler havada uçuştu ve Sarıgül taraftarlarından kürsüdeki Baykal’a pet şişeler fırlatıldı . Ortalık karıştı yaralanmalar oldu ve sonunda divan başkanı tarafından Çelik Kuvvet çağrıldı.
                                                                                ****
Sarıgül o kurultaya çok hazırlıklı gelmişti. Salonun yarısını dolduran taraftarlarının yanı sıra iki mislisi de dışarıdaydı. Belediye çalışanları ve toplama Sarıgül taraftarlarının üzerinde üniforma gibi aynı renk (tam hatırlayamıyorum galiba kavuniçi) tişörtler, sarı kaşkolleri ile üzerinde ’uyuyan devi uyandıracağız’ yazılı kırmızı-beyaz şapkalar, dikkatimizi çekmişti.
Hava almak için bahçeye çıktığımda bir minibüsün üzerindeki Sarıgül taraftarının elindeki megafon ile dışardakileri tahrik edecek sözlerle kışkırttığını duydum. Hatta oradaki görevli Çelik Kuvvet amirini olay çıkaracak bunlar diye de uyarıda bulunmuştum. Daha sonra dediğim çıktı kapılar kırıldı içeri girildi ve kan gövdeyi götürdü.
 Bunları neden anlattığıma gelince, Sarıgül o tarihlerden bu günlere birileri tarafından kayrılan ve yetiştirilen bir ajandır denildiği içindir.
Baykal 2004 Mart’ındaki yerel seçim sürecinde , “Çok dinamik, alev topu gibi, kabına sığmayan, pırıl pırıl, çok sevilen bir belediye başkanı” diyerek partiye getirdiği Sarıgül’ün ileride CHP’nin başına ne çoraplar öreceğini bilemezdi elbette.
“Dün partiyi karıştırmak isteyenler bu gün de aynı şeyi yapıyorlar.”
17.10.2013 tarihli bir gazetenin “Sarıgül, CHP’ye nasıl dönecek?”   Başlıklı yazısında yolsuzlukları tek tek ele alınmış.
Yazılanlar ve söylenenler bu şekilde. Mustafa Sarıgül bu iddialar karşısında ne yapar, hukuki yoldan savunmasını yapıp kendisini temize çıkartır mı bilemem tabi.
Yalnız AKP’nin elinde bazı dosyaların olduğunu Baykal’ın söylemesinden bu yana tam 9 yıl geçti ve yine gündeme geldi.
                                                                            ****
CHP içinden Sarıgül’e kimler destek veriyor?
Evet, böyle düşünecek olursak akla ilk gelen isimler, uzun dönem Sarıgül’e danışmanlık yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ve CHP. İst İl başkanı Oğuz Kaan Salıcı diyebiliriz.
Loğoğlu'nun" ABD'de Kılıçdaroğlu’nu görüştürecek muhatap bulamadık'' demesi ve ardından Sarıgül’ün Cumhuriyetçilere yakınlığıyla bilinen Center for American Progress'te (CAP) konuşmacı olarak Ekim sonunda Amerika’ya gidecek olması, akıllara birçok nedenleri getiriyor. Sarıgül oraya ne sıfatla ve hangi kimlikle ile gidecek?
Basında yer alan habere göre Sarıgül, Türk kamuoyuna, CHP tabanına, Kemal Kılıçdaroğlu ve AKP'ye "En güçlü alternatif benim'' mesajını verecekmiş (!) Eski yardımcısı Faruk Loğoğlu'nun Akşam Gazetesi’ne verdiği demeç de Sarıgül'ün işini kolaylaştıracakmış.
Eh! Görünen köye kılavuz istenmezmiş derler. Kılıçdaroğlu’nun yakınına alıp başkan yardımcısı yaptığı kişiler kuyusunu kazmakla meşguller gibime geliyor. Bu bir etme bulma dünyası mıdır yoksa ABD’nin planı mıdır bunun da kokusu yakında çıkacaktır mutlaka.
CHP yi çökertmek için başta Genel Başkan Kılıçdaroğlu olmak üzere diğer bazı milletvekilleri ellerinden geleni yapıyorlar. Görüntü budur. Mesela Erdoğan Toprak’ı ele alalım. Türkiye’nin uzun menzille füze sistemi savunması için Çin ile anlaşmasından neden rahatsız oluyor?
Mesela CHP’li değilim diyen ama CHP den milletvekili olan Faik Tunay kamuda türban yasağı keşke 15 sene önce kaldırılabilseydi diyor. CHP’nin yüzde sekseni kendisini “Atatürkçü, ulusalcı Kemalist olarak tanımlar. Ulusalcı milletvekillerinin kendilerini eleştirmelerine karşın, Faik Tunay kamuoyunda “sanki CHP nin sahibi onlarmış gibi görünüyorlar” diyebiliyor. Kendisine sormak gerek, siz ne zamandır CHP’li görünüyorsunuz? CHP’nin sahibi siz misiniz?
4+4+4 eğitim sistemini destekleyen Binnaz Toprak’a ne demeli? CHP’yi ideolojisinden saptırmaya çalışan hangi birisini saymalı şaşırdım artık.
                                                                 ****
Mehmet Faraç Aydınlık Gazetesindeki köşesinde “CHP adayları AKP militanıyla  yemek kuyruğunda” başlıklı yazısında  Kemalistlere hakaretler yağdıran AKP li  Rasim Ozan Kütahyalı  ve Sarıgül’ün bir yemekte buluşmasının ve ondan medet umarak Erdoğan’a selam yollamasına dikkat çekmiş. Bu buluşmanın CHP tabanında şaşkınlık ve öfke yarattığını yazmış.
 Ayrıca bir kaynaktan aldığı haberi de yazısında belirtmiş. Ozan’ın CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İst. Anakent aday adayı Gürsel Tekin tarafından da Bağdat Caddesindeki bürosunda yemeğe çağrıldığını söylemiş. Haber ne derece doğrudur bilemeyiz. Mutlaka nedeni olmalıdır, bu bir asparagas haber de olabilir diye düşünüyorum. Tekin’in bu konuda bir açıklama yapacağını birçok arkadaşım gibi merakla bekleyeceğim.
Faraç, olanlar ve açıkça görülenler karşısında haklı olarak bir soruyu paylaşmış kamu ile.
Peki söylermisiniz? Bir ayağı cemaatte, bir ayağı ABD de ,bir kolu Sarıgül’de ,bir kolu da BDP de olan  bir CHP, AKP karşısında  halkın umudu olabilir mi?
Aynı soruyu ben de soruyorum ve üzülerek, içim yanarak CHP’nin artık tanınmaz hale geldiğini belirtmek istiyorum.
Saygılarımla.
TC.Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget