Iğdır Müftüsü Cüneyt Kulaz, bölgedeki Caferi yurttaşlar ile ilgili bir "izleme raporu" yazmış...
Vali Ahmet Pek'in imzasıyla emniyete gönderilen raporda, "Şialar
(Caferiler) camiye gelmiyor, millet bütünlüğünü bozuyor, dikkatle
izlenmeliler" yazıyormuş...
Böyle bir rapor, bir kamu görevlisi tarafından herhangi bir gerçek
demokraside yazılsa, yer yerinden oynar... Bizde ise yaprak bile
kımıldamıyor!
***
Müftü Bey'in sözleri inanılır gibi değil. Göz göre göre mezhep ayrımcılığı yapıyor!
Bu bir insanlık suçudur...
Yasalara da, anayasaya da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne de aykırıdır!
Anayasa'nın 24'üncü maddesi diyor ki:
" Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. İbadet,
dini ayin ve törenler serbesttir. Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere
katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç
ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz."
***
AKP, 11 yıldır bu maddenin "ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir" bölümüyle ilgili; sanki kısıtlayan varmış gibi...
Ancak devamını, yani "Kimse dini ayin ve törenlere katılmaya zorlanamaz" bölümünü ise... Artık açıkça görmezden geliyor!
Sözüm ona laik bir ülkede, bir müftünün "Kim camiye geliyor, kim gelmiyor" diye fişleme yapması...
Camiye gitmeyenleri "milletin bütünlüğünü bazmak"la suçlayıp, polise şikayet etmesi asla kabul edilemez!
Diyanet İşleri Başkanı'na soruyorum:
Bu müftünün yaptığı size göre de suçsa, cezası ne olacak?
Değilse; vatandaşları fişlemeyen diğer müftüler hakkında "görevi ihmal"den soruşturma başlatmanız gerekmiyor mu?
***
Ya laik Türkiye Cumhuriyeti Valisi'nin yaptığına ne demeli?
Böylesine "deli saçması" bir raporu elinin tersiyle itip, Müftü Bey
hakkında işlem başlatacağı yerde, bir de ciddiye alıp, "gereğinin
yapılması" için emniyete gönderiyor...
Yani "ayrımcılık suçu"na ortak oluyor...
"Laikliği" rafa kaldırıp, "din polisliği"ne soyunuyor!
***
Yasa, anayasa kimsenin umurunda bile değil artık...
Herkes bir şekilde iktidar partisine yaranmak için "atraksiyon" yapma derdinde!
Müftüsü de böyle, valisi de...
Peki; biz ne yapmalıyız bu "mezhepçi" baskı karşısında?
Basit:
Asla yılmamalı ve bu "ayrımcıların" ipliğini pazarlığa çıkarmalıyız...
Hem de sonuna kadar!
HELAL!
Sonunda bu da oldu ve dini ticarete alet edenler, dünyanın ikinci
"helal seks shop"unu Türkiye'de internet üzerinden "hizmete" soktu!
İlkini açmayı ise bizden önce Hollandalılar akıl etmiş...
Bu sitede hem "hizmet", hem de "ürünler" helalmiş...
Çünkü erkekler ve kadınlar farklı sayfalara giriyormuş! Yani harem-selamlık uygulanıyormuş...
Ürünlerin içeriğinde de alkol, domuz ürünü, plesenta gibi maddeler bulunmuyormuş...
İşin daha da ilginci, bu siteyi açıldığı ilk gün tam 33 bin kişi ziyaret (!) etmiş!
Ürünler ya da hizmet, ne kadar helal bilmiyorum ama... Din tacirlerinin bu son numarasına bir "helal" de benden...
Bakalım daha neler yumurtlayacaklar?
GÜNÜN SORUSU
Başbakan dün üçüncü köprü güzergahında ve ODTÜ'de sökülen ağaçlar
hakkında konuştu; "Yol için herşey yapılır. Cami bile olsa yıkarız,
başka yerde yaparız" dedi. Sorum kendisine:
Peki; savaş, yoldan daha mı önemsiz ki İkinci Dünya Savaşı sırasında
bir-iki camiyi (halkın aç kalmaması için) depoya dönüştüren İsmet
İnönü'yü dinsizlikle suçluyorsunuz?
Marmaray'da felaket uyarısı
Yapımı yıllardır yılan hikayesine dönen Marmaray nihayet 29 Ekim'de açılıyor. Ancak yine içimiz rahat değil!
Çünkü odatv'nin haberine göre Elektrik-Elektronik Yüksek Mühendisi
Rıza Behçet Akcan dün bu proje konusunda önemli açıklamalarda bulunmuş
ve her an için büyük bir facia yaşanabileceğini söylemiş...
Yüksek Mühendis Akcan, sıradan bir uzman değil; 2008'de emekli olunca
kadar yıllarca bu projenin Sinyalizasyon ve Haberleşme Sistemleri
Başmühendisliği görevinde bulunmuş... Diyor ki:
"Marmaray Projesi, Gebze'den Halkalı'ya bir bütündür ve
parçalanmaması gerekir. Bir bütün olarak tasarlanan projenin seçimlere
yetiştirilmek uğruna bölünerek hizmete açılması durumunda sinyalizasyon
ve kumanda merkezi sağlıklı çalışamaz.
Yani trenlerin nerede, nasıl, hangi hızda ilerlediği izlenemez. Basit bir arızada bile ciddi çarpışmalar meydana gelebilir."
***
Biliyorsunuz; AKP iktidarı şov yapmaya çok seviyor...
Bu şov tutkusu yüzünden iktidara gelir gelmez normal trenleri
hızlandırmış ve 22 Temmuz 2004'te 41 vatandaşımızın ölümüne yol açan
büyük bir faciaya neden olmuştu.
Aynı zihniyet, şimdi de birkaç oy uğruna yeni bir faciaya davetiye çıkarıyor!
Ne diyelim; "kulu hırs bastı", hepimizi Allah korusun...
Günün İsyanı!
Kılık kıyafet serbestliği yürürlüğe girince, THY Teknik A.Ş'de uzun
sakallı, cübbeli ve takkeli teknisyenler türeyivermiş... İsyanım bizi
yönetenlere:
Bana dünyada bir tane bile böyle uçak şirketi gösterebilir misiniz?
Yorum Gönder