Ekonomide ne kadar geliştiğimizi bu yeni hırsızlık biçimi ne de güzel gösteriyor.
***
Bu kaba hırsızların yanında bir de kibar kurban hırsızları var.
Bu kibar hırsızları herkes biliyor ama kimse onlara engel olmuyor.
Öyle ki bu kibar hırsızlar bir değil binlerce kurbanı çalıp murdar ediyorlar.
Kibar hırsızlar çetesi, ya dernek ya vakıf halinde örgütleniyor.
İşlerini yasaya uygun gibi yapıyorlar. İlanlar veriyorlar:
Kurbanlarınızı kuralına uygun olarak keseriz; ihtiyaç sahiplerine veririz. Bu fırsatı kaçırmayın!
Benim iyi niyetli mümin kardeşim de diyor ki:
-Bak bak; 500 liraya kurban kesiyorlarmış; vereyim şunlara 500 lira; kurban kesmiş olayım.
Öbür taraftaki örgüt alıyor parayı. Alıyor da o parayı başka biçimde kullanıyor. Onunla evler, arabalar alınıyor; örgütün adamlarının maaşları veriliyor.
Bizim iyi niyetli mümin sanıyor ki kurban kesti. Ama kurbanı murdar oluyor. Parasıyla fesada katkıda bulunmuş oluyor. Hayır yapmaya çalışırken günaha giriyor.
O yüzden dernek adıyla, vakıf adıyla faaliyet gösteren o özel örgütlerden uzak durun. Paranızla günaha girmeyin.
Eğer bir kurum aracılığı ile kurban kesecek iseniz Kızılay gibi her haliyle güvenilecek devlet kurumu ne güne duruyor?
Mehmetçik Vakfı gibi askerimize hizmet eden resmi kuruluş kuralına uygun biçimde kurbanınızı kesebilecek başka bir noktadır.
Kardeşlerim; kurbanlarınızı sakın ola ki bu özel hırsızlara kaptırmayın.
BULAKBAŞI ÖRNEK OLSUN
Bulakbaşı’nı artık tanıyoruz. Burası Iğdır’a 21 kilometre uzaklıktaki bir köy.
PKK buradaki okulu basıyor; 6 öğretmeni kaçırıyor.
Bunu öğrenen köy halkı toplanıp teröristere “yapmayın!” diyorlar. Hatta bir bölüm köylü kaçırılan öğretmenlerin peşine düşüp takip ediyor.
PKK’lılar; halkın sahip çıktığını görünce öğretmenleri bırakıyorlar.
İşte bu çok önemlidir.
Doğu’daki halkımızın artık biraz daha dik durması gerekiyor. Terör karşısında az da olsa bir tepkiye ihtiyaç var. Bunu Bulakbaşı halkı gösterdi.
Eğer halk bölgesindeki öğretmenine,polisine, askerine sahip çıkarsa PKK onlara dokunamaz. Halkın gücü; silahın gücünden üstündür çünkü.
Bulakbaşı’nda atılan adım Türkiye’nin geleceği için örnektir.
Öğretmenine sahip çıkan oradaki kardeşlerimi tebrik ediyorum.
ADNAN ÇİÇEK NEREYE GİTTİ?
Haberi televizyondan izlerken içim burkuldu. Tokat’ta geçirdiğim günler aklımdan geçti.
Bu arada da pencerelerden yerlere döşekler, televizyonlar, çarşaflar atılıyordu. Tokatspor’un halini gösteriyordu bu manzara.
Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup’ta mücadele eden Tokatspor, haczediliyordu.
Eski başkan; alacaklarına karşılık polis ve icra memurları ile gelmiş; Adnan Çiçek Tesisleri’nde eline ne geçirdi ise götürüyordu.
Futbolcular; yataklarının bile alındığını görmüş; kızmışlar; kalanları pencerelerden atıyorlardı.
Yer Adnan Çiçek Tesisleri...
Diyeceksiniz ki kim bu Adnan Çiçek?
Nasıl tanımazsınız efendim? Tokat’ın meşhur belediye başkanı...
Oraya küçücük bir şeyler yaptırmış; üstüne de kendi adını yazdırmış.
Ya bu Adnan Bey; Tayyip Erdoğan gibi birisi olsaydı; onun yaptıklarını yapmış olsa idi.
O zaman Tokat Kalası’ndaki bayrağı bile indirtir oraya Adnan Çiçek Kalası diye bir tabela diktirirdi.
Ama bu beyefendi; adının yazılı olduğu tesis haczedilirken kuş olmuş, uçmuş, başka bir ülkeye gitmişti.
Bu ayıp; Tokatspor’un yataklarının bile haczedilmesi ayıbı ona yeter de artar bile.
Şu kuş gözü kadar tesislerinin tabelasını biraz daha büyük yaptırsın da ayıbının üstünü kapatsın.
Tesisini haczettiren bir başkana oy veren Tokatlılar da bu ayıbın ortağı değil midir?
Yorum Gönder