Ölümle bile dostça kucaklaşanlar - Ümit Zileli

"Cumhuriyetin fedaisi" tanımını en çok hak edenlerden biri de hiç kuşkusuz, Mahmut Esat Bozkurt'tur...
Ve çok doğal olarak en ağır, en haksız ve en alçakça saldırıya uğrayanların da başında gelir. Çünkü laik hukuk devletinin temel yasalarını o hazırlamış, şeriata dayalı tüm yasaları o kaldırmış, savcı sıfatının başına "Cumhuriyet" sözcüğünü o eklemiştir. Su katılmamış bir devrimci, aydınlanma savaşının önde gelen neferlerinden biridir. Şu sözler onun kimliğini, hiç silinmemecesine tarihe kazımıştır:
-Saati çalınca ölümü bir dost kucaklar gibi kucaklamak, büyük davaların ardı sıra koşan ihtilalciler için kaçınılmaz bir zorunluluktur... Ölümden korkmamak, ihtilale başarı sağlayan büyük hasletlerden biridir. Bununla beraber, asıl olan ölmek değil, gerekirse hayatı hiçe sayıp ölümün üstüne güle güle yürümektir...
Bu müthiş devrimci, 1943 yılında, henüz 51 yaşında, hiç korkmadığı, üzerine yürüdüğü ölümle dostça kucaklaştı...
Medeni Kanun'un yaratıcısı
İzmir, Kuşadası doğumlu Mahmut Esat, 1908'de, tam da 2. Meşrutiyet'in ilan edildiği yılda İstanbul Hukuk Mektebi'ne girdi. 1912'de mezun olmasının ardından İsviçre'de Fribourg Üniversitesi'nde yeniden hukuk eğitimi gördü ve verdiği tezle Hukuk Doktoru unvanını aldı. Tezinin adı, ilerde gerçekleşmesi için verilecek bağımsızlık savaşının işareti gibiydi:
-Osmanlı Kapitülasyonları Rejimi Üzerine!..
İzmir'in Yunan işgaline uğradığını öğrendiği gün, Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere yurda döndü ve Kuşadası'nda Kuvayı Milliye'yi kurdu. 1920'de kurulan TBMM'nin ilk döneminde İzmir'den milletvekili seçilerek Ankara'ya gitti. 1922'de İktisat Vekilliğine seçildi ve yoğun bir çalışma sonucu, Mustafa Kemal'in onayı ile İzmir'de "Milli İktisat Kongresi" toplanmasına öncülük etti.
1924'te kabul edilen yeni anayasanın hazırlayıcılarından biriydi. Aynı yıl, Fethi Okyar hükümetinde Adliye Vekili (Adalet Bakanı) olarak görev aldı. 1930 yılında istifasına kadar bu görevde kaldı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuksal altyapısını oluşturdu. Medeni Kanun en büyük zaferlerinden biridir. Yüzlerce yıl ezilen Türk kadınına çağdaş tüm hakları kazandıran yasaydı bu. Ve tabii bugün kullanılan, laik cumhuriyeti vücuda getiren tüm yasalarda da onun imzası vardı.
-Cumhuriyet düşmanlarının ona da düşman olmasının ana nedeni de budur!..
Fransa'yı dize getirdi
Mahmut Esat Bey'e büyük ün kazandıran olay ise 1927 yılında Uluslararası Adalet Divanı'nda Türkiye'yi temsil ettiği Bozkurt-Lotus davasıydı. Bozkurt adlı Türk gemisiyle Lotus adlı Fransız gemisi Ege'de çarpışmış, kazada 8 Türk denizcinin ölmesi üzerine Fransız kaptan tutuklanmıştı. Fransa buna şiddetli tepki göstermiş, unun üzerine Mahmut Esat Bey, Mustafa Kemal'i ikna ederek davayı uluslararası mahkemeye götürdü ve savunmayı bizzat kendisi yaptı. 7 Eylül 1927'de dava Türkiye lehine sonuçlandı ve bu durum Avrupa'da büyük yankı yaptı. Daha dün kurulan bir ülkenin, emperyal bir devleti, hem de onların arenasında dize getirmesi başlı başına bir zaferdi...
-Atatürk1934'te Soyadı Kanunu çıktığında ona Bozkurt soyadını verdi...
Cumhuriyetin fedaisi
Bakanlıktan istifa ettikten sonra, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Anayasa, Ankara Hukuk Fakültesi'nde de Devletler Hukuku Profesörü olarak uzun yıllar ders verdi.
Mahmut Esat Bozkurt, bir savaşçı, bir devrimci olarak yaşadı ve öldü. Büyük eseri "Atatürk İhtilali"nden cımbızla çekilen iki cümle ile "ırkçı-faşist" ilan edilen bu büyük adamın, o cümlelerin önünde ve ardında yazdıkları ise özenle saklandı!.. Türklerin yüzyıllarca kendi topraklarında nasıl köle gibi, parya gibi yaşatıldıklarına, vergi ve askerlik dışında nasıl insandan bile sayılmadıklarına dair satırları hiç konu edilmedi!.. Türk köylü ve işçilerinin haklarını savunduğu kitabı görmezden gelindi. Başına "cumhuriyet" sıfatını eklediği savcılara hitaben yaptığı şu konuşma, "kimdir?" sorusuna en çarpıcı yanıttır:
-Cumhuriyet savcıları; Meriç kıyısında çalışan köylülerin kaybolan sabanından tutunuz da, bu yurtta yaşayanların uğrayacakları en ufak bir haksızlıktan, hatta Bingöl dağlarının ıssız kuytularında nafakalarını bekleyen öksüzlerin gözyaşlarından siz sorumlusunuz...
Cumhuriyet yıkıcıları işte bu soylu fedailere düşmandır!..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget