Son günlerde Türkiye muhafazakârlaşıyor mu? Türkiye muhafazakârlaştığı
için mi AKP iktidarda soruları tartışılıyor, kamuoyu araştırmaları yapılıyor,
bulgular açıklanıyor. Yapılan kapsamlı araştırmalara karşı, AKP niçin iktidarda
sorusunun gözlemlere dayanan yanıtı, yavan gelebilir.
Ülkemizde kökü Osmanlı’ya kadar uzanan iki farklı siyasal akım,
gerçekte ayrışma vardır. İttihat Terakki Fırkası ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası
bu siyasal ayrışmanın simgeleri olarak alınabilir. Aslında bu iki farklı siyasal
akım, değişik vatandaşlık ve devlet anlayışını, değer yargılarını ve
beklentileri yansıtır. İlk anlayışta vatandaş olma, ülke yönetiminde söz sahibi
olma, bağımsızlık, özgürlük, emperyalizme karşı olma, ulusal devlet özlemi ağır
basar. İkinci görüşte ise ümmet anlayışı, İslami
esaslara göre yönetim, dış güçlerle iyi ilişkiler, alışılageleni sürdürme
eğilimi egemendir. Bu akımda bağımsızlık, özerklik lafı çok edilmesine karşı
hürriyet, gerçek anlamda demokrasi, öncelikli amaçlar değildir. Tarihçiler,
sosyologlar kuşkusuz daha iyi çözümlerler. Bildiğimiz kadarıyla İttihat Terakki
karşısında, ikinci akımın temsilcisi Hürriyet ve İtilaf
Fırkası’nı daha çok dini örgütler, Arap kökenli
vatandaşlar, azınlık olarak nitelendirdiğimiz topluluklar, solcu eskileri,
küskün İttihatçılar desteklemiştir.
Cumhuriyet döneminde de bu iki akımın varlığı sürmektedir. CHP, İttihat
Terakki’nin vatandaş, ülke yönetimini temsil ederken
karşısındaki siyasal partiler, hem taban, hem söylem ve anlayış olarak İtilafçı
geleneğini sürdürmektedir.
CHP, ne ölçüde İttihat Terakki’den
etkilenmiştir? Kuşkusuz ciddi bir inceleme konusudur. Ancak CHP, ümmet yerine
vatandaş anlayışını, Cumhuriyet ilkelerini korumayı, bağımsızlığı, özgürlüğü,
emperyalizme karşı olmayı, dini esaslar, şeriat yerine çağdaş hukuk düzenini,
din hürriyetini, laikliği simgelemektedir. CHP, devşirme değil gerçek
CHP’liler tarafından böyle algılandığından varlığını
sürdürmekte, destek görmektedir.
CHP karşıtı siyasal partilere bakıldığında, tabanın, eğilimin Hürriyet
ve İtilaf Fırkası’ndan çok da farklı olmadığı
görülmektedir. Dini akımlar, dini örgütler, Cumhuriyet karşıtları, küskünler,
1924 yılında kurulan Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkası’nın ardında toplanmışlardır. 1930 yılında
Fethi Bey (Okyar) başkanlığındaki Serbest Fırka
denemesinin destekçileri de aynıdır. Bu gelenek veya akım Demokrat Parti, Adalet
Partisi, ANAP, Doğru Yol Partisi günümüzde de AKP olarak sürmektedir.
Menderes-Özal-Erdoğan söylemi, posterleri bu taban
birliğini yansıtmaktadır.
Oy oranları, Türkiye’de Cumhuriyet
karşıtlarının, Cumhuriyet ilkelerini benimseyenlerden daha fazla olduğunu
göstermektedir. Terakkiperver Fırkası’nın ardından
Serbest Fırka’ya yöneliş, ilk serbest genel seçimde
DP’nin yüzde 50’nin üstünde
oy alışı, Adalet Partisi’nin oyunun 1960 sonrasında
ulaştığı düzey, AKP’nin son seçimde aldığı oy oranı,
bunun bir yerde göstergesi. 1974 ve 1977 seçimlerinde CHP birinci parti de olsa,
CHP karşıtı partilerin toplam oyu CHP’den daima daha
fazla olmuştur. AKP’nin oy düzeyi
DP’nin ve AP’nin oy
düzeylerine ulaşamamış olsa da AKP CHP karşıtlarının birleştiği siyasi akımın
günümüzdeki tek temsilcisi olmuştur. Artık DP’nin,
ANAP’ın, DYP’nin yerleri
yoktur.
Türkiye muhafazakârlaştığı için değil, AKP belli bir karşıt akımın tek
temsilcisi olduğu için iktidardadır. Bu yazgının kökü bin dokuz yüzlü yılların
başlarında Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na uzanmaktadır.
Dış güçler, değerleri, yaşam biçimi olarak CHP’yi daha
yakın görseler de, kendi çıkarları açısından CHP karşıtı partileri, her dönem
dolaylı ve dolaysız bir şekilde desteklemişlerdir.
Kadınlarımızın, kızlarımızın başlarını bağlamaları, türban, cumaya
giden sayısındaki artış, yeni camilerin yapımı
Türkiye’nin muhafazakârlaştığını göstermez. Tüm
bunları bir akımın simgeleri olarak algılayabiliriz. Muhafazakârlık değerlere,
geleneklere sahip çıkmakla olur, şeklen olmaz. AKP niçin iktidarda? Alalamadan
tarihi gelişmeye de bakarak doğru çözümlemeye çalışalım.
Yorum Gönder